Kongre üyeleri, Elon Musk ile Rusya arasındaki temasların araştırılmasını talep etti

SpaceX'in sahibi milyarder Elon Musk, ABD Devlet Verimliliği Bakanlığı'na aday gösterildi. (Reuters)
SpaceX'in sahibi milyarder Elon Musk, ABD Devlet Verimliliği Bakanlığı'na aday gösterildi. (Reuters)
TT

Kongre üyeleri, Elon Musk ile Rusya arasındaki temasların araştırılmasını talep etti

SpaceX'in sahibi milyarder Elon Musk, ABD Devlet Verimliliği Bakanlığı'na aday gösterildi. (Reuters)
SpaceX'in sahibi milyarder Elon Musk, ABD Devlet Verimliliği Bakanlığı'na aday gösterildi. (Reuters)

ABD'li iki üst düzey senatör dün Reuters tarafından görülen bir mektupta, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve kolluk kuvvetlerinin, milyarder Elon Musk'ın ulusal güvenlik meseleleriyle ilgili nedenlerden ötürü Devlet Başkanı Vladimir Putin de dahil olmak üzere Rus yetkililerle çok sayıda görüşme yaptığına dair haberleri araştırması gerektiğini belirtti.

ABD Başkanı seçilen Donald Trump tarafından üst düzey bir hükümet pozisyonuna atanan Musk, uzay ve havacılık şirketi SpaceX'in CEO'su olarak milyarlarca dolarlık savunma ve istihbarat sözleşmelerini denetliyor.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin kıdemli üyelerinden Senatör Jeanne Shaheen ve Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Jack Reed, Adalet Bakanı Merrick Garland ve Savunma Bakanlığı Genel Müfettişi’ne, “Musk'ın SpaceX programlarına katılımı, ekim ayında Rus yetkililerle yaptığı görüşmelere ilişkin haberlerin ardından, olası yasaklar ve belirli sözleşme ve imtiyazlardan hariç tutulma açısından soruşturulmalıdır” dedi.

Dün yazılan ortak mektupta, “ABD'nin bilinen bir düşmanı ile ABD hükümetinden milyarlarca dolar fon alan Sayın Musk arasındaki bu ilişkiler, Musk'ın bir hükümet yüklenicisi ve içeriden biri olarak güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır” ifadesi yer aldı.

Wall Street Journal'ın geçen ayki haberinden bu yana pek çok Demokrat temsilci, Musk'ın Moskova ile temaslarının soruşturulması için kamuoyu önünde çağrıda bulundu. Ancak böyle bir soruşturma emri verebilecek ABD yetkililerine gönderilen mektup daha önce kamuoyuna açıklanmamıştı.

Shaheen ve Reed'in federal soruşturma çağrısı, Trump'ın seçim kampanyasına 119 milyon dolardan fazla para harcayan Musk'ın desteğiyle Beyaz Saray'a dönmeye hazırlandığı şu günlerde uzak bir ihtimal. Ayrıca Musk, yeni yönetimin Devlet Verimliliği Bakanlığı'na aday gösterildi.

Eski bağlantılar

Musk'ın Rus yetkililerle temas kurduğuna dair haberler 2022 yılında, danışmanlık şirketi Eurasia Group'un başkanı siyaset bilimci Ian Bremner'ın Musk'ın kendisine Putin'le Ukrayna savaşı ve Rusya'nın nükleer silah kullanımındaki kırmızı çizgisi hakkında konuştuğunu söylemesiyle ortaya çıkmıştı. Musk, Bremmer'ın iddiasını yalanladı ve Putin ile sadece 18 ay önce uzay hakkında konuştuğunu söyledi.

Wall Street Journal geçtiğimiz ay, ismi açıklanmayan ABD'li, Avrupalı ve Rus yetkililere dayandırdığı haberinde, Musk'ın Putin ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Sergey Kiriyenko da dahil olmak üzere Rus yetkililerle çok sayıda görüşme yaptığını bildirmişti.

Reed ve Shaheen mektupta, Musk'ın Kiriyenko ile görüşmeler yapmasının ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu ifade etti.

ABD Adalet Bakanlığı bu yıl, Kiriyenko'yu diğer Rus yetkililerle birlikte Musk'ın X sosyal medya platformunda ve diğer sitelerde Rus çıkarlarını desteklemek ve ABD başkanlık seçimleri öncesinde seçmenleri etkilemek için yapay zekâ destekli bir propaganda kampanyası yürütmekle suçladı.

Diğer yandan Elon Musk'ın SpaceX'i, ABD uzay sektöründe baskın bir oyuncu haline geldi. SpaceX'e ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Pentagon tarafından büyük ölçüde güveniliyor.



BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
TT

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda delegeler karşılıklı suçlamalarda bulundu

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, BM Güvenlik Konseyi'ne hitap ediyor. (AFP)

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Ceren Hande Özgür dün (Salı) yaptığı açıklamada, Suriye'de gerilimin azaltılması gerektiğini vurguladı ve Şam'ı siyasi sürece katılmaya çağırdı.

BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye konulu oturumunda konuşan Özgür, Suriye'de çatışmaların yeniden canlanmasının çözümlenmemiş sorunları yansıttığını ifade etti. “Suriye, gerçek bir ulusal uzlaşı süreci olmaksızın şiddet döngüsü içinde kalmaya devam edecektir” diyen Özgür, Suriye'deki ‘terörist’ örgütlerin varlığının Türkiye'nin güvenliğine zarar verdiğini ve Türkiye'nin ‘topraklarını ve çıkarlarını korumak için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğini’ belirtti.

Cezayir'in BM Daimî Temsilcisi Ammar bin Cami ise Suriye krizinin askeri bir çözümü olmadığını vurgulayarak, Suriye'nin birliğini ve egemenliğini koruyan siyasi bir çözüm çağrısında bulundu. Cami, Suriye'deki gerilimin ‘oradaki durumun kırılganlığını hatırlattığını ve terörle mücadele için koordinasyon ihtiyacını vurguladığını’ belirtti. ‘Ülkede terörizmin geri dönmesi’ tehlikesine karşı uyarıda bulunan Cezayir temsilcisi, krizden çıkmanın tek yolu olarak uluslararası toplumun desteğiyle Suriyeliler arasında kapsayıcı bir diyaloğun benimsenmesi çağrısında bulundu.

İran'ın BM Daimî Temsilcisi Emir Said İrvani, son günlerde İdlib ve Halep'te yaşananların ‘terörizm ve aşırıcılığın ortaya çıkışına ilişkin bir uyarı zili’ olduğu uyarısında bulundu. İrvani, İsrail'in Suriye ve Lübnan arasındaki sınır kapılarına düzenlediği saldırıların insani yardımların ulaştırılmasını sekteye uğrattığını söyledi.

Lübnan’ın BM Daimî Temsilcisi Hadi Haşim, Suriye'de devam eden gelişmelerin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik açısından ‘vahim sonuçlar’ doğuracağını vurguladı. Lübnanlı delege, Arap grubunun İdlib ve Halep'teki olaylardan duyduğu ‘derin endişeyi’ dile getirdi.

Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi Kusay ed-Dahhak yaptığı konuşmada, suçu İsrail ve Türkiye'ye atarak silahlı grupların saldırısına ‘İsrail'in Suriye'ye yönelik tekrarlanan saldırılarının zemin hazırladığını’ söyledi. Dahhak, “Kuzey Suriye'ye yönelik saldırı, Türkiye-İsrail ortak operasyon emri olmadan gerçekleştirilemezdi. Halep'e yönelik terör saldırısı, teröristlerin kuzey sınırından akın etmeleri ve savaş malzemeleri, ağır silahlar, araçlar, insansız hava araçları (İHA), modern iletişim teknolojileri ve askeri ve lojistik ikmal hatlarının güvence altına alınması dahil olmak üzere onlara yönelik dış desteğin yoğunlaşmasıyla aynı zamana denk geldi” ifadelerini kullandı.

Dahhak, saldırıların Halep'teki binlerce aileyi rejim kontrolündeki bölgelere kaçmaya zorladığını, kaçmayanların ise zor insani koşullardan mustarip olduğunu belirtti. Suriyeli diplomat, BM Güvenlik Konseyi'ni saldırıyı kınamaya ve ‘söz konusu grupları yöneten ülkeleri’ politikalarını değiştirmeye zorlamaya çağırdı.

Dahhak silahlı grupların saldırısının ‘BM kararlarının ve Astana sürecinde onaylanan, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile terörle mücadelenin sürdürülmesi taahhüdünü vurgulayan çatışmasızlık anlaşmalarının açık bir ihlali olduğunu ve Türkiye'nin garantörlüğünün taahhütlerini yerine getirmediğini’ ifade etti.

Suriye'nin ‘egemenlik hakkını ve terörle mücadele konusundaki anayasal görevini tüm güç ve kararlılıkla uygulamaya” devam edeceğini ve vatandaşlarını savunmak için gerekli tüm tedbirleri alacağını belirten Dahhak sözlerine şöyle devam etti: “BM Güvenlik Konseyi’nin terör listelerinde yer alan grupların sorunun bir parçası olduğunu vurguluyoruz. Hiç kimse DEAŞ ve Nusra Cephesi ile siyasi bir süreç hayal edemez.”

ABD'nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Robert Wood, Suriye rejimini Rusya'nın desteğiyle İdlib ve Halep'teki hastane ve okullara saldırmakla suçladı ve silahlı grupların saldırılarıyla ABD'nin herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BM Güvenlik Konseyi oturumu sırasında konuşan Wood, sivillerin ve altyapının korunması ve ihtiyaç sahiplerine engelsiz insani erişim sağlanmasının yanı sıra ‘rejimin hava saldırılarına son vermesi ve insani hukuka bağlı kalması’ çağrısında bulundu. Suriye rejimine ‘geçmişte yaptığı gibi kimyasal silah saldırıları düzenlememesi’ çağrısında bulunan ABD temsilcisi, “Washington, DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkmaması için Suriye'nin kuzeydoğusundaki askeri mevzilerini savunacaktır” dedi.

Rusya'nın BM Daimî Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye'nin kuzeybatısında Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki saldırının başlamasından bu yana 400 militanın öldürüldüğünü ve 600 militanın da yaralandığını söyledi. ABD'yi Suriye'de ‘terörist örgütleri’ desteklemek ve petrol zengini bölgeleri işgal etmekle suçlayan Nebenzia, Suriye'de istikrarın sağlanması için ‘yasadışı yabancı askeri varlığa’ son verilmesi çağrısında bulundu. Rus diplomat, Suriye'deki durumu ‘eşi benzeri görülmemiş ve kritik’ olarak tanımladı ve gelişmelerin siviller için ciddi riskler oluşturduğu ve bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiği uyarısında bulundu.

İngiltere'nin BM Daimî Temsilcisi James Kariuki, ülkesinin Suriye'de daha fazla yerinden edilmeye yol açacak bir gerilimden duyduğu endişeyi dile getirdi. Kariuki, İngiltere'nin ‘Suriye rejimi ya da Rusya'nın sivillere yönelik geniş çaplı saldırılar başlatabileceğinden’ endişe duyduğunu belirtti.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye'deki durumun ‘tehlikeli ve değişken’ olduğu uyarısında bulunarak, ülkenin büyük bölümünün devlet dışı aktörlerin kontrolünde olduğunu ve bu durumun DEAŞ'ın yeniden canlanmasına yol açabileceğini söyledi. BM Özel Temsilcisi, HTŞ ve diğer muhalif grupların ilerleme kaydettiğini ve Hama şehrine çok yaklaştıklarını da bildirdi.

Pedersen, Suriye'nin diğer bölgelerinde çatışma ve büyük çaplı yerinden edilme potansiyeli konusunda uyarıda bulunarak, tüm tarafları sivilleri korumak için çalışmaya ve şiddetten kaçanların güvenli geçişine izin vermeye çağırdı. Pedersen ayrıca, ‘Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik tehdidi önlemek için gerilimi azaltma’ çağrısında bulundu ve Suriyeli ve uluslararası tarafları krizi sona erdirmek için müzakerelere katılmaya davet etti. Pedersen, siyasi sürecin ilerletilmesine yönelik görüşmeler için yakında bölgeye döneceğini söyledi ve Suriye halkına güvenilir siyasi beklentiler sunmak için gerilimin düşürülmesi çağrısında bulundu.

Suriye Sivil Savunma Örgütü (Beyaz Baretliler) Genel Müdürü Raid Salih BM Güvenlik Konseyi'ne yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeybatısında çatışmaların başlamasından bu yana en az 100 sivilin öldüğünü ve 360 sivilin de yaralandığını ifade etti. Salih ayrıca, Rusya'nın İdlib'e düzenlediği saldırılar nedeniyle dört hastanenin hizmet dışı kaldığını kaydetti.

Son birkaç gün içinde Suriye'nin kuzeybatısında HTŞ liderliğindeki muhalif gruplar askeri saldırı düzenleyerek Halep'in kontrolünü ele geçirdi ve Hama şehrine doğru ilerlemeye devam etti.