BBC: Türkiye'nin derinleşen ekonomik krizi, Erdoğan'ı Batı'ya yöneltti

Bir düşünce kuruluşunda çalışan uzmanın "Başka herhangi bir siyasi lider bu U dönüşünden zarar görürdü ama o fayda sağlıyor" ifadesi de haberde yer aldı

11-12 Temmuz'da Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesinde objektifler Erdoğan'a çevrildi (Reuters)
11-12 Temmuz'da Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesinde objektifler Erdoğan'a çevrildi (Reuters)
TT

BBC: Türkiye'nin derinleşen ekonomik krizi, Erdoğan'ı Batı'ya yöneltti

11-12 Temmuz'da Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesinde objektifler Erdoğan'a çevrildi (Reuters)
11-12 Temmuz'da Vilnius'ta düzenlenen NATO zirvesinde objektifler Erdoğan'a çevrildi (Reuters)

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, bugün "Türkiye'nin derinleşen ekonomik krizi, Erdoğan'ı Batı'ya yöneltti" başlıklı bir haber yayımladı. 

Victoria Craig'in imzasını taşıyan haberde İsveç'in NATO üyeliğine yönelik veto tutumundan vazgeçme kararı alan Recep Tayyip Erdoğan'ın uzadıkça kötüleşen ekonomik krize çare bulmaya çalıştığı savunuldu.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO zirvesinin düzenlendiği Litvanya'ya gitmeden saatler önce Stockholm yönetimini terörizmle mücadelede yeterince işbirliği yapmadığı gerekçesiyle eleştirdiği hatırlatıldı. Pazartesi günü uzun süredir devam eden itirazından vazgeçip İsveç'in önündeki engeli kaldırmasının NATO liderlerini şaşkına çevirdiği bildirildi. 

Bunun Batı'yla diplomatik ilişkileri onarmak için atılmış büyük bir adım olduğu ve yabancı yatırımcıların güvenini kazanmayı hedeflediğini gösterdiği öne sürüldü. 

Sadeq Institute adlı düşünce kuruluşunda çalışan Siyasi Risk Analisti Batu Coşkun'un şu görüşleri aktarıldı: 

Klasik bir Erdoğan hareketi. Siyaset ve tondaki ani değişim apansızın ortaya çıktı. Başka herhangi bir siyasi lider bu U dönüşünden zarar görürdü ama o fayda sağlıyor. Seçimden sonra Erdoğan'ın hem Rusya hem de Batı'yla ilişkiler konusunda özgüvenini artırdığını düşünüyorum.

Erdoğan'ın İsveç, ABD, NATO ve hatta Avrupa Birliği'nden aldığı taahhütler sonucu fikrini 180 derece değiştirdiği savunuldu. ABD'den F-16 alımı ve AB'ye katılımla vize serbesti konularında ilerleme umudunun canlandığı vurgulandı. 

Türk lirasının değer kaybettiği, enflasyonunsa etkili olduğu belirtilen haberde Türkiye'deki ekonomik durum fırıncı Burhan Morkoç'a soruldu. Günde 17 saat boyunca Kadıköy'de simit yaptıklarını ve bölgedeki kiraların son bir buçuk yılda yüzde 400 arttığını söyleyen Morkoç, "İşler pek iyi değil. Her şey çok pahalı. İnsanlar eskiden iki alırken şimdi bir alıyor. Talep artık az" dedi. 

Morkoç bu süre zarfında odunun yüzde 900, unun yüzde 500, mayanın yüzde 255, susamınsa yüzde 150 zamlandığını söyledi. 

BBC

Erdoğan'ın düşük faiz politikası sonrasında oluşan sorunları gidermek için yeniden Mehmet Şimşek'i göreve getirdiği hatırlatıldı.

Morkoç gibi kişilerin Maliye Bakanı değişikliğinden pek de etkilenmediği aktarıldı:

Gelin burada 18-20 saat durun bakalım. Günde üç saat uykuyla çalışıyorum. Gelsin de bunu yapsın. Orada oturup karar vermek kolay. İşler öyle işlemiyor.

Erdoğan'ın NATO zirvesinden dönerken gazetecilere "Enflasyonu yeniden tek hanelere getireceğiz" dediği, ekonomistlerinse 900 milyar dolarlık ekonominin düzelmesi için zaman ve sabır vurgusu yaptığı bildirildi. 

Yılın ilk 5 ayında verilen 37,7 milyar dolarlık cari açığa işaret edildi. Türkiye'nin hem Batı'yla, hem Rusya'yla hem de Körfez Arap ülkeleriyle ilişkilerini iyi tutarak krizi atlatmayı ve yabancı yatırımcılara güven vermeye çalıştığı savunuldu. Ekonomist İris Cibre, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

Bir kez daha yüzümüzü Batı'ya dönüyoruz. Arkamızda da Rusya var.

Diğer yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü açıklamasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i Ağustos içinde Türkiye'de misafir etme hazırlığı olduğunu belirtti. Karadeniz tahıl koridoru anlaşmasının uzatılması konusunda hemfikir olduklarını ve anlaşmanın uzatılması için gayret edeceklerini bildirdi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin 7 Temmuz'da Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından kendisiyle birlikte götürdüğü Azov Taburu komutanları cepheye geri döneceklerini açıklamış, bu durum Kremlin'in tepkisini çekmişti. 

Peskov, Azov Taburu liderlerini iade etme kararının, NATO zirvesi öncesinde Türkiye'nin dayanışma gösterme baskısı altında olduğunu ortaya koyduğunu söylemişti.

Independent Türkçe, BBC, Reuters



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.