Türkiye, Irak’ın derinliklerinde ‘güvenli hat’ oluşturuyor

Erbil, Saddam'la imzalanan özerklik anlaşmasının yıldönümünü andı

Irak sınırı yakınlarında devriye gezen Türk askerlerinin arşiv görüntüleri (Reuters)
Irak sınırı yakınlarında devriye gezen Türk askerlerinin arşiv görüntüleri (Reuters)
TT

Türkiye, Irak’ın derinliklerinde ‘güvenli hat’ oluşturuyor

Irak sınırı yakınlarında devriye gezen Türk askerlerinin arşiv görüntüleri (Reuters)
Irak sınırı yakınlarında devriye gezen Türk askerlerinin arşiv görüntüleri (Reuters)

Türkiye dün tıpkı Suriye'deki gibi PKK'lı teröristlerin saldırılarını püskürtmek amacıyla Irak'la sınır hattında yer yer 30 ila 40 kilometre arasındaki bir derinlikte güvenli hat oluşturma çalışmalarının sürdüğünü ve hattın yaza kadar hazır olacağını açıkladı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, pazartesi günü yaptığı açıklamada “Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdikleri çerçeve doğrultusunda bu yaz Irak sınırımızı güven altına alacak çemberi tamamlayarak terör meselesini sorun olmaktan çıkartacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güler'in açıklamalarından birkaç gün önce Türkiye'nin Suriye sınırında yer yer 30 ile 40 kilometre arasındaki bir derinlikte güvenli hat oluşturma konusunda kararlı olduğunu ve “bölgedeki kimsenin bundan rahatsız olmaması gerektiğini” belirtmişti.

Öte yandan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), 11 Mart 1970 tarihinde Kürt lider Mele Mustafa Barzani ile dönemin Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Saddam Hüseyin arasında imzalanan anlaşmanın yıldönümünü andı. Anlaşmada Kürtlere özerklik verilmiş, ancak 4 yıl sonra anlaşma çökmüş ve Kürtlerle Bağdat'taki yetkililer arasında çatışmalar yeniden başlamıştı.

IKBY Başbakanı Mesrur ​​Barzani, anlaşmanın yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, anlaşmanın Irak’ın ‘Arap ve Kürt olmak üzere başlıca iki milletten oluştuğunu’ kabul ettiğini söyledi. Kürt halkının onlarca yıl uğruna mücadele ettiği haklarına sahip çıktığını belirten Barzani, ‘bu hakların ihlal edilmesine, haksızlığa ve zulme uğramasına, Irak'ın diktatörlük ve tiranlık dönemine geri dönmesine izin vermeyeceğini’ vurguladı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.