ECB, faiz artırımlarında sona yaklaşmış olabilir

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB), temmuz ayı toplantısında politika faizini 25 baz puan artırmasına kesin gözüyle bakılırken, bunun Banka'nın son faiz artırımı olabileceğine yönelik öngörüler güç kazandı.

AA
AA
TT

ECB, faiz artırımlarında sona yaklaşmış olabilir

AA
AA

Avro Bölgesi'nde özellikle çekirdek enflasyonda görülen "inatçı" seyir, ECB'nin politika alanını daraltırken, resesyon ve enflasyon ikileminde kalan politika yapıcıların vereceği mesajlar Banka'nın bundan sonraki politikası için önem taşıyor.

Banka'nın yıl sonuna kadar toplamda 50 baz puan faiz artırımı yapabileceğine dair öngörülere karşın temmuz ayında son faiz artırımı olabileceğine dair beklentiler güç kazandı.

Avro Bölgesi'nde devam eden enflasyonist baskılara karşın Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerindeki düşüş, bu ay son faiz artırımı yapılabileceğine dair öngörülerin de öne çıkmasına neden oldu.

Rabobank ECB ve Avro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ECB'nin politikasında değişiklik olmayacağını ve toplantının çok az yeni bilgi içerebileceğini söyledi.

ECB Yönetim Konseyi'nin, önemli gelen verileri ve yeni projeksiyonları beklerken, eylül ayında faiz artıracağına veya faizleri sabit tutacağına yönelik bir söz vermekten kaçınmak için elinden gelenin en iyisini yapabileceğini ifade eden Groot, üyeler arasındaki iletişim sorununun bu toplantıda devam edebileceğini aktardı.

Groot, ECB'nin iletişiminde "faizlerde daha yüksek oranlardan" faizleri değiştirmeyerek daha uzun süre bekletme" mesajlarına geçmek için çalışacağını söyledi.

ECB'nin orta vadeli beklentileri yönetmeye çalışmak için yeni bir tür sözlü yönlendirme biçimi benimseyebileceğini ifade eden Groot, bu sözlü yönlendirmenin etkilerinin sınırlı olabileceğini kaydetti.

"ECB, bir daha faiz artışı yapmayabilir, faiz oranları zirveyi görmüş olabilir"

Elwin de Groot, ECB'nin, 25 baz puanlık artış yapacağına dair mesajını başarılı bir şekilde verdiğini belirtti.

25 baz puanlık artışın piyasalarda güçlü bir şekilde fiyatlandığını aktaran Groot, temmuz ayındaki artıştan sonra ECB'nin bir daha faiz artışı yapmayabileceğini ve faiz oranlarının zirveyi görmüş olabileceğini söyledi.

Enflasyona dair herhangi bir olumsuzluk ya da politika aktarımına ilişkin şüphelerin oluşması durumunda yaz mevsiminden sonra da faiz artırımlarının devam edebileceğini bildiren Groot, şunları kaydetti:

"ECB'nin kendi içindeki kararsızlığı mevcut arka plan göz önüne alındığında haklı görülebilir ancak bu durum iletişim stratejisi söz konusu olduğunda ek zorluklar ortaya çıkarabilir. ECB'nin iletişiminde zaman tutarsızlıkları da var. ECB Yönetim Konseyi, yakın vadede seçeneklerini açık tutmak isterken, muhtemelen orta vadede çok daha güçlü bir mesaj göndermek isteyecektir. Bu iki hedefi uyumlu hale getirmek zor olabilir.''

"ECB, 2024'te faiz indirimine gitmeyecek"

Commerzbank Kıdemli Ekonomisti Marco Wagner de Avrupa'nın ekonomik kaygılarının giderek daha fazla ön plana çıktığını vurguladı.

Ekonomik görünümün ECB'nin temmuz toplantısında yoğun bir şekilde tartışılabileceğini ifade eden Wagner, eylülde ECB'nin fazla iyimser olan ekonomik büyüme tahminini aşağı yönlü revize etmesinin muhtemel olduğunu aktardı.

Wagner, "Bu çerçevede, piyasa hala eylül ayı faiz artırımı için önemli bir olasılık fiyatlamış olsa bile ECB, muhtemelen bu hafta faiz artırımlarını sonlandıracak. ECB, 2024'te faiz indirimine gitmeyecek. Çünkü Avro Bölgesi, enflasyondaki gerileme bakımından ABD'nin gerisinde kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Berenberg Ekonomisti Salomon Fiedler ise yüzde 60 ihtimalle ECB'nin eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımına gidebileceğini ancak Avro Bölgesi PMI verisindeki düşüşün, Banka'nın eylül ayında faizlerde hiçbir değişiklik yapmama ihtimalini artırdığını söyledi.

Fiedler, "ECB, temmuz ayı toplantısında muhtemelen eylülde faiz oranlarını artırıp artırmayacağına dair net bir sözlü yönlendirme sunmayacak. Bunun yerine verilere dayalı bir bekle ve gör yaklaşımında ısrar edecek." dedi.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal