Kış uykusuna yatamayan ayılar arı kovanlarına dadandı

Kastamonu'da arıcılar, aç kalan ayıların kovanlara saldırmasından dolayı zararlarının daha da artmasından endişeli

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)
TT

Kış uykusuna yatamayan ayılar arı kovanlarına dadandı

(Arşiv-AA)
(Arşiv-AA)

Şehirde 75 bin kovanla arıcılığa hizmet veren 1500 arıcı, aç kalan ayıların kovanlara saldırmasına karşı elektrikli çit ve çeşitli tedbirler alıyor.

Önlemlere rağmen kovanları parçalayan ayılarından dolayı zararları büyüyen arıcılar çözüm bekliyor.

Kastamonu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cem Başar, ayıların son zamanlarda arı kovanlarına ciddi zarar verdiğini söyledi.

Durumun ayıların yiyecek bulamamasından veya artan ayı nüfusundan dolayı olabileceğine işaret eden Başar, "Ayıların kovanlarımıza aşırı dadanmasıyla karşı karşıyayız. Hatta son birkaç gündür artık ilçe merkezlerine kadar indiğini görmekteyiz." ifadesini kullandı.

Ayıların verdiği zararın gün geçtikçe büyüdüğünün altını çizen Başar, "Kastamonu'da tespit edebildiğimiz kadarıyla yaklaşık 200 kolonimizi ayılara kaptırdık. Bunun 1 milyon lira civarında bir değeri var. Bu önümüzdeki seneki üretim kaybıyla beraber çok çok daha yüksek rakama ulaşabilir. Bu şekilde ayı saldırıları devam ederse çok çok daha büyük meblağlara yol açacaktır. Bu konuda yetkililerden gerekli desteği istiyoruz." diye konuştu.

"Bölgede artık arıcılığı yapılamaz bir hale getirecekler"

Ayıların insanlardan kaçmadığına ve daha farklı tehlikelerin de ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Başar, şöyle devam etti:

Daha önceki yıllarda yine Kastamonu'da ayıların insanlara, mezarlıklara saldırması gibi durumları gördük. Küresel iklim değişikliğiyle beraber ayılarda belki kış uykusu dönemi de olmuyor. Çünkü yeteri kadar beslenemediği için hayvan kış uykusuna da yatamayacak. Bölgede artık arıcılığı yapılamaz bir hale getirecekler. Bazı üreticilerimiz kendince önlemler alıp elektrikli çit kurmakta ama küçük çaplı yapan ya da çok fazla arısı olan bazı üreticilerimiz ise evlerinin bahçelerinde, kapıların önlerinde bu arılara bakmakta ve artık kapıların önlerine kadar bu aylar gelmekte. İnsanlar korkudan dışarıya bile çıkamıyorlar. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünün konuyla ilgili bir önlem almasını, ormanlık alanlara ayıların tüketebileceği yiyeceklerin bırakılmasını ya da ayı popülasyonunun kontrol altına alınmasını bekliyoruz.

"Aç kalmadığı sürece arı kolonilerimize saldırdığını görmedik"

Ayıların sanılanın aksine arı kolonilerine saldırmayı tercih etmediğinin altını çizen Başar, "Çünkü yerken göz bebekleridir, burun uçlarıdır yani hassas noktalarına arılar saldırmakta. Aç kalmadığı sürece arı kolonilerimize saldırdığını görmedik. Önceki yıllarda da saldırılar oluyordu ama çok nadirdi ve genelde bu basına bile yansımıyordu. Özellikle aç kaldığı zaman ayılar başka yiyecek bir şey bulamadığı için arı kolonilerimize saldırmaya başladı." dedi.

"Neredeyse hiç uyumuyorlar"

Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ise ayıların son zamanlarda iklim değişikliğinin getirdiği etkilerden dolayı yiyecek sıkıntısı çektiğinin altını çizdi.

Balın normalde ayıların besin diyetlerinde olmadığını ana besin olarak tüketmediklerine işaret eden Evcin, "Normalde bunlar hepçil hayvanlar olarak geçiyorlar. Hem et hem de meyve, sebze tüketen hayvanlar. Bu agresiflik kendi yapılarına da vurmuş durumda. Çok gezdikleri için insan, yaban hayatı çatışması çok fazla başladı. Bu durum bizi ayılarla daha fazla karşılaşmaya doğru itiyor." diye konuştu.

Hayvanların kış uykusuna yatma durumlarının geciktiğini vurgulayan Evcin, şunları kaydetti:

Neredeyse hiç kış uykusuna yatmıyorlar. Çünkü havalar çok ılıman geçiyor ya da birdenbire soğuyor. Hayvanlar hormonlarını ve kendilerini dengeleyemeyebiliyorlar. Bu bağlamda da psikolojileri etkilenmiş durumda ve stres kaynakları daha fazla. Bu yüzden dolayı da hayvanların insan ve yaban hayatı çatışması daha fazla oluyor. Halkımızın ayılarla karşılaşmadan önce en azından ormanda gezerken köpeklerle beraber gezmelerini tavsiye edebiliriz. Yaban hayvanlarının aslında hemen hemen hepsi sesten korkarlar. Bu bağlamda ses yapılmasını, doğada gezerken sürpriz karşılaşmadan uzak kalınmasını tavsiye edebiliriz.

Evcin, doğada orman meyvelerinin sayısının artırılmasının yaban hayvanlarının yiyecek bulma sıkıntısını önleyebileceğini, yaban hayvanları ile insan çatışmasını en aza indirebileceğini sözlerine ekledi.



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.