Avrupa basını, Erdoğan'ın Almanya ziyaretini yazdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın günübirlik Almanya ziyareti, farklı açılardan değerlendirildi

Scholz, başbakan seçildikten sonra Türkiye'ye ilk ziyaretini geçen yıl martta yapmıştı (Reuters)
Scholz, başbakan seçildikten sonra Türkiye'ye ilk ziyaretini geçen yıl martta yapmıştı (Reuters)
TT

Avrupa basını, Erdoğan'ın Almanya ziyaretini yazdı

Scholz, başbakan seçildikten sonra Türkiye'ye ilk ziyaretini geçen yıl martta yapmıştı (Reuters)
Scholz, başbakan seçildikten sonra Türkiye'ye ilk ziyaretini geçen yıl martta yapmıştı (Reuters)

Avrupa basını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretini yakından takip ediyor.

Berlin hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan'ın günübirlik ziyaretinde bugün Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'la görüştükten sonra Başbakan Olaf Scholz'le yemeğe katılması planlanıyor.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun ardından gelen karşılıklı açıklamalarla iki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşirken, Avrupa basını da ziyareti farklı açılardan değerlendirdi.   

AFP: "Türkiye, Almanya için önemli oyuncu olduğunu kanıtladı" 

Fransız haber ajansı AFP, Berlin ve Ankara'nın özellikle Gazze savaşında zıt kutuplarda yer aldığına dikkat çekerek, Scholz'ün İsrail'e koşulsuz destek verdiğini, Erdoğan'ınsa Hamas'ın "topraklarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubu" diye tanımladığını hatırlattı.

Analizde, Berlin hükümetinin tansiyona rağmen Ankara'yla ilişkilerini korumaya çalıştığına işaret edilerek, şu değerlendirmeler paylaşıldı: 

Rusya'nın başlattığı savaş sırasında Ukrayna'dan tahıl sevkıyatının yapılmasına aracılık etmesi ve 2015-2016'da Avrupa'ya göçmen akınının hafifletilmesine yönelik kilit bir anlaşmayı onaylaması, NATO üyesi Türkiye'nin önemli bir oyuncu olduğunu kanıtladı.

Almanya'nın ayrıca en büyük Türk diasporasına ev sahipliği yaptığı ve ülkedeki çoğu kişinin Erdoğan'ı desteklediği yazıldı.  

Haberde, Almanya'da iktidar ortağı liberal Hür Demokrat Parti'nin (FDP) genel sekreteri Bijan Djir-Sarai'nin, Scholz'den Erdoğan'la görüşmeyi iptal etmesini istediği de hatılratıldı. 

BBC: "Almanya ve Türkiye'nin birbirine ihtiyacı var"

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin Almanya muhabiri Damien McGuinness, Berlin'in "Erdoğan'ın ziyaretinde Gazze'deki savaşla ilgili yapacağı herhangi bir yorumun gerilimi tırmandırmasından endişelendiğini" yazdı.

Analizde, II. Dünya Savaşı'ndaki Holokost'tan duyulan tarihi suçluluk nedeniyle İsrail'e desteğin Alman dış politikasının temel taşlarından biri olduğu, sol kesim içinse Filistin davasını savunmanın "totem" haline geldiği belirtildi.

McGuinness, Almanya'da üç milyona yakın Türk kökenli kişinin yaşadığını ve mayıstaki genel seçimlerde diasporadan Erdoğan'a ciddi oranda oy çıktığını hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: 

Almanya ve Türkiye'nin birbirine ihtiyacı var. Almanya, Türkiye için önemli bir ticaret ortağı. Aynı zamanda dünyanın en büyük Türk diaspora topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan için orası bir seçim mücadelesi alanı.

Analizde, Scholz'ün göçmen akınını durdurmak için Türkiye'yle anlaşmayı yenilemek istediği, Ukrayna savaşında da Ankara hükümetinden desteğini artırmasını isteyeceği belirtildi. 

McGuinness, "Scholz, Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin ardından mayısta kendisini Berlin'e davet etmişti. Muhtemelen şimdi 'Keşke yapmasaydım' diyordur" ifadeleriyle analizini noktaladı.

Reuters: "Eurofighter Typhoon jetlerinin tedariki sallantıda"

BK merkezli haber ajansı Reuters, Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin "Gazze savaşının gölgesinde gerçekleşeceğini" yazdı.

Ajans, Erdoğan ve Scholz'ün görüşmesinde Türkiye'nin satın almak istediği Eurofighter Typhoon jetlerinin de gündeme gelebileceğini aktardı. 

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün TBMM'deki komisyon toplantısında bu uçaklardan 40 tane almayı planladıklarını, BK ve İspanya'dan onay çıktığını fakat Almanya'nın ikna edilmesi gerektiğini söylemişti.

Ajansın analizinde, Erdoğan'ın jetler için Scholz'den onay almaya çalışacağı belirtilirken, mevcut durumda bunun mümkün olmayabileceği yorumu yapıldı.

Politico: "Erdoğan, Avrupa'yı sinirlendirmekten çekinmiyor"

ABD'nin önde gelen gazetecilik kuruluşlarından Politico'nun Avrupa bürosunun analizinde, Erdoğan'ın Gazze savaşının başında dengeli bir politika izleyerek arabuluculuk rolü üstlenirken, sonradan yönünü değiştirerek Hamas'ı desteklediği ifade edildi.

Kuruluşun Almanya muhabiri James Angelos, cumhurbaşkanının açıklamalarının ABD ve Avrupa Birliği'nde (AB) geniş yankı bulduğuna dikkat çekerken, Batılı liderlerin Erdoğan'la "kabul edilebilir düzeyde istikrarlı ilişkiler sürdürmeye çalıştığını" yazdı. 

Analizde, "Erdoğan, İslam dünyasının en büyük lideri olmayı arzuluyor, bu yolda Avrupalı ve ABD'li müttefiklerini sinirlendirmekten de çekinmiyor" dendi.

Haberde, New York merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nden Henri J. Barkey'nin şu yorumlarına yer verildi: 

Onu bir nevi şımarttık ve ceza almadan istediği her şeyi yapmasına izin verdik. Karşılık vermiyoruz. Bu yüzden yaptığı yanına kâr kalıyor.

Analizde, Erdoğan'ın Tel Aviv yönetimini Filistinlilere saldırılarından ötürü "faşist" diye nitelediği, Scholz'ünse İsrail'in uluslararası hukuka uygun davrandığını savunarak suçlamaya tepki gösterdiği de hatırlatıldı.

DW: "Asıl soru, ne kadar doğrudan iletişim kurulabileceği"

Almanya'nın kamu yayıncısı DW'nin haberinde, Erdoğan'ın ziyaretinin kapalı kapılar ardında gerçekleşeceğine dikkat çekilerek, güvenlik önlemlerinin artırıldığı ve 500 polis memurunun görevlendirildiği belirtildi. 

Haberde, Erdoğan'ın cumartesi Berlin Olimpiyat Stadı'nda oynanacak Almanya-Türkiye futbol maçına katılımının da iptal edildiği aktarıldı. 

Erdoğan'ın İsrail'e yönelik sert eleştirilerinin Almanya'da geniş yankı bulduğu belirtilirken, ziyaretin iptaline yönelik taleplerin, diyalog isteği karşısında zayıf kaldığı ifade edildi. Berlin yönetiminin davetine, ana muhalefetteki merkez sağ Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz'in de destek verdiği hatırlatıldı. 

Analizde, iki ülke arasındaki bağlara ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı: 

Ekonomik sorunlarla mücadele eden Türkiye, Almanya ve AB'yle iyi iş ilişkilerinden faydalanıyor. Buna karşılık Türkiye, AB'ye göçmen akınını durdurma çabalarında önemli bir ortak haline geldi. Türkiye, Ukrayna ve Rusya arasında olduğu gibi kriz arabuluculuğu da yapabilir. İsrail ve Hamas arasındaki son çatışmalar, Türkiye'nin bu konudaki profilini daha da yükseltti.

DW, her şeye rağmen ülkeler arası diyaloğun korunması taraftarı olduğunu belirten Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Marie-Agnes Strack-Zimmermann'ın "Gazze'deki savaşın yayılmaması önemli ve tabii ki Türkiye'nin de burada bir rolü var. Dolayısıyla birbirimizle konuşmak zorundayız. Asıl soru, ne kadar doğrudan iletişim kurabileceğimiz" sözlerini de aktardı.

Independent Türkçe



MİT Başkanı siyasi krizin ortasında Libya'yı ziyaret etti

Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
TT

MİT Başkanı siyasi krizin ortasında Libya'yı ziyaret etti

Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)

Trablus hükümetinin destekçileri petrol ihracatını durduran ve dört yıllık göreceli istikrarı tehlikeye atan siyasi çıkmazdan bir çıkış yolu ararken, Türkiye'nin istihbarat şefi Libya'yı ziyaret etti.

Bir Türk güvenlik kaynağı bugün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ulusal istihbarat servisinin başkanı İbrahim Kalın'ın dün Başbakan Abdulhamid Dibeybe ve diğer yetkililerle görüştüğünü söyledi. Dibeybe Libya'nın BM tarafından tanınan ve Türkiye tarafından desteklenen ulusal birlik hükümetine başkanlık ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre kaynak, Kalın'ın Ankara'nın Libya'daki çatışmaları “ulusal anlaşma ve gerilimi daha da azaltma yoluyla” çözme umudunu dile getirdiğini ve Ankara'nın Libya'nın birliği ve istikrarına olan bağlılığını vurguladığını belirtti.

Kalın'ın ziyareti, Dibeybe’nin mayıs ayı sonunda Ankara'ya yaptığı ziyaretten beri iki taraf arasındaki en üst düzey temas olup, rakip Libyalı yetkililerin geçen ay Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir'in görevden alınmasına odaklanan siyasi açmazı yatıştırmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Libya Merkez Bankası, neredeyse tüm ulusal gelirin ana kaynağı olan Libya'nın petrol ihracatından elde edilen gelirleri alıyor ve dağıtıyor.

Kriz sırasında Libya'nın doğusundaki gruplar, Kebir'in görevden alınmasının geri alınmasını talep ederek, tüm petrol üretimini durdurduklarını açıkladılar. Bu gelişme, 2011'den bu yana çok az barış yaşayan ve 2014'te doğu ve batıdaki gruplar arasında bölünen Libya'da dört yıllık göreceli istikrarı sona erdirme riski taşıyor.