İmralı Adası açıklarında bulunan cesedin batan geminin sahibine ait olduğu belirlendi

Marmara Denizi'nde İmralı Adası açıklarında 3 gün önce bulunan cesedin, geçen ay batan "Batuhan A" adlı kargo gemisinin sahibi ve kaptanı Murat Altıntaş'a ait olduğu tespit edildi.

AA
AA
TT

İmralı Adası açıklarında bulunan cesedin batan geminin sahibine ait olduğu belirlendi

AA
AA

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, 15 Şubat'ta Karacabey ilçesi Kurşunlu mevkisi açıklarında batan gemiyle ilgili Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla yapılan araştırmalar sonucu 3 Mart'ta suyun yüzeyinde bir kişinin cansız bedenine ulaşıldığı hatırlatıldı.

Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan DNA eşleşmesi sonrasında cesedin "Batuhan A" adlı kargo gemisinin sahibine ait olduğunun tespit edildiği aktarılan açıklamada, mürettebattan kayıp 3 kişiyi arama çalışmasının sürdüğü ifade edildi.

Açıklamada, Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü bilgisi verildi.

Geminin sahibi ve kaptanı Murat Altıntaş'ın cenazesinin, ailesine teslimine ilişkin işlemlerin sürdüğü belirtildi.

Mürettebattan 2 kişinin cesetlerine daha önce ulaşılmıştı

Balıkesir'in Marmara Adası'ndan 14 Şubat saat 20.30'da Bursa'nın Gemlik ilçesindeki Roda Limanı'na gitmek üzere 6 kişilik mürettebat ve 1250 ton mermer tozu yüküyle hareket eden 69 metre uzunluktaki "Batuhan A" adlı kargo gemisi, kötü hava ve deniz şartları nedeniyle 15 Şubat'ta saat 06.20'de Karacabey ilçesi açıklarında batmıştı.

Kıyıdan 4 mil açıkta 51 metre derinlikte denizin tabanına oturan kargo gemisinde görevli kaptan Murat Altıntaş, ikinci kaptan Hasan Mehmet Uyanık (69), mühendis Murat Çalışkan (33), yağcı Hüseyin Tutuk, aşçı Zeynep Kılınç (33) ve stajyer Ahmet Atav (22) kaybolmuştu.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı dalgıçların 17 Şubat'ta gerçekleştirdiği 2 dalışta, gemide aşçı olarak çalışan Zeynep Kılınç'ın cesedine ulaşılmıştı. SAS komandosu dalgıçların 20 Şubat'ta yaptığı dalışta da gemi batmadan önce çektiği videoyu eşine gönderen Hüseyin Tutuk'un cesedi bulunmuştu. Geminin enkazındaki aramalar, 1 Mart'ta sonlandırılmıştı.

İmralı Adası açıklarında arama faaliyeti gerçekleştiren Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, 3 Mart'ta su yüzeyinde bir kişinin cansız bedenine ulaşmıştı.



Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

TT

Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

Türkiye: İsrail bölgenin güvenliğine yönelik en büyük tehdit ve Suriye'yi istikrarsızlaştırıyor

İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını arttırması ve Türkiye'yi Suriye'yi vesayeti altına almaya çalışmakla suçlamasının ardından Türkiye dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Suriye'den çekilmesi ve istikrar çabalarını engellemekten vazgeçmesi gerektiğini belirtti.

Dışişleri bakanlığı açıklamasında, “İsrail, bölgedeki güvenliğe yönelik en büyük tehdit haline geldi” diyerek, “stratejik bir istikrarsızlaştırıcı, kaosa neden olan ve terörizmi körükleyen” bir ülke haline geldiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre açıklama şöyle devam etti: “Dolayısıyla, bölgede güvenliğin tesis edilebilmesi için İsrail'in öncelikle yayılmacı politikalarından vazgeçmesi, işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve Suriye'deki istikrar çabalarını baltalamaktan vazgeçmesi gerekmektedir.”

Suriye'ye yönelik hava saldırılarını dün gece yoğunlaştıran İsrail, saldırıları Şam'daki “yeni yöneticilere” bir uyarı olarak ilan etti ve Ankara'yı Suriye'ye vesayetini dayatmaya çalışmakla suçladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, çarşamba gecesi düzenlenen hava saldırılarının “İsrail Devleti'nin güvenliğinin tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğimize dair açık bir mesaj ve gelecek için bir uyarı” olduğunu söyledi.

Katz yaptığı açıklamada, İsrail silahlı kuvvetlerinin Suriye içindeki tampon bölgelerde kalacağını ve güvenliğine yönelik tehditlere karşı harekete geçeceğini belirterek, Suriye hükümetini, İsrail'e düşman güçlerin girmesine izin vermesi halinde ağır bir bedel ödeyeceği konusunda uyardı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Türkiye'nin Suriye'deki etkisine ilişkin endişelerini yansıtarak, Ankara'yı Suriye'de, Lübnan'da ve başka yerlerde “olumsuz bir rol” oynamakla suçladı.

Saar, Paris'te düzenlediği basın toplantısında “Suriye'ye Türk vesayetini empoze etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Niyetlerinin bu olduğu çok açık” ifadelerini kullandı.