Rusya Merkez Bankası'nın İsviçre'de tutulan varlıkları 8 milyar dolardan fazla

AA
AA
TT

Rusya Merkez Bankası'nın İsviçre'de tutulan varlıkları 8 milyar dolardan fazla

AA
AA

İsviçre Devlet Ekonomi Sekreterliği (SECO), Rusya Merkez Bankası'nın toplam 7,4 milyar İsviçre frangı (8,3 milyar dolar) rezervi ve varlığının İsviçre'de tutulduğunu bildirdi.

SECO, Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya yönelik 10. yaptırım paketinin yeni raporlama yükümlülükleri kapsamında, ülkedeki Rusya Merkez Bankası varlıklarına ilişkin verileri yayınladı.

Buna göre, İsviçre genelinde 7,4 milyar İsviçre frangı (8,3 milyar dolar) değerinde Rusya Merkez Bankası varlığı tutuluyor.

Söz konusu varlıkların yönetilmesine ilişkin işlemlerin, Rusya-Ukrayna savaşının ardından yasaklandığı belirtilerek, İsviçre hükümetinin Rusya Merkez Bankası varlıkları ve rezervlerinin miktarı hakkında bugün bilgilendirildiği aktarıldı.

Açıklamada, Rusya Merkez Bankası'nın İsviçre'deki varlıklarının, yaptırım uygulanan Rus iş insanları veya Rus şirketlerine ait olduğu için dondurulan 7,5 milyar frank değerindeki varlıklarla karıştırılmaması gerektiği aktarılarak, Rusya Merkez Bankası rezervleri ve varlıklarını bildirmenin zorunlu olmaya devam edeceği ve rakamların 3 ayda bir düzenli olarak açıklanacağı bildirildi.

Yurt dışında tutulan Rusya Merkez Bankası varlıklarına kalıcı olarak el konulması ve bu varlıkların Ukrayna'nın yeniden inşası için kullanılması konusunda AB genelinde tartışmalar olduğu hatırlatılan açıklamada, İsviçre hükümetinin bu tartışmaları "yakından" takip ettiği kaydedildi.

İsviçre, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bir yıl sonra, Şubat 2023'te AB tarafından Rusya'ya yönelik 10. yaptırım paketine katılarak "tarihi tarafsızlığına" son vermişti.



ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasında neler var?

Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
TT

ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasında neler var?

Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)
Londra'da bir Rolls-Royce Dawn'ın kaputundaki Rolls-Royce logosu (DPA)

İngiliz yetkililer, ABD ile yapılması beklenen bir ticaret anlaşmasının, ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel ekonomiyi sarsan gümrük vergilerinin etkilerini hafifleteceğini umuyor.

Trump bu yılın başlarında, ABD'ye ithal edilen tüm otomobillere yüzde 25 gümrük vergisi uygulanacağını açıklamış ve bu önlem Rolls-Royce ve Aston Martin gibi İngiliz lüks otomobil üreticilerini olumsuz etkilemişti.

Bu vergiler, 2 Nisan'da yürürlüğe giren ve aralarında İngiliz ürünlerine yönelik yüzde 10'luk genel gümrük vergisinin de bulunduğu bir dizi gümrük vergisine ek olarak uygulanıyor.

Downing Street bugün yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık ile ABD arasındaki ticaret görüşmelerinin ‘hızlı bir şekilde devam ettiğini’ ve bugün ilerleyen saatlerde bir güncelleme beklendiğini bildirdi. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘son derece saygın bir ülke’ ile ‘büyük bir ticaret anlaşması’ yapıldığını duyurmasının ardından geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın Sözcüsü, “Başbakan her zaman Birleşik Krallık'ın ulusal çıkarları doğrultusunda hareket edecektir. ABD hem ekonomik hem de ulusal güvenliğimiz için vazgeçilmez bir müttefiktir... İki ülke arasındaki anlaşma görüşmeleri hızla devam etmektedir ve Başbakan bugün ilerleyen saatlerde konuyla ilgili bilgi verecektir” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Independent'tan aktardığına göre anlaşma, İngiliz otomotiv ve çelik endüstrilerine uygulanan yüzde 25'lik gümrük vergisinin tüm etkilerinden belirli sayıda İngiliz ihracatını muaf tutan kotalar içerebilir.

Bunun karşılığında Birleşik Krallık, Meta ve Amazon gibi büyük ABD teknoloji şirketlerini etkileyen dijital hizmetler vergisi konusunda taviz verebilir.

2020'de yürürlüğe giren yüzde 2'lik vergi, Birleşik Krallık'a yılda yaklaşık 800 milyon sterlin (yaklaşık 1 milyar dolar) gelir sağlıyor.

Anlaşmanın bir parçasını oluşturabilecek diğer hususlar arasında ABD otomobillerine uygulanan gümrük vergilerinde taviz verilmesi ve ABD tarım ürünlerine uygulanan vergilerin azaltılması da yer alıyor.