Trump'ın politikaları ve Hindistan-Çin-Rusya üçlü ittifakını kurma fırsatları

Dramatik dönüşümler

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 23 Ekim 2024'te Rusya'nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS zirvesinde. (AFP))
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 23 Ekim 2024'te Rusya'nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS zirvesinde. (AFP))
TT

Trump'ın politikaları ve Hindistan-Çin-Rusya üçlü ittifakını kurma fırsatları

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 23 Ekim 2024'te Rusya'nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS zirvesinde. (AFP))
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 23 Ekim 2024'te Rusya'nın Kazan kentinde düzenlenen BRICS zirvesinde. (AFP))

Samir İlyas

Trump'ın politikaları, Rusya, Hindistan ve Çin arasında üçlü bir ittifak olasılığı için fırsatlar yaratıyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Hindistan'a yönelik izlediği politikalar, önceki yönetimlerin son çeyrek asırda güçlendirerek siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda stratejik bir ilişkiye dönüştürdüğü iki ülke arasındaki ilişkilerin bu yönünü yok etme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 27 Ağustos'ta, Hindistan mallarına uygulanan yüzde 50'lik ABD gümrük vergileri yürürlüğe girdi ve bu durum, iki ülke arasındaki ticareti azaltma ve Hindistan'ın ekonomik büyümesini yavaşlatma tehdidi oluşturuyor. ABD tarafından Hindistan mallarına uygulanan yüzde 50'lik gümrük vergileri 27 Ağustos'ta yürürlüğe girdi. Bu durum, iki ülke arasındaki ticareti azaltma ve Hindistan'ın ekonomik büyümesini yavaşlatma tehdidi oluşturuyor. Trump’ın Rusya’dan petrol satın aldığı için Hindistan’ın yerli mallarına yaklaşık yüzde 25'lik ek gümrük vergisi uygulamayı planladığını açıklamasından bu yana Yeni Delhi, Trump'ın politikalarına duyduğu hayal kırıklığı nedeniyle Çin'e daha fazla açılmaya başlarken Hint yetkililer ile Çin ve Rusya'daki muhatapları arasındaki ikili görüşmeler de yoğunlaştı.

Rusya’nın eski Dışişleri Bakanı ve Başbakanı Yevgeny Primakov'un Çin ve Hindistan ile üçlü ittifak kurma fikrini ortaya atmasından neredeyse otuz yıl ve başbakanlığı döneminde Yugoslavya'nın bombalanmasını protesto etmek amacıyla Atlantik semalarında verdiği emirle Washington'a giden uçağının Moskova'ya geri dönmesinden 25 yılı aşkın bir süre sonra, Primakov'un Batı ile yakınlaşma konusundaki hayal kırıklığının ardından Avrasya ittifakı kurma hayallerini gerçekleştirmek için mevcut uluslararası koşulların daha elverişli olduğuna şüphe yok. Öte yandan, Çin ve Hindistan arasındaki önemli anlaşmazlıklar da göz ardı edilemez. Hindistan'ın jeopolitik olarak, bağlantısızlık politikasından, küresel güçlerle pragmatik ilişkiler kurmaktan, Avrupa ve ABD'yi kaybetmesine neden olabilecek bir ittifaka bağlılık göstermeye yönelip yönelemeyeceği de göz ardı edilemez.

Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana Hindistan-ABD ilişkileri gerildi. Hindistan, gümrük vergileri konusunda müzakereye hazır olduğunu açıklayan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Trump, Hindistan'ın ABD'ye yaptığı ihracata yüzde 25 gümrük vergisi uyguladı.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Trump, geçtiğimiz ayın sonlarında Hindistan'ın Rusya'dan petrol satın alması nedeniyle yaklaşık yüzde 25'lik ek gümrük vergileri uygulayacağını duyururken Yeni Delhi'yi Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü savaşı desteklemekle suçladı.

Bunun öncesinde Hindistan, nükleer savaşa sürüklenmeyi önlemek için bir anlaşmaya varmak üzere Trump'ın arabuluculuğunu reddetmiş ve bu durum, İslamabad'ın Trump’ı Nobel Barış Ödülü aday göstermesinin ardından haziran ayında Pakistan Genelkurmay Başkanı Asim Munir'i ağırlayan Trump’ı öfkelendirmişti. Pakistan, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Kurilla’ya İmtiyaz Nişanı verdi. Kurilla da Pakistan'ı terörle mücadeledeki çabalarından ötürü övdü.

Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana Hindistan-ABD ilişkileri gerildi. Hindistan, gümrük vergileri konusunda müzakereye hazır olduğunu açıklayan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen Trump, Hindistan'ın ABD'ye yaptığı ihracata yüzde 25 gümrük vergisi uyguladı.

Daha geniş bir açıdan bakıldığında, Hindistan, ABD yönetiminin Güney Asya, Hint Okyanusu ve Güney Çin Denizi'ndeki güvenlik konularına yaklaşımında önemli değişiklikler olacağından endişe duyuyor gibi görünüyor. Hindistan, Washington'ın Avustralya, Japonya ve ABD'den oluşan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (The Quad) aracılığıyla Çin'i kontrol altına alma politikasından vazgeçebileceğine inanıyor.

Yeni Delhi, Trump'ın Çin ile Güney Çin Denizi ve Tayvan'daki etki alanlarını korumasına izin veren ikili bir anlaşma yapmasından korkuyor. Trump'ın Pakistan'ı Çin'den uzaklaştırmak için bu ülkeye yakınlaşabilir. Bu durumda, iki nükleer silahlı komşu ülke arasındaki çatışmaya yönelik Amerikan yaklaşımı değişecek.

Hindistan, Trump'ın Ukrayna'ya karşı Rusya'nın savaşını çözme konusundaki tutumunu ve Putin'in isteklerinden çok uzaklaşmayan, Rusya'ya yönelik yaptırımları sona erdiren ve enerji şirketleriyle işbirliğini artıran bir çözüme açık olduğunu kesinlikle yakından izliyor. Bu da pratikte Ukrayna'ya karşı savaşı desteklemeyen, ancak Moskova ile ilişkilerini sürdüren ve Batı'nın yaptırımlarına katılmayan Hindistan'a Moskova'nın ihtiyacının azalması anlamına geliyor. Bu tutum, Avrupalıları ve Amerikalıları memnun etmese de Rusya tarafından isteksizce kabul edildi. Batı'yı kızdıransa Hindistan'ın Rusya’dan petrol alımlarını artırarak Rusya'nın en büyük alıcısı haline gelmesi ve 2021 yılında sadece yüzde 3 olan Rusya'nın petrol ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturmasıydı.

Bu koşullar altında ve Trump'ın kararlarının öngörülemezliği göz önüne alındığında, Hindistan ekonomik ilişkilerini iyileştirmeye ve Çin ile güvenlik gerilimlerini azaltmaya doğru ilerlerken, aynı zamanda Rusya ile savunma ve ekonomik bağlarını güçlendirmeye çalışıyor gibi görünüyor.

RTGT
Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve ABD Başkanı Donald Trump Washington'daki Beyaz Saray'da tokaşırken, 13 Şubat 2025 (Reuters)

Hindistan'ın Rusya ve Çin ile son zamanlarda attığı adımlar, Hindistan'ın dış ilişkilerinde radikal bir değişime yol açabilir. Yeni Delhi geçmişte Çin'e ekonomik ve savunma seçenekleri konusunda mesaj vermek için ABD ile ilişkilerini kullanıyordu. Aynı durum, daha az ölçüde de olsa Rusya için de geçerliydi. Ancak şimdi durum tamamen tersine döndü. ABD'nin baskısını sınırlamak için Hindistan, ekonomisini korumak ve projesini ilerletmek amacıyla Washington'un rakiplerine açık bir tutum sergiledi.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin bu ayın başlarında gerçekleştirdiği Yeni Delhi ziyareti sırasında, Çin ve Hindistan, Pekin ve Yeni Delhi arasındaki gergin ilişkileri düzeltmek amacıyla, iki ülke arasında doğrudan yolcu uçuşlarını yeniden başlatma ve ticaret ve kültürel alışverişi kolaylaştırma kararı aldı. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Hindistan ve Çin'in ‘istikrarlı bir gelişme yoluna girdiği’ ve ‘birbirlerine güvenip desteklemeleri gerektiği’ belirtildi.

Çin, Hindistan’ın üretim endüstrileri için hayati önem taşıyan gübre, nadir metaller ve tünel delme ekipmanları gibi emtialara yönelik ticaret kısıtlamalarını kaldırma sözü verdi. İki ülke arasında en son 2020 yılında çatışmalara neden olan sınır sorunlarını çözmek için devam eden yakınlaşma çerçevesinde, iki taraf sınırdaki gerilimi azaltmak ve kazara çatışmaları önlemek için bir çerçeve oluşturmak konusunda anlaştı. Çin devlet medyasına göre iki taraf yıllardır donmuş halde olan sınır belirleme müzakerelerini yeniden başlatma olasılığını görüştü. Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Son birkaç yılda yaşadığımız aksilikler halklarımızın çıkarlarına uygun değildi. Sınırda istikrarın yeniden sağlanmasını görmek bizi rahatlattı” ifadeleri yer aldı.

Hindistan daha önce Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar'ı Moskova'ya göndermiş ve Hint Bakan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştü. Bu gelişme, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini gösteren bir işaret olarak görüldü. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile 21 Ağustos'ta düzenlenen ortak basın toplantısında iki ülke arasındaki ilişkilerin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünya çapındaki büyük ülkeler arasında en güçlü ilişkiler arasında olduğunu söyleyen Jaishankar, iki ülkenin ikili ticareti artırma isteğini yeniden teyit ettiğini, buna Hindistan'ın Moskova'ya ihracatını artırmak ve tekstil ve ilaç ihracatının artırılmasına yönelik düzenleyici engelleri kaldırmak da dahil olduğunu belirtti. Lavrov ise “Hidrokarbon sektöründe ve Hindistan pazarına Rusya’nın petrolü tedarikinde iş birliği konusunda iyi sonuçlar elde ediyoruz... Rusya'nın Uzak Doğu ve Arktik sahanlığında enerji kaynaklarını çıkarmak için ortak projeler hayata geçirmek konusunda ortak çıkarlarımız var” ifadelerini kullandı.

Dengede olan üçlü ittifak

Dikkatler, bu ayın sonlarında Çin'in Tianjin şehrinde düzenlenecek Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi sırasında Rusya, Hindistan ve Çin liderleri arasında üçlü bir toplantı düzenlenmesi olasılığına ve çok kutuplu bir dünya hedefleyen bu üç ülke arasında üçlü bir ittifak kurulması açısından bu toplantıdan ne gibi sonuçların çıkabileceğine çevrilmiş durumda.

Hindistan ve Çin arasındaki ikili ilişkilerde önemli sorunların yaşanmasına ve Rusya ile Çin arasında liderlik konusunda anlaşmazlıklar olmasına rağmen, bu üç ülke 2009 yılından bu yana BRICS gelişmekte olan ekonomiler grubunun çekirdeğini oluşturuyor. Küresel finans krizinden sonra bu ülkeler arasındaki koordinasyon artmış ve grup, ekonomik alanlarda çabaları koordine etmek amacıyla ‘Küresel Güney’den dokuz ülkeyi de kapsayacak şekilde genişledi. Her ne kadar ekonomik konular ve çok kutupluluğu tartışmak için bir siyasi forum olmaya yakın olsa da Avrupa Birliği (AB) veya G7’ye benzer bir kurumsal forma dönüşmesi, ticari işlemlerde doların terk edilmesi, yerel para birimleri ve bankacılık işlemlerinde ticareti teşvik edecek araçların yaratılması veya yeni bir rezerv para birimi üzerinde anlaşmaya varılması gibi, küresel finans sistemi üzerindeki ABD hegemonyasını tehdit eden gelişmeler, ABD'de alarm zillerini çaldırdı.

UJI
Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping, Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov BRICS zirvesinde kameralara poz verirken (AFP)

BIRCS, kurumsallaşmaya doğru ilerler ve ekonomik ve kalkınma gündemine hizmet etmek için üyeleri arasındaki farklılıkları çözebilirse Batı hegemonyasına karşı önemli bir rakip haline gelebileceği kesin. Rusya Devlet Başkanı Putin'in geçtiğimiz yaz Rio de Janeiro’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmaya göre BRICS ülkeleri ‘dünya kara alanının üçte birini ve nüfusunun neredeyse yarısını oluşturmakla kalmayıp, 77 trilyon ABD doları satın alma gücüne eşdeğer gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ile küresel ekonominin yüzde 40'ını temsil ediyor. Bu arada, bu göstergede BRICS, ekonomileri toplam 57 trilyon ABD doları bulan ülkelerin yer aldığı G7 de dahil olmak üzere diğer bazı grupları önemli ölçüde geride bırakıyor.

Hindistan 2017 yılında ŞİÖ’ye katıldıktan sonra, bu üç ülke 1996 yılında ‘Şanghay Beşlisi’ temelinde kurulan büyük bir güvenlik ve siyasi ittifakın parçası oldu. Bu ittifak, 2001 yılında ŞİÖ adını aldı ve Orta Asya ülkeleri ile Pakistan, İran ve Beyaz Rusya dahil olmak üzere on ülkeyi kapsıyor. ŞİÖ, onlarca yıldır sınır sorunları ve açık çatışmaları olan ülkeleri de içermesi nedeniyle NATO benzeri bir ittifak haline gelemedi, ancak siyasi konularda ve terörle mücadele operasyonlarında koordinasyon sağlıyor.

Trump'ın politikalarının, Hindistan'ı Çin ile ekonomik ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeye ittiği ve yakın gelecekte dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olma hedefine ulaşmasına yardımcı olduğu kesin.

Trump'ın politikalarının, Hindistan'ı Çin ile ekonomik ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeye ittiği ve yakın gelecekte dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olma hedefine ulaşmasına yardımcı olduğu kesin. Ancak, askeri ve siyasi ittifaklara yol açan stratejik ilişkilere geçişten bahsetmek zor. Sınır sorunlarının yanı sıra, Çin'in Pakistan'a verdiği askeri destek ve iki ülke arasındaki güçlü ilişkiler, Yeni Delhi ile Pekin arasında stratejik bir yakınlaşmaya engel oluyor. Fakat Trump'ın değişken politikalarının sonuçlarına karşı korunmak için ‘çıkar evliliği’ niteliğinde bir ittifak kurulmasını engellemiyor. Mevcut ticaret hacmi ve gelecekteki büyüme potansiyeli göz önüne alındığında, özellikle ABD'nin ileri teknolojiler, teknolojiye yönelik potansiyel yatırım hacmi ve önde gelen ABD şirketlerinin fabrikalarını Çin'den Hindistan'a taşıma planları açısından sunabilecekleri dikkate alındığında, ABD ile ekonomik ilişkiler Rusya ile olan ilişkilerden daha faydalı.

Hindistan ve Çin'i Rusya ile ittifaka dahil etmek Rusya'nın çıkarına olmasına ve Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi 200 milyar doları aşıp her iki ülkenin yetkililerine göre ilişkiler ‘sınırsız ortaklık’ düzeyine ulaşmasına rağmen Rusya bu iki ülke arasındaki ikili ilişkilerde ‘küçük ortak’ olmak istemiyor. Nihayetinde Hindistan'ın Çin ve Rusya'ya yönelik hamlelerini stratejisinde ve jeopolitik konumunda radikal bir değişiklik ve ittifaka katılarak geleneklerden kopuş olarak görmek abartılı olabilir. Hindistan'ın Çin'e karşı temkinli bir şekilde açılması ve Rusya ile tarihi ilişkilerine işaret etmesi, Washington'a Trump'ın Hindistan'a yönelik politikalarını sürdürmenin tehlikeli olduğuna dair bir mesaj gönderirken, aynı zamanda çok kutuplu bir dünyada uygun bir yer edinmek için askeri ve ekonomik kapasitesini geliştirmeye devam etme çağrısı yapıyor.



Rusya'nın Uzak Doğusu'nda 7,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi, tsunami uyarısı yapıldı

Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'nı vuran depremin etkileri (Arşiv- EPA)
Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'nı vuran depremin etkileri (Arşiv- EPA)
TT

Rusya'nın Uzak Doğusu'nda 7,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi, tsunami uyarısı yapıldı

Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'nı vuran depremin etkileri (Arşiv- EPA)
Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'nı vuran depremin etkileri (Arşiv- EPA)

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, Rusya'nın Uzak Doğusu'ndaki Kamçatka açıklarında 7,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini bildirdi.

Petropavlovsk-Kamçatski'nin 128 kilometre doğusunda ve 10 kilometre derinlikte meydana gelen deprem, yarımadanın yakınlardaki kıyılarda potansiyel olarak tusunami uyarısında bulunulmasına neden oldu


150 binden fazla "Vatansever Amerikalı", ICE'ta çalışmak istiyor

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, iş rakamlarını övdü (AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, iş rakamlarını övdü (AP)
TT

150 binden fazla "Vatansever Amerikalı", ICE'ta çalışmak istiyor

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, iş rakamlarını övdü (AP)
ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, iş rakamlarını övdü (AP)

Trump yönetimi göçmenlik konusundaki katı tutumunu sertleştirirken, ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) kurumuna iş başvurusunda bulunanların sayısı 150 bini aştı.

ICE'ın topluluklara yönelik baskınları yoğunlaşırken, yönetimin bölücü yaklaşımını destekleyenler için bir çekim merkezi haline geldiği görülüyor.

İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem yaptığı açıklamada, "ICE, ABD'deki en kötünün de kötüsü suçlu kaçak göçmenleri ülkeden uzaklaştırarak vatanlarını savunmak isteyen yurtsever Amerikalılardan 150 binden fazla başvuru aldı" dedi.

Şimdiden 18 binden fazla geçici iş teklifi sunduk.

Amerikalılar, katilleri, pedofilleri, tecavüzcüleri, teröristleri ve çete üyelerini ülkemizden uzaklaştırmak için ülkelerinin çağrısına yanıt veriyor ve yardım ediyor.

ICE yazılı kıyafetler giyme coşkusu ve sosyal medya takipçilerinden at sırtında olduğu fotoğraflar arasında en sevdiklerini söylemesini istemesi nedeniyle "ICE Barbie" lakabıyla anılan Noem, bu hafta Illinois eyaletinde ICE baskınlarını denetliyor.

Salı günü, ICE'ın Şikago'nun dış mahallelerinde şafak vakti düzenlediği ve insanların gözaltına alındığını gösteren bir video paylaştı:

Başkan Trump açıkça belirtti: Eğer politikacılar vatandaşlarının güvenliğini ön planda tutmazsa, bu yönetim tutacaktır. Geri adım atmayacağımızı açıkça belirtmek için bugün Şikago'da sahadaydım.

ABD'de yasadışı yollarla bulunan ve sabıka kaydı olan göçmenleri hedef alan bir operasyon kapsamındaki göçmenlik uygulamalarındaki artışta, bu yıl şimdiye kadar 200 binden fazla kişi tutuklandı ve 50 binden fazla kişinin gözaltına alındı. Birçoğu işe giderken, adliyelerin önünde ve mağazaların otoparklarında yakalandı.

dfgthy
Los Angeles Polis Teşkilatı (LAPD) görevlileri, Los Angeles şehir merkezinde düzenlenen ICE karşıtı protesto sırasında uzun bacaklar takan bir protestocuyu tutukladı (AFP)

Boston ve Şikago gibi şehirlerdeki büyük çaplı baskınlarda aileler, evlerinden çıkmaktan ve gözaltına alınma riskinden korkarak evlerine kapandı. Geçen hafta ICE görevlileri, Illinois'da tutuklamaya direndiği ve polis memurlarına arabayla çarptığı iddia edilen bir adamı vurarak öldürdü.

Noem, yakın zamanda ABD'nin, ICE baskınlarının ardından sınırdışı etme operasyonları için özel olarak bir uçak filosuna yatırım yapmasını istediğini söyledi.

Haziranda yönetime ve ICE operasyonlarına karşı protestolar ABD genelinde en az 40 şehre yayılmış, Los Angeles, Denver, Şikago ve New York'ta büyük gösteriler düzenlenmiş ve sivil kargaşayla yaşanmıştı.

Salı günü ICE, "göçmenlik statüsüne bakılmaksızın bir ICE görevlisine saldıran herkes, federal ağır saldırı suçlamalarıyla ve yasaların izin verdiği en geniş kapsamda kovuşturmayla karşı karşıya kalacak" uyarısında bulundu.

Ajansın X'teki paylaşımına, "Direnmeden önce düşün" ifadesinin yer aldığı sıkılmış bir yumruk resmi eşlik ediyordu.

Trump yönetimi, Şikago'daki "Midway Blitz Operasyonu" ve Massachusetts'teki "Patriot 2.0" gibi baskılar için duygusal bir dil kullandı. Bu eylemler, ABD'nin sağcı aktivist Charlie Kirk'ün suikastıyla daha da kötüleşen artan kutuplaşmayla boğuştuğu bir dönemde, siyasi çalkantılarla dolu bir ortamda gerçekleşti.

Independent Türkçe


ABD, Rusya-Belarus tatbikatına neden davet edildi?

Washington'la ilişkilerin iyi tutulması amacıyla Lukaşenko'nın talebi üzerine tatbikatların Polonya sınırından uzak bir bölgede yapıldığı yazılıyor (Reuters)
Washington'la ilişkilerin iyi tutulması amacıyla Lukaşenko'nın talebi üzerine tatbikatların Polonya sınırından uzak bir bölgede yapıldığı yazılıyor (Reuters)
TT

ABD, Rusya-Belarus tatbikatına neden davet edildi?

Washington'la ilişkilerin iyi tutulması amacıyla Lukaşenko'nın talebi üzerine tatbikatların Polonya sınırından uzak bir bölgede yapıldığı yazılıyor (Reuters)
Washington'la ilişkilerin iyi tutulması amacıyla Lukaşenko'nın talebi üzerine tatbikatların Polonya sınırından uzak bir bölgede yapıldığı yazılıyor (Reuters)

Rusya ve Belarus'un ortak düzenlediği tatbikata ABD'li askerlerin davet edilmesi dikkat çekti.

Wall Street Journal'ın (WSJ) aktardığına göre, 12-16 Eylül'de düzenlenen "Zapad" adlı ortak tatbikatlara ABD ordusundan subaylar da davet edildi.

Belarus Savunma Bakanlığı'nın pazartesi günü Telegram'dan yayımladığı videoda, Savunma Bakanı Viktor Khrenin'in en az iki ABD subayını selamladığı görüldü.

Hindistan ve İran'dan askerler de dahil 30'dan fazla ülkeden savaşçı tatbikata katıldı. Çin ve Kuzey Kore'den temsilciler de ABD'yle birlikte tatbikatı izledi.

Haberde, Washington'a resmi davetin Belarus tarafından gönderildiği belirtiliyor. Ancak davetin ABD'ye iletilmesinin Moskova tarafından istendiği savunuluyor.

Analize göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump'la Ukrayna savaşına dair yürüttüğü diplomasi trafiğini koruyabilmek için böyle bir hamle yaptı. Putin'in, Trump'ın olası yaptırımlarından kaçınmak amacıyla ikili iletişim kanallarını açık tutmak istediği yazılıyor.

Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Analiz Merkezi'nden emekli Korgeneral Lance Landrum şu değerlendirmeleri yapıyor:

Bu, ABD'yle ilişkileri sürdürmek ve Putin'le Trump arasındaki diyaloğu devam ettirmek için nispeten düşük maliyetli ve düşük riskli bir yol olabilir.

Bunlara ek olarak Hindistan'ın, tatbikatta Rusya'nın yanında durması da dikkat çekti. Trump, Rusya'dan petrol alımını durdurması için Narendra Modi yönetimine uzun süredir baskı yapıyor. Tatbikata Hindistan'ın da davet edilmesi, Yeni Delhi yönetiminin Kremlin'den uzaklaşmayacağına dair bir mesaj olarak değerlendiriliyor.

Analizde, ABD'li subayların Belarus'a gitmesiyle Washington'la Moskova'nın müttefikinin yakınlaştığı yorumu yapılıyor.

Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko, 11 Eylül'de 52 siyasi tutukluyu serbest bırakmıştı. Bu kişilerden 6'sı Litvanyalı, geri kalanlarsa Fransa, Almanya, Polonya ve Birleşik Krallık uyrukluydu. En dikkat çeken isimlerden biri de Belaruslu aktivist Mikola Statkeviç'ti. Bunun karşılığında ABD, Belarus devletine ait havayolu şirketi Belavia da dahil çeşitli firmalara uygulanan yaptırımları kaldırmıştı.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise tatbikata dair açıklamasında, Batı'nın Ukrayna'ya desteğini eleştirerek NATO'nun Kiev'e arka çıkarak Rusya'ya karşı savaşa girdiğini öne sürmüştü.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times