ABD’li yetkili: Suriye'den çekilme gibi bir düşüncemiz yok, Türkiye ile koordineli çalışıyoruz

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Halep'te gerçekleştirdiği operasyonlarda 13 PKK militanı öldürülürken, silah ve mühimmat da ele geçirildi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz pazar günü ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland ile bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz pazar günü ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland ile bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

ABD’li yetkili: Suriye'den çekilme gibi bir düşüncemiz yok, Türkiye ile koordineli çalışıyoruz

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz pazar günü ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland ile bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz pazar günü ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland ile bir görüşme gerçekleştirdi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland, DEAŞ'ın devam eden tehdidi karşısında ülkesinin güçlerini Suriye'den çekmeyi düşünmediğini ifade etti. Nuland, söz konusu savaşın yönetilmesine ilişkin bazı yönlerdeki anlaşmazlığa rağmen, Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.

Nuland, “Öncelikle ABD'nin Suriye'den çekilmeyeceğini açıkça belirtmek isterim. DEAŞ hâlâ birçok yerde faaliyet gösteriyor. Biz ve Türkiye onlarca yıldır terörle mücadelede ortağız” ifadelerini kullandı.

Nuland, geçtiğimiz pazar ve pazartesi günü Ankara'da düzenlenen Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması toplantılarına katılımının ardından CNN Türk'e verdiği röportajda şunları söyledi: “Nerede olursa olsun DEAŞ'a karşı mücadelede güçlü ortaklar olduk. Bunun ister Irak'ta ister Suriye'de olsun Türkiye ile birlikte devam etmesi gerekiyor.”

Bir Apaçi helikopteri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerde Amerikan kuvvetlerinin devriyesine eşlik ediyor, 21 Aralık 2021. (AFP)
Bir Apaçi helikopteri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerde Amerikan kuvvetlerinin devriyesine eşlik ediyor, 21 Aralık 2021. (AFP)

Nulan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu mücadelenin nasıl yürütüleceği konusunda her zaman aynı fikirde olmasak da (ABD ve Türkiye) iş birliğimizi güçlendirmek her zamankinden daha önemli. DEAŞ halen birçok bölgede faaliyet gösteriyor ve trajik olaylara neden oluyor. Bu, geçtiğimiz gün İstanbul'da (St. Maria Kilisesi) meydana gelen ve bir kişinin ölümüne yol açan saldırıda da Ürdün’deki ABD kuvvetlerine yönelik saldırıda da trajik bir şekilde görüldü. Bu nedenle birbirimize ihtiyacımız var. Konuştuğumuz konulardan biri de terörle mücadelede iş birliğini yeniden güçlendirmek ve Suriye’de nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda diyalog kurmaktı. Çünkü iki tarafın da orada özellikle terörle mücadele konusunda önemli çıkarları var.”

Türkiye ile ABD arasında, Washington'un DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) en büyük bileşeni olan Kürt Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) sağladığı destek konusunda anlaşmazlıklar sürüyor. Ankara ise YPG’yi Türkiye, ABD ve Avrupa tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK'nın Suriye'deki uzantısı olarak görüyor.

(foto altı) Suriye'nin doğusundaki Deyrizor kırsalında devriye gezen Amerikan Bradley araçları (Şarku’l Avsat)
Suriye'nin doğusundaki Deyrizor kırsalında devriye gezen Amerikan Bradley araçları (Şarku’l Avsat)

ABD'nin Suriye'den çekilmesine ilişkin tartışmalar, Foreign Policy dergisinin ABD Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon'daki kaynaklara atıfta bulunarak bir hafta önce Beyaz Saray'ın ABD güçlerinin Suriye'den tamamen çekilmesi olasılığını araştırdığını bildirmesinin ardından arttı.

Kaynaklar, ABD yönetiminin artık Suriye'deki misyonuyla meşgul olmadığını ve bunu “gereksiz gördüğünü” ifade etti. Henüz nihai karar verilmemiş olsa da şu anda yönetim içinde güçlerin ne zaman ve nasıl çekileceği konusunda tartışma sürüyor. Ancak Washington, Suriye'den çekilme yönünde herhangi bir düşüncesi olduğunu yalanladı.

(foto altı) Türk tankları Halep kırsalındaki PKK militanlarını bombalıyor. (Millî Savunma Bakanlığı)
Türk tankları Halep kırsalındaki PKK militanlarını bombalıyor. (Millî Savunma Bakanlığı)

Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı, dün (Çarşamba) Suriye'nin kuzeyinde YPG mensubu 13 teröristin öldürüldüğünü duyurdu.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep'te, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarının yürütüldüğü bölgelerde teröristlerin barış ve güvenlik ortamını bozmak amacıyla ‘taciz ateşi’ açtığı ifade edildi.

(foto altı) Türk güçleri, Afrin'e PKK militanlarının sızmasını engellerken silah ve mühimmat da ele geçirdi. (Millî Savunma Bakanlığı)
Türk güçleri, Afrin'e PKK militanlarının sızmasını engellerken silah ve mühimmat da ele geçirdi. (Millî Savunma Bakanlığı)

Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Ankara destekli Suriye Milli Ordusu bağlantılı Suriyeli gruplar tarafından kontrol edilen Zeytin Dalı harekât bölgesinde Türk ordusunun düzenlediği operasyonda PKK’ya ait silah ve mühimmat ele geçirildiği bildirildi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Çatışma sonucu bir terörist grup kaçmadan önce Zeytin Dalı harekât bölgesine sızma girişiminde bulundu. Teröristlerin sızmaya çalıştığı noktalarda Türk güçleri, teröristlerin kaçmadan önce geride bıraktıkları çok sayıda silah ve mühimmatı ele geçirdi.”



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.