ABD'li hükümet yetkilileri: Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma Diyaloğu pozitif gündem oluşturmak için bir fırsat

ABD'de, 7-8 Mart'ta diyalog kapsamında yapılacak toplantıda terörle mücadele, savunma işbirliği, ekonomi konularında çalışma grupları olacak ve Rusya, Ukrayna, Orta Doğu, Suriye, İsrail, Gazze ile Güney Kafkasya gibi konular ele alınacak.

AA
AA
TT

ABD'li hükümet yetkilileri: Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma Diyaloğu pozitif gündem oluşturmak için bir fırsat

AA
AA

ABD hükümet yetkililerine göre Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma Diyaloğu, "ileriye dönük pozitif bir gündem" oluşturmak için hayati bir fırsat sunuyor.

ABD'de, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın katılımıyla 7-8 Mart tarihlerinde yapılacak Stratejik Mekanizma Diyaloğu toplantısına ilişkin brifing verildi.

ABD hükümet yetkililerinin bilgilendirme toplantısında, Stratejik Mekanizma Diyaloğu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden tarafından 2021'in sonbaharında oluşturulduğu ve Dışişleri Bakanları seviyesindeki son diyalog toplantısının Ocak 2023'te yapıldığı anımsatılarak, tarafların olumlu ve iyi bir görünüm inşa ettiğine değinildi.

Türkiye'ye yoğun ziyaretlerde bulunan ABD'li yetkililerin liderler seviyesindeki görüşmelerinin önemine işaret edilen toplantıda, "Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma toplantısı pozitif gündem oluşturmak için bir fırsat." ifadesine yer verildi.

Ayrıca Washington'daki toplantıda terörle mücadele, savunma işbirliği, ekonomi konularında çalışma gruplarının olacağı belirtilerek, Rusya, Ukrayna, Orta Doğu, Suriye, İsrail, Gazze ve Güney Kafkasya gibi konuların ele alınacağı ifade edilerek, iki ülkenin, görüşmelere devam edeceği kaydedildi.

"Stratejik mekanizmanın ötesinde enerji işbirliği konusunda çok önemli bir potansiyel var"

Ekonominin, Stratejik Mekanizma toplantısında görüşülecek konulardan biri olmasından memnuniyet duyduklarını belirten hükümet yetkilileri, iki ülke arasında uzun süreli bir ekonomik bağ olduğuna işaret ederek, ABD'nin 2003'ten bu yana Türkiye'deki en büyük ikinci yatırımcı olduğunun ve Türkiye'de ABD İhracatının artmasının önemli olduğunun altını çizdi.

Yetkililer, "Afrika ve Orta Asya gibi bölgelerde Türkiye ile birlikte çalışarak ihtiyaç duyulan kalkınmayı sağlamak ve Çin ile Rusya'nın bu bölgelerdeki etkisine karşı koymak için pek çok fırsat olduğunu düşünüyoruz." ifadesine yer verdi.

Hükümet yetkilileri, enerji, sağlık, ulaşım alanlarında iki ülkenin çok fazla fırsata sahip olduğunu belirterek, bu fırsatları içeren mekanizmanın 2024'te kurulmasını beklediklerini kaydetti.

"Türkiye'nin Avrupa için bir enerji tedarikçisi olarak rolünü, Rus olmayan gaz ihracatının arttırılması da dahil olmak üzere, teşvik etmeye çok hevesliyiz." diyen yetkililer, stratejik mekanizmanın ötesinde enerji işbirliği konusunda da çok önemli potansiyelin varlığına dikkati çekti.

Hükümet yetkilileri, ABD İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry'nin kısa süre önce Türkiye'de olduğuna işaret ederek, iklim konusunda da Türkiye ve ABD'nin işbirliği yapabileceği pek çok ilave alan olduğunu vurguladı.

ABD, 2021'den bu yana 79 Türk kültürel eserini Türkiye'ye iade etti

ABD'deki Türk öğrenci sayısının 2 yıl üst üste arttığını söyleyen yetkililer, bu yıl ABD-Türkiye Fulbright Programının 75. yıl dönümünün kutlandığını belirterek, ikili Fulbright Komisyonu tarafından yürütülen programla 1949 yılından bu yana yaklaşık 6 bin 500 akademisyenin ve katılımcının desteklendiğini kaydetti.

Yetkililer, iki ülke arasında imzalanan kültürel mülkiyet anlaşmasına istinaden 2021'den bu yana değeri 62 milyon dolar olan 79 Türk kültürel eserinin Türkiye'ye iade edildiğini vurguladı.

Toplantıda Türkiye'nin, ABD için pek çok alanda değerli bir ortak olduğuna işaret edildi.

Hükümet yetkilileri, konuşmalarının ardında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yetkililer, bazı büyükelçilik çalışanlarının özel Türk şirketleriyle yaptırımlara uyum konusunda görüşmeler yaptığına dair bazı söylentiler olduğuna ilişkin soruya, "Türk yetkililerle devam eden düzenli bir diyaloğumuz var. Haklısınız, Türk özel sektörü ile de temaslarımız oldu. Şirketlere çok sayıda eğitim verdik. Diyalog, hem devletten devlete hem de özel sektör arasında devam etti." yanıtını verdi.

Hükümet yetkilileri, Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta terörle mücadele operasyonlarını genişletme planlarına ilişkin sorulan soruya cevaben, terörle mücadele alanında Türkiye ve ABD'nin verimli ve yapıcı görüşmeler gerçekleştirdiğini belirterek, "Suriye'de tutuklu bulunan yabancı teröristlerin nüfusları ve Suriye'de ülke içinde yerinden edilmiş kişiler hem Suriye'de hem de Irak'ta, biliyorsunuz, üzerinde hemfikir olduğumuz ve birlikte çalıştığımız çok önemli bir konu." ifadesini kullandı.

ABD'nin Suriye'de PYD-YPG terör örgütüne verdiği destekle ilgili tutumuna ilişkin sorulan soruyu ise yetkililer, şöyle yanıtladı:

"Türk halkının terör saldırılarına karşı güvende olmasını sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Tüm bunları müttefik olarak yapıyoruz, bu ilişkide nereye gitmek istediğimizi düşünmeye çalışıyoruz. ABD ile Türkiye ve diğer birçok NATO ülkesi arasında sahip olduğumuz, bu çok ama çok önemli ittifaklar aracılığıyla günümüzün jeostratejik meselelerini ele alıyoruz. Yani burada böyle bir fırsatımız var."

Hükümet yetkilileri, Türkiye ve ABD arasında F-16 anlaşmasının NATO'nun gücü için kritik önem taşıdığına ve bunu büyük fırsat olduğuna değinerek, "Sadece iki ülke olarak değil, savunma sanayilerimiz ve onların nasıl işbirliği yaptıkları, zorlukların üstesinden nasıl geleceğimiz ve savunma ilişkimizi nasıl dönüştüreceğimiz konusunda ileriye baktığımızda başka yollar da olacaktır." ifadelerini kullandı.



Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.