Lityum fiyatları, aşırı üretim ve geliştirilen yeni nesil bataryalarla düşüş eğilimine girdihttps://turkish.aawsat.com/ekonomi%CC%87/4340371-lityum-fiyatlar%C4%B1-a%C5%9F%C4%B1r%C4%B1-%C3%BCretim-ve-geli%C5%9Ftirilen-yeni-nesil-bataryalarla-d%C3%BC%C5%9F%C3%BC%C5%9F
Lityum fiyatları, aşırı üretim ve geliştirilen yeni nesil bataryalarla düşüş eğilimine girdi
Fotoğraf: AA
Asya Piyasaları Uzmanı Süleyman Mete Özbalaban, lityum karbonat fiyatlarının, aşırı üretim ve geliştirilen sodyum iyon ile florid-iyon yeni nesil bataryalarla düşüş eğilimine girdiğini bildirdi.
Elektrikli araç bataryalarının üretiminde kritik önem taşıyan lityumun fiyatı, geçen yılın sonlarına doğru elektrikli araçlara olan talebin artmasıyla sert bir şekilde yükselmişti. Elektrikli araçlara artan talebin yanı sıra tedarik sıkıntıları da lityumun fiyatını etkileyen faktörlerden oldu.
Dünyada yeşil enerjinin öneminin artmasıyla bakır, nikel ve gümüş gibi lityum da rüzgar türbinleri ve güneş panelleri başta olmak üzere temiz enerji teknolojilerinde yoğun şekilde kullanılıyor.
Kasım 2022'de ton başına 600 bin yuan seviyelerine çıkan lityum karbonat fiyatı, geçen ay 113 bin yuana kadar geriledi. Lityum karbonat fiyatı, şu anda 227 bin 500 yuan seviyelerinde seyrediyor.
Bu arada, lityum işleme kapasitesinin yüzde 60'ı Çin'de bulunuyor.
- Çin ekonomisine ilişkin belirsizlikler düşüş eğilimini etkiledi
Lityum fiyatlarındaki sert yükselişe karşın son zamanlardaki düşüş eğilimi dikkati çekiyor.
Çin ekonomisindeki belirsizler ve zayıflık, diğer emtia gruplarında olduğu gibi lityum tarafında da talep endişelerini beraberinde getirdi. Ülkede otomobil satışlarının olumsuz etkilenmesi ve elektrikli araç talebinin sekteye uğraması da lityumdaki düşüşü tetikledi.
Asya Piyasaları Uzmanı Süleyman Mete Özbalaban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektrikli araç bataryasında kullanılan lityum için lityum karbonat fiyatlarına bakılması gerektiğini belirtti.
Özbalaban, lityum karbonat fiyatının 2022'nin kasım ortasında ton başına 600 bin yuan seviyelerine ulaştıktan sonra sürekli düşerek Nisan 2023'te ton başına 113 bin yuana kadar gerilediğini, mevcut durumda 227 bin 500 yuan seviyelerinde bulunduğunu bildirdi.
Lityum karbonat fiyatlarının gerilemesindeki nedenlere değinen Özbalaban, bunlardan bir tanesinin, geçen yıl devlet sübvansiyonları bitmeden önce üreticilerin avantaj sağlamak için aşırı üretim yapması olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan, elektrikli araç piyasasının beklendiği kadar hızlı büyümeyeceği gibi bir görüş oluşmaya başladığını ifade eden Özbalaban, "Geçen yıl elektrikli araç fiyatları özellikle Çin de yaklaşık yüzde 20 düştü. Tesla da fiyatları Çin'de yaklaşık yüzde 15, ABD'de ise yaklaşık yüzde 50 düşürdü." dedi.
Mete Özbalaban, lityum-iyon bataryaların patentinde Çin'in ağırlığının fazla olduğunu vurguladı.
Lityum-iyonda kullanılan nadir metallere bağımlı kalmamak için Japonya ve ABD'de yeni nesil bataryalar üretilmeye başlandığını ifade eden Özbalaban, "Bunların en önemlileri sodyum-iyon ve florid-iyon bataryalar. Bu bataryaların geliştirilmesi lityum bataryanın önemini azaltıyor. Bu da doğal olarak lityum karbonatın fiyatını düşürdü." diye konuştu.
Florid-iyon bataryasının mevcut lityum-iyon türüne göre önemli üstünlükleri olduğunu belirten Özbalaban, en önemli özelliğinin, lityum-iyon bataryasına göre 6-7 kat daha fazla elektrik depolayabilmesi, dolayısıyla bu bataryayla araçların tek şarjda 1.000 kilometre gidebilmesi olduğunu, bu nedenle florid-iyon bataryanın 2030 yılından sonra elektrikli araç bataryasının en önemli adayı olarak görüldüğünü söyledi.
ABD 'sürdürülebilirlik' alanındaki liderliğini bırakıyor mı?
Geri dönüşüm üzerine çizimlerde görülen sürdürülebilir çatı bahçesi (Reuters)
Nazareth Seferian
Elon Musk, birkaç yıl boyunca ‘ahlaki uyanış’ politikaları olarak adlandırdığı politikaları eleştirdikten sonra 2023 yılında S&P Global Ratings’in tütün ve petrol şirketlerine bu alanda Musk’ın sahibi olduğu Tesla şirketinden daha yüksek bir sıralama veren çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) sıralamalarına doğrudan bir yanıt olarak X platformdan yaptığı bir paylaşımda “ESG kriterleri şeytandır” diye yazdı.
Dünyanın en zengini olan Musk, şimdi bu eleştiriyi ABD Başkanı Donald Trump'ın yüzüne doğrudan söyleme fırsatına sahip. ABD’nin 47'nci başkanı olan Donald Trump’ın dönemi ABD'de ESG kriterlerinin sonunu mu getirecek, yoksa bu kavram 'Önce Amerika' çağında da geçerliliğini koruyacak mı?
ESG etkisi şüphe
Tesla, Musk'ın seçim kampanyasında Trump'ın yanında yer almasından çok önce ESG kriterlerini eleştiren bir şirketti. Şirket 2021 2021 Çevresel ve Sosyal Etki Raporu’nu “Mevcut çevresel ve sosyal etki raporları dünya üzerindeki olumlu etkinin kapsamını ölçmek yerine riski/ödülü dolar cinsinden ölçmeye odaklanıyor” ifadelerine yer verdi. Raporda, otomobil üreticilerinin emisyonları biraz düşürmeleri ancak ‘büyük miktarlarda yakıt tüketen otomobiller üretmeye’ devam etmeleri halinde ESG derecelerinin yükselebileceği belirtildi.
“Elon Musk'ın 2014'te Norveç'te düzenlenen Petrol ve Gaz Zirvesi'ndeki açıklamasında: “Bugün tüm hidrokarbon kullanımını durdurmak için bir düğmeye basma imkanım olsaydı, medeniyetin çöküşüne yol açacağı için basmazdım. Eğer yapabilirsek yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda, Trump'ın daha fazla fosil yakıt üretimini destekleyen politikaları, petrol ve gazın sonsuza kadar var olacağını gösteriyor gibi görünüyor. Arizona Eyalet Üniversitesi'nden Gary Dirks, ABD'nin halihazırda dünyanın en büyük petrol üreticisi olduğuna dikkati çekerek “Başkanlık emirlerinin birçoğu en azından daha fazla petrol ve gaz üretimini teşvik etme etkisine sahip olacak” diye konuştu.
Ancak Elon Musk bir zamanlar hidrokarbonlar konusunda daha incelikli bir yaklaşıma sahipti. Yeni hidrokarbon rezervlerinin keşfinin sorunu çözmediğini, sadece geciktirdiğini belirtmişti. Musk, 2014 yılında Norveç'te düzenlenen Petrol ve Gaz Zirvesi'nde “Bugün tüm hidrokarbon kullanımını durdurmak için bir düğmeye basabilecek olsaydım, buna basmazdım çünkü bu uygarlığın çöküşüne yol açardı. Eğer yapabilirsek yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor. Yapılacak en mantıklı şey budur” ifadelerini kullandı.
Üzerinde Trump'ın silüeti bulunan ve ‘İklim krizi, iklim değişikliği inkarcısı için durmayacak’ yazan bir pankart, Rio de Janeiro, Brezilya, 18 Kasım 2024 (AFP)
Musk'ın S&P Global Ratings'in derecelendirmelerinin ve Tesla'ya ExxonMobil'in 38 olan genel puanından daha düşük olan 32 puan vermesinin ardından başlayan ESG kriterlerine yönelik öfkesi halen devam ediyor. Hesaplama metodolojisine daha yakından bakıldığında bazı nüanslar ortaya çıkıyor.
Bu iki şirket farklı sektörlerden ve metodoloji bu tür durumlarda doğrudan karşılaştırmaları desteklemeyi amaçlamıyor, ancak Tesla aslında çevre tarafında ExxonMobil'den (33) daha yüksek bir puan (52) aldı. Ancak, genel puanını olumsuz etkileyen kısım, sosyal ve kurumsal yönetişim alanlarındaki zayıf performansı oldu.
Bu sıralamalara göre petrol ve gaz endüstrisinde dünya genelinde listenin başında TotalEnergies yer alıyor. Son ESG yayınına göre Fransa merkezli şirket, 2050 yılına kadar net emisyonları sıfırlama stratejisi ve 2028 yılına kadar bu alana yılda yaklaşık 18 milyar dolar yatırım yapmak için beş yıllık bir planı var. Şirketin raporlarında emisyonların nasıl ölçüldüğü ve azaltıldığı, ürün yaşam döngüsünün karbon yoğunluğu ve diğer temel göstergeler hakkında ayrıntılar yer alıyor.
Facebook ve Instagram'ın çatı şirketi Meta, işe alım ve tedarikçi seçimi gibi şirket süreçlerinde kapsayıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) programından vazgeçti.
Bu, Musk’ın hidrokarbonların kısa vadede gerekli olduğu ve uzun vadede azaltılması gerektiği yönündeki fikirleriyle tamamen uyum sağlarken bunu başarma konusunda açık bir kararlılık da gösteriyor. Peki, ESG kriterlerinin çevresel kriteri sorgulanmalı mı yoksa gezegenimizin kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğine karşı tek çözüm bu mu?
“Ahlaki uyanışa” ESG’nin sosyal kriterinin eklenmesi
Donald Trump göreve başladıktan sonraki ilk saatlerde birçok kararname imzaladı ve bunlardan biri federal kurumlardaki çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık departmanlarını hedef alarak birçok insan hakları grubunu şoke etti.
ABD Başkanı Donald Trump Pennsylvania'nın Allentown şehrinde seçim kampanyası mitinginde, 29 Ekim 2024 (Reuters)
Yürütme emri özel sektörü kapsamıyor olsa da büyük şirketler hemen harekete geçti ve harekete geçti. Facebook ve Instagram'ın çatı şirketi Meta, işe alım ve tedarikçi seçimi gibi şirket süreçlerinde kapsayıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) programından vazgeçti. Amazon bu alandaki çabalarının aşamalı olarak sonlandırılacağını söyledi.
Ancak Centre Focus International tarafından onlarca ‘Fortune 500’ şirketi üzerinde yapılan ve geçtiğimiz yıl nisan ayında yayınlanan bir araştırma, çeşitlilik sorumlusunun kurumsal performans üzerinde doğrudan olumlu bir etkisi olduğunu ortaya koydu.
Centre Focus International'ın Kurucusu ve CEO’su Dani Munroe şunları söyledi:
“Kuruluşlar genellikle çeşitlilik sorumlusunun muazzam değerini göz ardı ediyor. Oysa bu pozisyonun birçok sorumluluğunu tanımlamanın ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın bir şirketin kar hanesinde ve genel kurumsal performansında nasıl önemli bir fark yarattığını göstermenin zamanı geldi.”
Başkan Trump’ın bazı destekçileri, ‘ahlaken doğru’ işe alım politikalarını iptal eden şirketlerle bağlantılı borsa yatırım fonları (ETF'ler) piyasaya sürerek bu iddiayı çürütmeye çalışıyor. Ancak örneğin God Bless America ETF (YALL) bu yıl şimdiye kadarki kötü çalışma ve insan hakları standartlarını dışlayan kriterlere sahip Vanguard ESG ETF'den daha kötü performans gösterdi.
Eski ABD Başkanı Joe Biden: Bugün ABD’de aşırı zenginliği, gücü ve nüfuzu bir araya getiren ve tüm demokrasimize, temel hak ve özgürlüklerimize karşı gerçek bir tehdit oluşturan küçük bir elit kesim oluşuyor.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Microsoft gibi teknoloji devleri çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık girişimlerine değer vermeye devam ediyor. Microsoft CEO’su Satya Nadella kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, “Çeşitlilik için çabalayarak ve kapsayıcılığı benimseyerek, işgücümüzün hizmet verdiğimiz gezegeni temsil etmesini ve geliştirdiğimiz ürünlerin her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Los Angeles'ta tozlu bir atmosferde bir petrol rafinerisi ve Amerikan bayrağı, 19 Kasım 2024 (AFP)
ESG’nin sosyal kriteri, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılıkla ilgili olmakla kalmıyor, modern kölelik, çatışma bölgelerindeki madenlere erişim ve makul ücretler gibi çok çeşitli insan hakları konularını da kapsıyor. Bunların hepsi de Donald Trump'ın ‘insanları kâr için sömüren bir sisteme adaleti geri getirme’ söylemiyle de uyum sağlıyor.
Yönetişim eleştirisi mi?
Kamusal yönetişim, en azından şimdilik, doğrudan hedef alınmayan tek bileşen gibi görünebilir, ancak geçtiğimiz birkaç hafta kamusal yönetişim riskleriyle ilgili yeni sorunların gözler önüne serildiği de bir gerçek. Eski Başkan Joe Biden'ın veda konuşması, şirketlerin siyasete katılımının giderek artan tehlikelerini özeter nitelikteydi.
Biden, konuşmasında şunları söyledi:
Bugün ABD’de aşırı zenginliği, gücü ve nüfuzu bir araya getiren ve tüm demokrasimize, temel hak ve özgürlüklerimize karşı gerçek bir tehdit oluşturan küçük bir elit kesim oluşuyor.
Peki, yapay zeka (AI) ve uzay araştırmaları yaklaşan öncelikler listesinin başında yer alırken, Beyaz Saray mevcut oyuncularla nasıl ilişki kuracak ve Elon Musk'ın yararlanmadığı şirketler açısından süreç ne kadar şeffaf olacak? Yapay zeka şirketi OpenAI’nin CEO'su Sam Altman, X platformunda Musk ile atışırken, Musk yapay zeka altyapısına yakında yatırılması beklenen 500 milyar doların 10 milyar dolardan azının güvence altına alındığına dikkati çekti. Altman Musk'a verdiği yanıtta, “Ülkenin yararına olanın şirketleriniz için her zaman en iyi seçenek olmadığının farkındayım, ama yeni görevinizde ABD’yi önceliklerinizi başına koyacağınızı umuyorum” ifadelerini kullandı.
Elbette Başkan Trump'ın ikinci döneminden fayda sağlayabilecek, doğrudan onunla bağlantılı şirketler de var. ABD Kongresi’ndeki bir komisyon, 2022 yılında Trump'ın Mar-a-Lago tatil köyünün, başkanı korumakla görevli istihbarat servisine, ilk başkanlık dönemi sırasında Trump'ı korumak için orada konaklamak zorunda kalan ajanlar için gecelik yaklaşık 800 dolar gibi fahiş ücretler ödettiğini rapor etti.
Trump'ın ele almayı vaat ettiği hayat pahalılığına neden olan sorunlardan bazıları, adil fiyatlandırma uygulamalarının eksikliği gibi kamusal yönetişim sorunlarıyla bağlantılı olabilir.
Öte yandan Trump'ın ele almayı vaat ettiği hayat pahalılığına neden olan sorunlardan bazıları, adil fiyatlandırma uygulamalarının eksikliği gibi kamusal yönetişim sorunlarıyla bağlantılı olabilir. Ortalama bir Amerikalı için hayatı kolaylaştırma planında bunun dikkate alınıp alınmadığı ise tam olarak bilinmiyor.
ABD'nin iklim alanındaki liderliği sorgulanıyor mu?
Trump, seçim kampanyasında dünyanın ABD'den faydalandığını ve yeniden dünya lideri olmasını amaçladığını vurguladı. Ancak birçok ülkede sürdürülebilirlik halen öncelikli bir konu ve Trump'ın ESG konularında liderlik göstermemesi ABD'nin lider konumunu kaybetmesine neden olabilir. Buna karşın ABD'li bazı paydaşlar bunu önlemeye çalışıyor. ABD'nin 24 eyaletinin valilerinden oluşan ABD İklim İttifakı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell’a ortak bir mektup göndererek, Başkan Trump’ın çekilme kararına rağmen Paris Anlaşması'nın hedeflerine bağlılıklarını bir kez daha teyit etti.
Ancak küresel iklim liderliği koltuğu şu an boş ve birkaç ülke bu boşluğu doldurmak için yarışıyor. Avrupa Birliği (AB), ESG kriterlerine güçlü bir şekilde bağlı kalmaya devam ediyor. Bazı spesifik konularda Danimarka hayvancılık emisyonlarını azaltma konusunda öncü bir ilerleme kaydetmekte, Brezilya iklim müzakerelerinde varlığını ortaya koymakta ve Hindistan da gücünü gösteriyor. Dünyadaki elektrikli arabaların yarısından fazlasını, rüzgâr türbinlerinin yüzde 70'ini ve güneş panellerinin yüzde 80'ini üreten Çin belki de en büyük rakip.
‘Altın çağ’ ve ‘Trump çağı’
Donald Trump, ABD'nin ‘altın çağı’ olarak adlandırdığı dönemde, ülkenin her konuda eskisi lider konumunu kaybetmesini mi istiyor?
Belki de çözüm, Musk'ın başkanın kulağına Tesla'nın 2021 Çevresel ve Sosyal Etki Raporu'ndan “Dünya için önemli olan olumlu etki için çabalaması gerektiğinden, ESG kriterlerine atıfta bulunmayacağız, bunun yerine etki hakkında konuşacağız” şeklindeki favorisi olan sözleri fısıldaması olacaktır.
Bu arada eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, Trump'ın kararından etkilenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) finansman açığını kapatma sözü verdi.