Ankara: PKK’nın hareket kabiliyeti bitme noktasına getirilmiştir

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci (AA)
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci (AA)
TT

Ankara: PKK’nın hareket kabiliyeti bitme noktasına getirilmiştir

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci (AA)
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci (AA)

Türkiye, son günlerde Türk ve Iraklı bakanlar ve yetkililer arasında yapılan görüşmelerin ardından, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) PKK üyelerine yönelik operasyonlarını artırırken, askeri yetkililer terör örgütünün hareket kabiliyetinin ‘bitme noktasına’ geldiğini bildirdi.

Milli Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Irak'ın kuzeyindeki Pençe ve Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde üç PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında, “Teröristlerin inlerini yerle bir etmeye devam edeceğiz” ifadelerini de yer verildi.

Öte yandan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde gerçekleştirdiği operasyonda, PKK’nın Süleymaniye/Kelar sorumlularından ‘Şevger Azad’ ve ‘Aras’ kod adlı Hüsnü Kümek’in öldürüldüğünü duyurdu.

FOTO: Hüsnü Kümek’in MİT tarafından servis edilen fotoğrafı
Hüsnü Kümek’in MİT tarafından servis edilen fotoğrafı

Şarku’l Avsat’ın Anadolu Ajansı’dan (AA) aktardığı habere göre Kümek, bir dönem PKK’nın elebaşlarından Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın kurye ve korumalığını yaptı.

PKK’nın sözde istihbarat oluşumunda yer alan Kümek’in, Süleymaniye ve Kelar’da örgüte yakın kişilere yönelik eğitim düzenlediği, faaliyetleri sırasında elde ettiği istihbaratı, örgütün üst düzey yöneticilerine aktardığı belirlendi.

PKK’ya 1999’da katılan Kümek, 2002-2003 yılları arasında örgütün elebaşlarından Duran Kalkan’ın sözde basın faaliyetlerini yürüttü.

Örgütün elebaşlarından Cemil Bayık’ın güvendiği örgüt mensuplarından biri olan Kümek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan aranıyordu.

FOTO: Irak’ın kuzeyinde PKK’ya yönelik operasyonlara katılan iki helikopter (Türkiye Milli Savunma Bakanlığı)
Irak’ın kuzeyinde PKK’ya yönelik operasyonlara katılan iki helikopter (Türkiye Milli Savunma Bakanlığı)

PKK’nın faaliyetlerine ve Irak topraklarından Türkiye’ye yönelik tehditlerine son verilmesine yönelik işbirliği konusunda, Türk ve Irak tarafları arasındaki tartışmaların hızı son aylarda arttı.

İki taraf arasında, 19 Aralık’ta Ankara’da iki ülkeden dışişleri bakanının başkanlığında, savunma bakanları ile istihbarat ve güvenlik teşkilat başkanlarının katılımıyla bir güvenlik toplantısı düzenlendi.

Irak-Türkiye işbirliği

Bu toplantıyı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Bağdat ve Erbil ziyaretleri izledi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin, Cumartesi günü 3. Antalya Diplomasi Forumu’nun oturum aralarında bir araya geldi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı görüşmede, güvenlik, sınır güvenliği ve terörle mücadelede işbirliği konularındaki toplantıların ikinci turunun önümüzdeki ay Bağdat’ta yapılması kararlaştırıldı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de, Salı günü Ankara’da Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci ile görüştü.

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) son toplantısında, PKK’ya karşı mücadele konusunda Ankara ile Bağdat ve Erbil arasında ulaşılan işbirliği düzeyine övgüde bulunuldu.

İki ülke arasındaki görüşmeler sadece güvenlik konusu ve PKK’ya karşı iş birliğiyle sınırlı kalmayıp, Irak kalkınma yolu projesindeki işbirliğinin yanı sıra su ve enerji konularını da içeriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü kabine toplantısına başkanlık ettikten sonra düzenlediği basın toplantısında, “Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. Bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız” dedi.

Erdoğan’ın ziyareti

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 31 Mart’ta yapılması planlanan yerel seçimlerden sonra Irak’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, hafta başında Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ile kuvvet komutanlarının katılımıyla gerçekleştirdiği video telekonferans toplantısında şu ifadeleri kullandı;

“Terörle mücadelede yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen başarılı operasyonlar ile terör örgütüne ağır darbe vurulmuş, artık örgütün hareket kabiliyeti bitme noktasına getirilmiştir.”

Güler konuşmasında, “Önümüzdeki süreçte şuana dek sahada tesis ettiğimiz kontrolün geliştirilmesi, terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakılmayacak” ifadelerini de kullandı.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.