Elon Musk, İtalya lideri Meloni'yi övgüye boğduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5064378-elon-musk-i%CC%87talya-lideri-meloniyi-%C3%B6vg%C3%BCye-bo%C4%9Fdu
Meloni'den övgüyle söz eden Musk, son dönemde politik açıklamalarıyla sık sık gündem oluyor (AP)
Teknoloji milyarderi Elon Musk, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'den övgüyle söz etti.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin pazartesi günü düzenlediği Küresel Yurttaşlık Ödülü törenine, Musk ve Meloni'nin yakınlaşması damga vurdu.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı kapsamında düzenlenen 600 kişilik etkinlikte ödül, "İtalya'nın ilk kadın başbakanı olarak çığır açması, Avrupa Birliği ve transatlantik ittifaka verdiği güçlü destek ve bu yıl G7'ye başkanlık yapması" nedeniyle Meloni'ye verildi.
Amerikan gazetecilik kuruluşu Politico'nun aktardığına göre Meloni, ödülü takdim etmesi için Musk'ın sahneye çıkmasını istedi.
Musk, sahnede yaptığı konuşmada Meloni için "içi dışından daha güzel olan biri" ifadelerini kullandı. Bunun "her siyasetçi için söylenemeyeceğini" vurgulayan Tesla CEO'su, İtalyan lideri "otantik, dürüst ve düşünceli" diye niteledi.
Meloni ise ödül kabul konuşmasında bu sözlere Musk'ın "değerli dehasını" överek karşılık verdi.
Diğer yandan kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen Atlantik Konseyi'nden bazı yetkililer, Rus lider Vladimir Putin'e yaklaşımı, LGBT meseleleri ve göçmenliğe dair tutumları nedeniyle Meloni'nin ödül almasına itiraz ettiklerini belirtti. Yetkililer, ödülü takdim edecek kişinin Musk olduğu açıklanınca Atlantik Konseyi'ndeki bazı isimlerin buna öfkelendiğini de söyledi.
Adının açıklanmasını istemeyen başka bir kaynaksa, Atlantik Konseyi'nin Meloni'den ödül takdimi için eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'la Musk arasında seçim yapmasını istediğini aktardı. Kaynak, Meloni'nin ödülü alacağını yaklaşık bir yıl önce öğrendiğini ve kararını o zaman verdiğini belirterek şunları söyledi:
Meloni, Musk'ı Donald Trump ya da herhangi bir siyasi sebepten dolayı değil, vizyonu ve onu bir dost ve önemli biri olarak gördüğü için seçti. Senaryo son bir ay içinde değişti ama karardan dönmek için artık çok geçti.
Cumhuriyetçi lider Trump, 5 Kasım'daki seçimleri kazanması halinde Musk'ı yeni oluşturulacak "hükümet verimlilik komisyonunun" başına getireceğini söylemişti.
Diğer yandan Meloni de 2022'de seçilmeden önce Trump'tan sık sık övgüyle bahsetmişti. Buna rağmen İtalyan lider, ABD Başkanı Joe Biden'la da dengeli ve yakın bir politika izlemişti.
Roma'daki Luiss Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Raffaele Marchetti, Meloni'nin Musk'ı seçmesinin Trump'a bir destek sinyali olduğunu savunarak şu yorumları paylaşıyor:
Meloni için bu ilişkinin birden fazla faydası var. Ama her şeyden önce, Trump hükümetine kolay ve sağlam bir giriş yakalayabilir. Geçmişte bazı temaslarda bulundu ama Musk, Trump yönetimine giriş için açık bir kapı anlamına gelecektir.
Independent Türkçe, New York Times, Politico, Guardian
Zarif Suriye'de ‘topyekûn savaş’ uyarısında bulundu ve bölgesel diyalog için bir girişim önerdihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5095008-zarif-suriyede-%E2%80%98topyek%C3%BBn-sava%C5%9F%E2%80%99-uyar%C4%B1s%C4%B1nda-bulundu-ve-b%C3%B6lgesel-diyalog-i%C3%A7in-bir
Zarif Suriye'de ‘topyekûn savaş’ uyarısında bulundu ve bölgesel diyalog için bir girişim önerdi
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Cevad Zarif bir hükümet toplantısının oturum aralarında (İran Cumhurbaşkanlığı)
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Suriye'de ‘topyekûn savaş’ uyarısında bulundu ve yeni Suriye hükümeti de dahil olmak üzere bölge ülkeleri arasında diyalog çağrısında bulunan bir girişim önerdi.
Zarif, İngiliz The Economist dergisi tarafından yayınlanan ve resmi IRNA haber ajansı tarafından yeniden yayınlanan bir makalede ayrıntılarını açıkladığı ‘Meveddet’ girişiminde, Gazze Şeridi, Lübnan, Suriye ve Yemen'de ‘derhal kalıcı ve sürdürülebilir’ bir ateşkes sağlanmasının ‘kilit öncelik’ olduğunu belirtti.
İran'ın Ortadoğu'daki etkisi, İsrail'in Hamas ve Hizbullah'a yönelik saldırıları ve ardından Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından gerileme yaşadı.
Zarif'in bu girişimi, ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın dört haftadan kısa bir süre sonra Beyaz Saray'daki görevine başlamasının ardından İran'a yönelik yaklaşımının Tahran'da merakla beklendiği bir dönemde geldi.
Suriye sorunu
Girişim, Tahran ile diplomatik ilişkileri olan tüm bölge ülkelerini, Tahran'ın müttefiki Beşşar Esed'i deviren Şam'daki yeni yöneticiler de dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde ‘kapsamlı müzakereler’ yürütmeye çağırıyor.
Zarif, “Bu girişim ortak dinimiz İslam'ın yüce değerlerine, egemenlik, toprak bütünlüğü, müdahale etmeme ve kolektif güvenlik ilkelerine dayanmalıdır” dedi.
İran savaş sırasında Beşşar Esed'i desteklemek için milyarlarca dolar harcadı ve 2011'de iç savaşın başlamasından bu yana müttefikini iktidarda tutmak için Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) Suriye'de konuşlandırdı.
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, İran'ın son yıllarda Suriye'de oynadığı rolü eleştiren açıklamalarda bulundu.
Zarif, “Esed sonrası Suriye hepimiz için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Suriye'nin egemenliğini hiçe sayan İsrail saldırganlığının artması, Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar veren dış müdahaleler, DEAŞ vahşetini anımsatan dehşet verici şiddet sahneleri ile etnik ve mezhepsel şiddet, geniş çaplı bir iç savaşa yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Zarif sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik yardımın temeli olarak Suriye'deki siyasi reformlar, hesap verebilirliği teşvik edecek ve kadın ve azınlık haklarının gelişebileceği güvenli ve istikrarlı bir devletin temellerini atacaktır.”
Zarif'in önerdiği girişim ekonomik bir boyut da içeriyor ve ‘çatışma sonrası harap olmuş bölgelerde’ altyapı projelerini finanse etmek üzere bir ‘kalkınma fonu’ kurulmasını öneriyor.
Filistin konusunda Zarif, ‘Filistin'de yaşanan insani felaketin bölgesel istikrar için de kritik önem taşıdığını’ söyledi. Girişimin ‘Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etmelerine öncelik verdiğini ve halkın isteklerine tam saygı gösteren adil çözümleri desteklediğini’ belirten Zarif, ayrıntıya girmeden ‘girişimin siyasi çözümleri, ekonomik fırsatları ve Filistinlilerin haklarının tanınmasını içerdiğini’ ifade etti.
Bölge güvenliği
Zarif, Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda ise şunları söyledi: “Bölgenin en güçlü iki gücü olan İran ve Suudi Arabistan arasındaki ortaklık çok önemli bir rol oynayacaktır. Şii ve Sünni Müslümanlar arasında birlik ve kardeşliği teşvik ederek, tarihsel olarak bölgeyi istikrarsızlaştıran aşırılık ve mezhep çatışmalarına karşı koyabiliriz.”
Zarif ayrıca, ortak deniz güvenliği devriyeleri de dahil olmak üzere seyrüsefer özgürlüğü konusunda yeni bir bölgesel iş birliği girişimi sundu.
Zarif, “Bölge, Hürmüz Boğazı, Süveyş Kanalı ve Babu’l Mendeb Boğazı gibi hayati stratejik noktaları içeriyor. İran konumu ve güvenlik uzmanlığıyla bu koridorların, özellikle de Hürmüz Boğazı'nın güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Diğer ülkeler de Süveyş Kanalı ve Babu’l Mendeb Boğazı'nın güvenliğinin sağlanmasında öncü rol oynayabilir” dedi.
Zarif, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından petrol satışının engellenmesine İran'ın yabancı petrol tankerlerine el koyarak karşılık vermesi nedeniyle bölge sularında gerilim artarken 2019 yılında başlattığı ‘Hürmüz’ girişimini hatırlattı.
Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesinin ardından İran Dini Lideri Ali Hamaney, ‘ekonomik arterlerin kesilmesi’ çağrısında bulundu ve İran'ın müttefiki Husiler Babu’l Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz'deki ticari gemilere bir dizi saldırı başlattı.
Girişiminin bir parçası olarak nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge için çalışılması gerektiğini vurgulayan Zarif, girişiminin ‘kilit unsuru’ olarak 2015 nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılması çağrısında bulundu.
İran'ın rolü
İran'ın rolüne ilişkin olarak, “Diğer ülkeler gibi İran da vazgeçilmez bir rol oynayacaktır” diyen Zarif, ülkesinin 45 yıllık sicilini şu sözlerle savundu: “Ülkem güvenlik ve savunma alanlarında olağanüstü bir direnç ve kendi kendine yeterlilik göstermiş ve bölge dışı güçlerin baskılarına rağmen dış yardım almadan ayakta kalmayı ve gelişmeyi başarmıştır. İran'ın bölgedeki kolunu kaybettiği yönündeki yaygın algı, İran'ın direniş güçleriyle bir vekâlet ilişkisi içinde olduğu yönündeki yanlış bir varsayımdan kaynaklanmaktadır.”
İran Dini Lideri Ali Hamaney bu hafta başında yaptığı açıklamada, “İran'ın bölgede eylemler gerçekleştirmek için vekil güçlere ihtiyacı yoktur. İran'ın vekil güçlere sahip olduğu inancı yanlıştır” dedi.
DMO Komutanı Hüseyin Selami ise şu ifadeleri kullandı: “İran silahlarını kaybetmedi (...) Lübnanlılar ve Yemenlilerle aynı hedefleri, aynı inancı paylaşıyoruz, düşmanlarımız ortak; ancak her birimiz kendi topraklarında kendi çıkarlarına göre çalışıyor, her birimiz kendi kabiliyetleriyle savaşıyor, kimse diğerine bağlı değil, ahlaki ve siyasi olarak direniş cephesini elimizden geldiğince destekliyoruz.”
Zarif, “Direniş Cephesi'ni İran'a mal etme girişimi bir halkla ilişkiler kampanyasına hizmet edebilir, ancak herhangi bir çözümü sekteye uğratacaktır. Meveddet girişimi bölgeyi bir savaş alanı olarak değil, ortak fırsatlar ve kolektif refah arayışıyla karakterize edilen bir sevgi, dostluk ve empati merkezi olarak yeniden tasavvur ediyor. Ortadoğu'yu bir barış ve iş birliği feneri haline getirmek sadece idealist bir istek değil; stratejik bir gerekliliktir. Bu sadece kararlılık, diyalog ve ortak bir vizyon gerektiren ulaşılabilir bir hedeftir” dedi.
Zarif dün (Salı) Noel münasebetiyle yayınladığı video mesajda, Ortadoğu'da artan gerilimin ‘küresel krizlere yol açabileceği’ uyarısında bulundu.
Diplomasi ve saha
Bu arada İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, DMO'nun bölgesel faaliyetlerine üstü kapalı bir gönderme yaparak, diplomatik aygıtı ‘saha’ ile iş birliği yapmaya çağırdı.
Şarku’l Avsat’ın ISNA'dan aktardığına göre Arakçi, İran Dini Lideri’nin askeri servislerdeki temsilcilerinin katıldığı bir konferansta şu ifadeyi kullandı: “Diplomasi sahadan ayrı tutulamaz, birbirlerini tamamlarlar.”
Arakçi, bölgedeki siyasi ve güvenlik gelişmelerinden dersler çıkarılması gerektiği çağrısında bulunarak, ‘zorlukların ve krizlerin kalbindeki fırsatların kullanılması’ gerektiğini vurguladı.
Ülkesinin ‘direniş ekseni ve Husilerin’ tüm üyelerini tüm imkânlarıyla desteklediğini belirten Arakçi, Suriye'nin geleceğiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Şu anda bir yargıya varmak için çok erken. Bu ülkenin geleceğini belirleyecek pek çok etkili faktör var. Kanaatimce, hem bizim için hem de zafer elde edildiğine inananlar için bir yargıya varmak için erken, zira gelecekteki gelişmeler çok sayıda olacaktır.”