Nijer'den gelecek yeni göç dalgası, Avrupa ve Kuzey Afrika'yı rahatsız ediyor

Nijer'deki durumla ilgili en sert uyarıları, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani yaptı. "Nijer'de savaşın başlamasının bir felaket anlamına geldiğini" belirten Tajani, "Yeni bir göç dalgası sorunu gerçek oldu" dedi

Nijer’deki huzursuzluk, vatandaşları ülke içinde ve dışında yerinden edilmeye itecek / Fotoğraf: AFP
Nijer’deki huzursuzluk, vatandaşları ülke içinde ve dışında yerinden edilmeye itecek / Fotoğraf: AFP
TT

Nijer'den gelecek yeni göç dalgası, Avrupa ve Kuzey Afrika'yı rahatsız ediyor

Nijer’deki huzursuzluk, vatandaşları ülke içinde ve dışında yerinden edilmeye itecek / Fotoğraf: AFP
Nijer’deki huzursuzluk, vatandaşları ülke içinde ve dışında yerinden edilmeye itecek / Fotoğraf: AFP

Sağir el-Hidri

Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) liderlerinin Nijer'de anayasal düzeni yeniden tesis etmek için askeri olarak müdahale etme kararı almasıyla Avrupa Birliği (AB) içerisinde bunun yansımaları konusunda korkular yaşanıyor.

Zira bu kararın, Avrupa bloğunun liderleri için bir sorun teşkil eden düzensiz göç ikilemini daha da kötüleştirmesi muhtemel. 

Nijer, komşu Libya ve aylardır Sahra altı Afrika'dan gelen en büyük düzensiz göçmen akınıyla karşı karşıya olan Tunus için önemli bir geçiş istasyonu.

Bu durum, özellikle son aylarda bölge ülkeleriyle göçmenlerin kendi topraklarına geçişini engelleyecek anlaşmalar yapmak için yoğun diplomatik çabalar sarf eden İtalya'da endişe yaratıyor.

Nijer'deki durumla ilgili en sert uyarıları, İtalya merkezli 'La Stampa' gazetesinde yer alan açıklamalarında İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani yaptı.

"Nijer'de savaşın başlamasının bir felaket anlamına geldiğini" belirten Tajani, "Yeni bir göç dalgası sorunu gerçek oldu" dedi. 

Beklenen göç

Kısa bir süre önce Nijer, Batı'nın sadık bir müttefikiydi. Coğrafi konumu, Afrika Sahel'deki radikalizm yanlısı gruplara karşı güvenlik operasyonlarının yanı sıra, komşu Mali ve Burkina Faso'daki gerginlikler ortasında düzensiz göç akışlarını kontrol etmek için bir odak noktası sayılıyor. 

2015 yılında Nijer Parlamentosu, göçmen kaçakçılığını suç sayan bir yasayı oyladı.

Göçmenlerin komşu Libya'ya ve oradan da Avrupa'ya geçişlerinin ana yolu olan Agadez bölgesinde alınan güçlü güvenlik önlemleriyle, kaçakçılık yapanlar hakkında 30 yıla kadar hapis cezasına onay verdi. 

Fransa'da yaşayan siyasi araştırmacı Nizar el-Celidi, "Niamey'deki potansiyel güvenlik kaosu şüphesiz yeni bir göç hareketine yol açacak. Ancak Cezayir'in Nijer'e askeri müdahaleyi veto etmesi ışığında güvenlik kaosunun çıkması pek olası değil" dedi. 

Celidi, "Batılı güçlerin üzerinde çalıştığı önleyici tedbirlere de dikkat etmeliyiz. Bu tedbirler, Sahra altı ülkelerden gelen Afrikalı göçmenleri Tunus ve Libya gibi kuzey ülkelerine yerleştirerek Avrupa'ya gitmelerini engellemeyi amaçlıyor" şeklinde konuştu. 

ECOWAS ülkeleri, geçen perşembe günü geri adım attı. Öyle ki ülkenin bölgesel ve uluslararası alanda neredeyse izole hale gelmesine rağmen uluslararası yaptırımların geriletmediği Nijer'deki darbecilerle yeniden diplomatik çözümlere öncelik verdi.

Darbeciler, Batı'nın güvenilir bir ortağı olan demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u tutukladıktan sonra grup, Nijer'de meşruiyeti yeniden tesis etmek için askeri müdahaleye bir seçenek olarak onay verdi.

Bu çerçevede Nizar el-Celidi, "Nijer'de tek kurşun sıkılmayacak. Ancak bununla birlikte özellikle aralarındaki teröristlerin Kuzey Afrika ülkelerine sızacağı korkusu ortasında, göçmenleri kimliklerini dahi bilmeden Tunus gibi ülkelere yerleştirmek amacıyla organize operasyonlara dönüştükleri için düzensiz göçün artması muhtemeldir" dedi. 

Siyasi araştırmacı, "Göçün önümüzdeki günlerde güçlü bir etkisi olması muhtemel. Ancak Afrika, insanlarını yasadışı göç için vazgeçilmez kılan bolluk günlerine tanık olabilir" ifadelerini kullandı. 

2015 yılında Nijer tarafından onaylanan ve AB tarafından desteklenen planlar, göçmen sayısında yılda yaklaşık 100 bin ila 150 bin azalma yaşanmasına katkı sağladı.

Bu, daha önce bu planları öven eski Cumhurbaşkanı Mahamadou Issoufou hükümeti için bir başarı olarak görülmüyor.

İronik bir şekilde, bu planların mimarı ve uygulayıcısı, o sırada Nijer'de İçişleri Bakanı olan Muhammed Bazoum'du.

Ayrıca geçen Temmuz'un 26'sında Nijer ordusu tarafından tutuklanmadan ve rejiminin tasfiyesi başlamadan önce Cumhurbaşkanlığı Muhafızları tarafından saldırıya uğrayan da oydu.

Yeni dalga

Ayrıca, ECOWAS'ın darbecilerle mücadelede tavrındaki gerileme, Avrupalıların endişelerini azaltıyor.

Ancak bununla birlikte Niamey'deki yeni liderlerin ısrarı gibi başka riskleri beraberinde getiriyor.

Zira Wagner paralı askerlerini kullanmaları ve Rusya ile yeni bir ortaklık kurmaları olası olabilir. 

Fransa merkezli Uluslararası İlişkiler ve Strateji Merkezi Direktörü Caroline Rossi, "Özellikle Afrika kıtasındaki mevcut göç dalgaları kendi içlerinde, yani Afrika ülkeleri arasında gerçekleştiği için, şu anda Nijer'deki durum nedeniyle yeni bir düzensiz göç dalgasının oluşması pek olası görünmüyor" dedi. 

Rossi, "Bu meydan okuma, şu anda İspanya'nın başını çektiği AB'nin karşısında duruyor. Fransa'nın önümüzdeki Eylül ayında blok başkanlığını üstlenmesi ve bunun öncelikler listesinde yer alması bekleniyor" şeklinde konuştu.

Caroline Rossi, "Hiç şüphesiz Sahra Çölü'nden düzensiz göç konusu AB'nin masasında olacak ve bununla nasıl başa çıkılacağına dair sorular gündeme gelecektir" ifadelerini kullandı.

Yetkili, "Enstitü tarafından yürütülen istatistikler aracılığıyla, istikrarsızlığın binlerce kişinin zorla yerinden edilmesine yol açtığı doğrulanabilir. Geçen Aralık ayında, çoğu Mali'den olmak üzere Sahra altı Afrika ülkelerinden 280 binden fazla mülteci kaydedildi" dedi. 

Daha önce birkaç gün önce düzensiz göç konusunda Tunus ile bir mutabakat zaptı imzalamış olmasına rağmen AB, Afrika Sahel'deki yeni durumla başa çıkmak için ihtiyati tedbirleri henüz açıklamadı.

Afrika kıyılarında Fransa ve batılı müttefikleri tarafından kontrol edilen bölgeleri işgal eden Wagner paralı askerlerinin güçlü girişiyle AB, muhtemelen bir sonraki aşamada kendisini güçlü bir baskı altında bulacaktır.

 

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Suudi Arabistan: Putin ve Trump zirvesine ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyarız

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in 2019'daki görüşmesinden bir bölüm (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in 2019'daki görüşmesinden bir bölüm (Reuters)
TT

Suudi Arabistan: Putin ve Trump zirvesine ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyarız

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in 2019'daki görüşmesinden bir bölüm (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin'in 2019'daki görüşmesinden bir bölüm (Reuters)

Suudi Arabistan Cuma günü, ABD Başkanı Donald Trump ile Rus mevkidaşı Vladimir Putin arasında 12 Şubat'ta gerçekleşen telefon görüşmesini ve iki lider arasında Krallık'ta bir zirve düzenlenmesi olasılığının duyurulmasını memnuniyetle karşıladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın 3 Mart 2022'de Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ile yaptığı telefon görüşmesinde krize siyasi bir çözüm bulunması için Krallığın iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu ifade etmişti. Yapılan açıklamada, krizin patlak vermesinden bu yana Rusya ve Ukrayna arasında kalıcı barışın sağlanması için sürdürülen çabalara vurgu yapılarak zirvenin Suudi Arabistan'da düzenlenmesini memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.

Geçtiğimiz üç yıl boyunca Suudi Arabistan, bu bağlamda birçok toplantıya ev sahipliği yaptı.