Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas açıklaması, Batı'da nasıl yankılandı?

Erdoğan'ın Hamas militanlarını "terör örgütü değil mücahitler grubu" diye tanımlaması, Batı'da farklı açılardan yorumlandı

İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas açıklaması, Batı'da nasıl yankılandı?

İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas militanlarını "mücahitler grubu" diye nitelemesi Batı basınında geniş yankı buldu.

Erdoğan, AK Parti grup toplantısında dün yaptığı konuşmada, Hamas militanlarıyla ilgili şunları söyledi: 

Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını ve vatanını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur. Davos'ta söylemiştim, 'Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz' demiştim. O günden bu yana Davos'a bir daha gitmedim. Hayatımda bir kere bu Netanyahu denen adamın elini sıktım. İyi niyetimiz vardı, suistimal edildi. İsrail'e gitme projemiz vardı, gitmeyeceğiz.

Batı medyasında yayımlanan yazılarda, genellikle Erdoğan'ın savaşın başındaki itidalli tutumunu değiştirdiğine dikkat çekilirken, açıklamaların Türkiye'nin İsrail'le ikili ilişkilerine zarar verebileceğine işaret edildi.

Times of Israel: Türkiye-İsrail ilişkilerine ağır darbe 

İsrail'in önde gelen haber sitelerinden Times of Israel'in analizinde, Erdoğan'ın açıklamasının, son dönemde Türkiye ve İsrail arasındaki yakınlaşmayı zora soktuğu savunularak, şu ifadelere yer verildi: 

Erdoğan'ın Hamas'ı savunması ve İsrail'e yönelik suçlamaları, yıllar süren husumetin ardından son bir buçuk yılda ilişkileri düzeltme çabalarına ağır bir darbe vurdu.

Haberde, Türkiye ve Hamas ilişkilerine de dikkat çekildi. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'ndan bazı isimlerin İstanbul'dan faaliyet gösterdiği öne sürüldü. Bununla ilgili hiçbir kanıt sunulmazken, Ankara ise sadece Hamas'ın siyasi kanadının İstanbul'da olduğunu bildirmişti. 

Haaretz: Erdoğan ateşkes istiyor

İsrail'in muhalif gazetelerinden Haaretz'in haberindeyse Erdoğan'ın hem İsrail'e hem de Filistinlilere karşılıklı saldırıları durdurma çağrısı yaptığına işaret edildi.

Ankara'nın muhtemel ateşkes için arabulucu rolünü sürdürmek istediğine dikkat çekilirken, "Türk lider, gözünü uluslararası topluma çevirerek Birleşmiş Milletler'in İsrail'in Gazze'ye bombardımanına ilişkin karar üzerinde uzlaşamamasından ‘üzüntü duyduğunu' söyledi" ifadelerine yer verildi. 

Jerusalem Post: İsrail'i suistimalle suçladılar

İsrail'in sağcı gazetelerinden Jerusalem Post'taki haberde de "Erdoğan, İsrail'i Türkiye'nin iyi niyetini suistimal etmekle suçladı" dendi. 

Gazete, son döndemde ikili ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabalara işaret ederek, "Türkiye daha önce İsrail'le uzun süredir gergin olan ilişkilerini düzeltmeye çalışıyordu. Erdoğan, Gazze'deki olaylar nedeniyle İsrail'e yapmayı planladığı geziyi iptal ettiğini söyledi" ifadeleri kullanıldı.

Politico: Erdoğan artık arabulucu değil

ABD'nin tanınmış gazetecilik kuruluşlarından Politico, "Erdoğan, daha önceki barış elçisi olma heveslerine rağmen, NATO müttefiklerinden koparak bölgeye yapacağı geziyi iptal etti" diye yazdı.

Haberde, İsrail'e gezi planlarını iptal etmesinin ve Hamas'ı "mücahitler grubu" diye nitelemesinin ardından Erdoğan'ın, Gazze'deki savaşta üstlendiği arabuluculuk rolünü artık gerçekleştiremeyeceği savunuldu.

New York Times: Erdoğan, İsrail ve Batı'ya ateş püskürdü

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Erdoğan'ın açıklamalarının Türkiye'nin NATO'daki müttefikleriyle ve Washington yönetimiyle arasını bozacağını yazdı.

"Türk lider, İsrail'e ateş püskürdü, Hamas'ı savundu" başlıklı haberde, Cumhurbaşkanı'nın Gazze savaşında aldığı tavırla Rusya - Ukrayna savaşına yaklaşımı arasında şöyle bir paralellik kuruldu: 

Erdoğan'ın Gazze'deki çatışmada çoğu Batılı liderin tutumundan ayrılması, NATO müttefikleriyle Rusya meselesine dair yaşadığı görüş ayrılıklarının ardından geldi. Türkiye geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınarken, Rus savaş makinesini zayıflatmayı amaçlayan Batı yaptırımlarına katılmayı reddetmişti.

Bloomberg: Borsa çakıldı

ABD merkezli Bloomberg'ün internet sitesindeki haberde, Erdoğan'ın İsrail ve Hamas'la ilgili açıklamalarının ardından dün BİST 100 Endeksi'nde yüzde 7,1 düşüş yaşandığına dikkat çekildi. Bunun ardından hisselerde ciddi değer kaybı yaşandığı belirtildi. Türk Hava Yolları'nın hisselerinde de yüzde 6,2 düşüş yaşandığına dikkat çekildi.

Söz konusu oranın, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli iki depremden bu yana görülen en büyük düşüş olduğu belirtildi.

Le Monde: Erdoğan ihtiyatlı tavrını bıraktı

Fransız Le Monde, Erdoğan'ın Gazze'deki savaşta başından beri izlediği dengeli politikayı bıraktığını savundu.

Haberde, Erdoğan'ın savaşın ilk haftasında "İsrail'le son dönemdeki normalleşmeyi de gözeterek dengeli bir diplomasi yürüttüğü" belirtilirken, Cumhurbaşkanı'nın Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi'ne 17 Ekim'de düzenlenen saldırının ardından Tel Aviv yönetimine karşı söylemlerini sertleştirdiğine dikkat çekildi. 

Euronews: İsrail'e karşı artık daha çatışmacı

Belçika merkezli televizyon kuruluşu Euronews'in haber sitesinde, Erdoğan'ın konuşmasında hem Batı'yı hem de İsrail'i hedef alarak, Gazze'deki savaşa yönelik tutumunu değiştirdiği öne sürüldü.

Haberde, "Savaşın başında itidal çağrısında bulunan Erdoğan, İsrail'e karşı daha çatışmacı bir tutum sergilemeye başladı" dendi.

Reuters: Erdoğan, İsrail'le normalleşmeyi askıya aldı 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, "Erdoğan, Gazze çatışmalarına ilişkin şimdiye kadarki en sert çıkışını yaparak, Hamas'ın terör örgütü değil, Filistin topraklarını kurtarmak için savaşan bir kurtuluş grubu olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.

Haberde, şu yorum yapıldı: 

Gazze'deki çatışmalar, Türkiye ve İsrail arasında yıllardır süren husumetin ardından ilişkilerin düzelmeye başladığı ve enerji alanında işbirliğine odaklanıldığı bir döneme denk geldi. Erdoğan, bu normalleşme çabalarının artık askıya alındığını gösterdi.

Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına İsrail yanlısı siyasetçilerden de tepki geldi. 

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail, Erdoğan'ın sözlerini reddediyor. Hamas, IŞİD'den bile daha aşağılık bir terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar ise Twitter hesabından "Erdoğan terörü destekliyor, bu kadar basit. Artık Türkiye'yle ilişkilerimizdeki rotayı yeniden değerlendirme vakti geldi" diye yazdı. 

İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini de Erdoğan'ın açıklamasına tepki göstererek, "Bu sözler vahim ve iğrenç. Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'den, protesto için Türk Büyükelçisi'ni bakanlığa çağırmasını isteyeceğim" ifadelerini kullandı. 

ABD devletinin fonladığı Amerika'nın Sesi Türkçe'de yer alan haberde, ABD Kongresi'nden bir grubun, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a mektup gönderdiği yazıldı. Buna göre ABD Kongresi Yunan Dostluk Grubu Eşbaşkanları Chris Pappas ve Gus Bilirakis'in Blinken'a sunduğu mektupta, Hamas'a verdiği destek nedeniyle Ankara'ya karşı harekete geçilmesi çağrısı yapıldı.

Aksa Tufanı operasyonu

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 2 bin 704'ü çocuk, 1584'ü de kadın 6 bin 546 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 17 bin 439'a yükseldi. 

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 308'i asker 1400 kişinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.