Türkiye, Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Türkiye, Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş (Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye, Libya’yı yeniden birleştirmek ve uluslararası toplumdaki konumunu yeniden tesis etmek amacıyla Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’ne desteğini yineledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe’de Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Muhammed Tekale ile görüştü.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da katıldığı görüşmede, Libya’daki gelişmeler ve seçim yapılmasına yönelik çalışmalar ele alındı.

Kurtulmuş ayrıca, Salı akşamı TBMM Genel Merkezi’nde Tekale ile görüştü.

Libya’nın son yıllarda içinden geçtiği sıkıntıları yakından bildiklerini ve takip ettiklerini belirten Kurtulmuş, Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti’nin güçlü bir şekilde varlığının devam etmesini ve nihayetinde Libya’nın tek bir çatı altında birleşmesini arzu ettiklerini söyledi.

FOTO: Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız Trablus’ta Tekale ile görüşmede (Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız Trablus’ta Tekale ile görüşmede (Dışişleri Bakanlığı)

Türkiye’nin Libya’nın meşru hükümetinin yanında olduğunu dile getiren Kurtulmuş, mevcut sorunların bir an evvel çözülmesi ve Libya’nın uluslararası toplumda hak ettiği yere kavuşması için desteklerini sürdürdüklerini vurguladı.

Tekale’nin Türkiye ziyareti, Pazar günü Trablus’taki Yüksek Devlet Konseyi Genel Merkezi’nde, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız ile yaptığı görüşmeden iki gün sonra gerçekleşti.

Bu görüşmede, Türkiye ile Libya arasındaki iş birliği ilişkileri ve bunları geliştirme yollarının yanı sıra, siyasi durum ve seçimlerin yapılmasını engelleyen sorunların aşılmasına yönelik mekanizmalar ele alındı.

Yıldız, ayrıca Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık Kebir ile iki ülke merkez bankaları arasındaki iş birliği, yatırım ve işbirliği fırsatlarını da görüştü.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed Menfi ile de bir görüşme gerçekleştiren Yıldız, Türkiye’nin iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmeye yönelik çabalarını yineledi.

Söz konusu görüşmede, Türk Hava Yolları’nın (THY) Libya seferlerinin yeniden başlaması konusu da ele alındı.

Yıldız ve beraberindeki heyet, Trablus’un ardından Bingazi’ye de ziyarette bulundu.

Libya’nın doğusundaki Tobruk kentinde bulunan Temsilciler Meclisi tarafından atanan İstikrar Hükümeti Facebook üzerinden yaptığı açıklamaya göre, Türk heyeti, geçtiğimiz ay yaşanan sel felaketinden etkilenen Derne ve diğer şehirlerin yeniden inşasına yönelik uluslararası konferansa katılmak üzere Bingazi’ye gitti.

Yıldız da açıklamasında, Libya ziyaretinin, bölgeyi vuran sel felaketi sonrasında Türk iş ekiplerini denetlemek üzere Bingazi ve Derne’yi ziyaret etmenin yanı sıra Türkiye-Libya ilişkilerinin geleceği konusunda Libyalı yetkililerle koordinasyon sağlama amacı taşıdığını söyledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı, seçimlerle ilgili yasalara ilişkin anlaşmazlıkların Temsilciler Meclisi ve Yüksek Devlet Konseyi arasında uzlaşma ve fikir birliği yoluyla çözülebileceğini vurgulayarak, seçim yasalarındaki anlaşmazlık noktalarının aşılamaz olmadığını, Türkiye’nin kendi tecrübelerine dayanarak seçim yasalarında yardım ve koordinasyon sağlamaya hazır olduğunu söyledi.

FOTO: Erdoğan, geçen hafta İstanbul’da Dibeybe ile yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı)
Erdoğan, geçen hafta İstanbul’da Dibeybe ile yaptığı görüşmede (Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye ile Trablus arasındaki askeri iş birliğine değinen Yıldız, sınırları ve topraklarının güvenliği için Libya’da meşru hükümetin gözetiminde birleşik bir orduya sahip olmanın amaçlandığını dile getirdi.

Yıldız, Türk subay ve eğitmenlerin Libya’da başarıya ulaşmış seçkin bir deneyime sahip olduklarının altını çizen Yıldız, Türkiye’nin dünyaya savunma malzemeleri ihraç ettiğini ve eğer Libya’da birleşik bir ordu olursa bu tecrübeler ve sanayilerden faydalanacağını da belirtti.

Libya’nın uluslararası topluma ‘bölge ve dünyanın yaşadığı krizlerin çözümüne katkıda bulunan güçlü bir ülke olarak’ geri döneceğine dair umudunu da ifade etti.

Son dönemde Ankara ile Trablus arasındaki görüşmeler ve karşılıklı ziyaretler yoğunlaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe ile Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldi.

Dibeyde ayrıca, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü.

Görüşmede, Derne’yi yeniden inşa etme ve Türkiye’nin afetlerle mücadele deneyiminden yararlanma konusu ele alındı.

Ayrıca askeri eğitim alanında işbirliğinin güçlendirilmesine devam edilmesi, Libya’nın batısındaki güçlerin etkinliğinin artırılması, enerji ve ticaret alışverişi alanında işbirliğinin geliştirilmesi ve vatandaşların iki ülke arasındaki vize işlemlerine ilişkin prosedürlerin kolaylaştırılması tartışıldı.

Diğer yandan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Libya’ya silah ambargosuna ilişkin 2292 sayılı kararının uygulanmasının izlenmesine ilişkin Avrupa’nın Akdeniz’deki İrini Operasyonu, Türkiye’nin MV Kosavak gemisinin denetlenmesine bir kez daha izin vermediğini bildirdi.

İrini Operasyonu’nun sosyal medya platformu X üzerinden yapılan açıklamada, Libya’ya giden Türk bayraklı konteyner gemisi MV Kosovak’ı denetlemek istedikleri, ancak Türkiye’nin denetleme iznini bir kez daha reddettiği ifade edildi.

Söz konusu açıklamada ayrıca, “BMGK, tüm BM üyelerini denetimlerde işbirliği yapmaya çağırıyor” denildi.

Türkiye, geçtiğimiz iki yıl boyunca, İrini Operasyonu’nu Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti’ni kuşatmakla suçlayarak, Libya’nın batısına giden gemilerinin denetlenmesini defalarca reddetti.

İrini Operasyonu, Libya'ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi amacıyla BMGK’nın 2016 tarihli 2292 ve 2020 tarihli 2526 sayılı kararları uyarınca faaliyet gösteriyor.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.