Siyasi partiler, 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler için yavaş yavaş hazırlıklara başlarken, Türkiye’de Suriyeli mülteciler konusu yeniden gündeme geldi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumartesi günü Afyon Kocatepe’de yaptığı konuşmada, sığınmacı sorununun, milli güvenlik sorunu olduğunu vurguladı.
Akşener konuşmasında konuya ilişkin şunları söyledi;
“Türkiye’nin her şehri Suriyeliler ve Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken, bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyor. IŞİD ve PKK gibi terör örgütleri, tehditlerini sığınmacılar üzerinden de ülkemize yönelttiklerinden, bu durum büyük bir iç güvenlik sorununa dönüştü.”
Akşener, partisinin Mart ayında yapılacak yerel seçimlere tek başına katılacağını ima ederek şunları söyledi;
“Gelin, tüm siyasi partiler, hep birlikte, ayrı ayrı seçimlere girelim ve milletimize hizmet için yarışalım. Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda, elbette işbirlikleri olabilir. İYİ Parti olarak, hür ve milli siyaset anlayışımız gereği, gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için sırtımızda kurban kesen, şahsi hayallerini ve kariyerlerini önceleyen, mevcut güç ve siyasal ilişkilerine destek arayan, marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan hiç kimseyle herhangi bir işbirliği yapmayacağız.”
İYİ Parti’nin tüm mültecilerin ülkelerine dönmesini esas alan net bir program hazırladığını dile getiren Akşener, “Sınırlarımızın kevgire dönmesine daha fazla tahammülümüz yok. Milli Göç Doktrinimiz ortada. Buyurun kullanın. Derhal ve bir an önce sınırlarımızda tam kontrol sağlayın. Sığınmacıların ülkelerine dönüşünü hızlandırın” diye konuştu.
Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, İYİ Parti, Suriye hükümeti, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) ile müzakereler yoluyla Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesini önerdi.
Son resmi istatistiklere göre, Türkiye yaklaşık 3,4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken, 500 binden fazla kişi Suriye’nin kuzeyinde Türk kuvvetleri ve onlara bağlı Suriye Milli Ordusu’nun kontrolündeki bölgelere gönüllü olarak geri döndü.
Türk hükümeti, bir milyondan fazla Suriyeli mültecinin gönüllü geri dönüşünü sağlamaya yönelik projelerden söz ederken, Rusya’nın himayesinde ve İran’ın da katılımıyla başlatılan Şam ile ilişkileri normalleştirme yolunun başarıya ulaşmasını umuyor.
Ancak mültecilerin Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölgelere ve Suriye hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelere dönüşünü hızlandırmaya yardımcı olmak amacıyla haziran ayında yapılan 20. Astana Toplantısı’ndan bu yana tam bir durgunluk yaşandı.
Son dönemde, başta Suriyeliler olmak üzere mültecilerin zorla sınır dışı edilmesine ilişkin şikayetler arttı.
Gözlemciler, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mart ayındaki yerel seçimler öncesinde ‘mülteci ve göçmen kartını’ muhalefetin elinden alma girişimi olarak değerlendiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, “Düzensiz göçle, zehir tacirleriyle mücadelemiz güçlenerek devam ediyor. Türkiye'yi mülteci akınlarıyla sıkıştırma senaryolarını boşa çıkarıyoruz. İnsan kaçakçılarına karşı alınan tedbirleri artırdık. 143 bin düzensiz göçmenin ülkeye girişini engelledik” dedi.
Erdoğan, “Tarihimizde kültürümüzde yeri olmayan ırkçılık ve yabancı düşmanlığının toplumumuza sirayet etmesine müsaade edemeyiz” ifadelerini de kullandı.