Prof. Dr. Naci Görür: Herhangi bir gün sabah uyandığımız zaman binlerce insanımızı kaybettiğimizi duyabiliriz

"Kentlerimizi deprem dirençli hale dönüştürmeliyiz. Çünkü depremi durdurmak mümkün değil. Eğer ölmeyeceksek kentleri deprem dirençli yapacağız. Bu mümkün mü? Mümkün"

AA
AA
TT

Prof. Dr. Naci Görür: Herhangi bir gün sabah uyandığımız zaman binlerce insanımızı kaybettiğimizi duyabiliriz

AA
AA

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Kentlerimizi deprem dirençli hale dönüştürmeliyiz. Çünkü depremi durdurmak mümkün değil. Eğer ölmeyeceksek kentleri deprem dirençli yapacağız. Bu mümkün mü? Mümkün." dedi.

Dicle Üniversitesi, Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu, Ticaret ve Sanayi Odası ile Diyarbakır Mermerciler, Madenciler Derneği ev sahipliğinde kentteki bir otelde düzenlenen "Depreme Dirençli Kentler Diyarbakır Çalıştayı"nda Türkiye'de meydana gelen depremler ile şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi çalışmaları değerlendirildi.

Prof.Dr. Naci Görür, programda yaptığı konuşmada, Alp-Himalaya dağ kuşağında yer alan Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerde 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Görür, "Bugün olmazsa yarın, herhangi bir gün sabah uyandığımız zaman 7 büyüklüğünde bir depremin herhangi bir yerde olduğunu ve binlerce insanımızı kaybettiğimizi duyabiliriz, öğrenebiliriz. Bu bizim için sürpriz olmaz. Şimdi bu bir hakikat." ifadelerini kullandı.

13 milyon seneden beri devam eden bir doğa olayının milyonlarca sene daha devam edeceğine dikkati çeken Görür, bu nedenle herkesin deprem dirençli kentler konusunda istekli olmasının önemli olduğunu anlattı.

"Kentlerimizi deprem dirençli hale dönüştürmeliyiz. Çünkü depremi durdurmak mümkün değil. Eğer ölmeyeceksek kentleri deprem dirençli yapacağız. Bu mümkün mü? Mümkün." diyen Görür, deprem öncesi gerekli önlemlerin alınması durumunda bu kadar can kaybının yaşanmayacağını ifade etti.

Diyarbakır'ın zemininin genel olarak sağlam olduğunu dile getiren Görür, şöyle devam etti:

"Bazaltlar var, bunların çeşitleri olabilir ama bir kısmı gözenekli, kimi yerlerde çatlaklı da olabilir. En genç olanlarını söylüyorum, yüzeyde akıntı şeklinde gelişmişlerdir. Altlarında da kırmızı renkli, kırıntılı kumlu zemin bulunur. Dolayısıyla yapacağınız temeller 5-10 metreyi geçmemeli. Büyük çoğunlukla evleriniz bazalt üzerinde olur. Siz bazaltların üzerinde evinizi yaparsanız, evinizi de sağlam yaparsanız o evler şununla tek karşılaşabilir, bazaltlarda göreceli olarak su bulunabilir. Deprem sırasında bu su basıncı yediği zaman dolayısıyla aynı o basıncı iletir, dolayısıyla temellere zarar verebilir binayı sendeletebilir ama yıkmaz. Diyarbakır'ın özellikle ova tarafından bahsediyorum, genellikle deprem dalgalarını sülümlendirir. Yani bazalt kütlesi o tür bir rol de oynar."

Görür, kentleri depremde dirençli hale getirmek için yapılması gereken çalışmaları hakkında bilgi verdi.



Rapor: İsrail, Türkiye tarafından denetlenen Suriye üslerini vurarak bölgesel çatışma riskini artırdı

 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
TT

Rapor: İsrail, Türkiye tarafından denetlenen Suriye üslerini vurarak bölgesel çatışma riskini artırdı

 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)

Reuters'a konuşan dört kaynak, İsrail'in bu hafta hava saldırıları düzenlemesinden önce Türkiye'nin, planlanan ortak savunma anlaşmasının bir parçası olarak asker konuşlandırabileceği Suriye'deki en az üç hava üssünü incelediğini söyledi.

Bombardıman, aralık ayında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra İslamcıların liderliğinde yeni bir hükümetin kurulduğu Suriye konusunda iki güçlü bölgesel ordu arasında potansiyel bir çatışmaya işaret ediyor.

Türkiye tarafından denetlenen üç bölgeye çarşamba akşamı yapılan ve ağır bombardımanı da içeren İsrail saldırıları, Ankara'nın Suriye'de artan askeri varlığının, İsrail'i tehdit etme amacı taşımadığı konusunda Washington'a güvence verme çabalarına rağmen gerçekleşti.

 İsrail'in Suriye'ye düzenlediği son baskınlardan biri (Reuters)İsrail'in Suriye'ye düzenlediği son baskınlardan biri (Reuters)

Esed'in yerine geçen İslamcılar, sınırında bir İslamcı varlığından korkan ve Türkiye'nin ülkede artan etkisini sınırlandırması için ABD'ye baskı yapan İsrail'i endişelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Esed'e karşı muhalif güçlerin uzun süredir destekçisi olan Ankara, Suriye'nin merkezinde yeni Türk üsleri ve ülkenin hava sahasını kullanabilecek potansiyel bir ortak savunma anlaşması da dahil olmak üzere, yeniden yapılandırılmış bir Suriye'de kilit bir rol oynamaya hazırlanıyor.

 İsrail'in 2023 yılında Suriye'ye düzenlediği saldırılardan (Arşiv- Reuters)İsrail'in 2023 yılında Suriye'ye düzenlediği saldırılardan (Arşiv- Reuters)

Bölgedeki bir istihbarat yetkilisi, iki Suriyeli askeri kaynak ve konu hakkında bilgi sahibi bir başka Suriyeli kaynak, hazırlıkların bir parçası olarak Türk askeri heyetlerinin son birkaç hafta içinde Suriye'nin Humus vilayetindeki T4 ve Palmira hava üsleri ile Hama vilayetindeki ana havaalanını ziyaret ettiğini söyledi.

Adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynaklar, daha önce haber verilmeyen bu ziyaretleri değerlendirdi.

Bölgedeki bir istihbarat yetkilisi, Türk ekiplerinin iki üste pistlerin, hangarların ve diğer altyapının durumunu değerlendirdiğini belirtti.