Sıfır emisyon hedefi Birleşik Krallık ekonomisini zorluyor

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Braverman: İngiliz halkını iflasa sürükleyerek gezegeni kurtaramayız

Ellesmere Limanı'ndaki Vauxhall otomobil fabrikasının önünde İngiltere’nin  elektriğe geçmesi çağrısını taşıyan bir tabela (Reuters)
Ellesmere Limanı'ndaki Vauxhall otomobil fabrikasının önünde İngiltere’nin elektriğe geçmesi çağrısını taşıyan bir tabela (Reuters)
TT

Sıfır emisyon hedefi Birleşik Krallık ekonomisini zorluyor

Ellesmere Limanı'ndaki Vauxhall otomobil fabrikasının önünde İngiltere’nin  elektriğe geçmesi çağrısını taşıyan bir tabela (Reuters)
Ellesmere Limanı'ndaki Vauxhall otomobil fabrikasının önünde İngiltere’nin elektriğe geçmesi çağrısını taşıyan bir tabela (Reuters)

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Suella Braverman ülkenin net sıfır emisyona ulaşmak için pragmatik bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini çünkü "İngiliz halkını iflas ettirerek gezegeni kurtaramayacağını" söyledi.

Braverman açıklamasını, Başbakan Rishi Sunak'ın bu hafta yapacağı ve İngiltere’'nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma yönündeki uzun vadeli planını destekleyen bazı hükümet politikalarını ertelemesinin beklendiği konuşması öncesinde yaptı.

İngiliz bakan Radio Times’a yaptığı açıklamada, “Orantılı ve hedeflerimize hizmet eden pratik bir yaklaşım benimsemek zorundayız ve İngiliz halkını iflasa sürükleyerek gezegeni kurtarmayacağız” dedi.

Birleşik Krallık (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar sıfıra indirmek için yasal olarak bağlayıcı bir hedef belirleyen ilk büyük ekonomiydi ve önceki yıllarda yenilenebilir enerji kapasitesini artırma konusunda aceleci davranmıştı.

Ancak Sunak hükümeti son zamanlarda bu hedefe ulaşmak için gereken bazı önlemler konusunda tereddütlü görünüyor, çünkü her şeyi karbondan arındırmanın maliyeti netleşiyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre spekülasyon alanlarından biri, hükümetin yeni benzinli ve dizel otomobil satış yasağını mevcut 2030 hedefine kıyasla 2035 yılına kadar erteleyebileceği yönünde.

Bu, Birleşik Krallık’ı 2035 hedefini benimseyen Avrupa Birliği ile aynı seviyeye getirecek.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe