Çin-Arap Devletleri Fuarı'nda 23,4 milyar dolarlık yatırım ve ticaret anlaşmaları yapıldı

Çin'in Ningşia Hui Özerk Bölgesinin merkezi Yinçuan'da düzenlenen 6. Çin-Arap Devletleri Fuarı'nda 23,4 milyar dolar değerinde yatırım ve ticaret anlaşmaları imzalandı

(AA)
(AA)
TT

Çin-Arap Devletleri Fuarı'nda 23,4 milyar dolarlık yatırım ve ticaret anlaşmaları yapıldı

(AA)
(AA)

Çin ajansı Xinhua'nın haberine göre, 23-24 Eylül tarihlerinde düzenlenen fuara Çin ve Arap ülkelerinin devlet, iş dünyası ve akademi çevrelerinden 11 bin 200'den fazla temsilci katıldı.

Fuarda tarım, ticaret, enerji, teknoloji ve yeşil dönüşüm alanlarında 400'den fazla ekonomik ve ticari işbirliği projesine imza atılırken, anlaşmaların toplam değeri 171 milyar yuana (23,4 milyar dolar) ulaştı.

Fuarın bu yılki "onur konuğu" olan Suudi Arabistan'dan 150'den fazla ekonomi ve ticaret temsilcisi Çin'e gelirken, iki ülke arasında toplam değeri 12,4 milyar yuanı (1,7 milyar dolar) bulan 15 işbirliği anlaşması yapıldı.

İlki 2013'te düzenlenen Çin-Arap Devletleri Fuarı, Çin ile bölge arasında ekonomik ve ticaret ilişkilerinin gelişimi açısından önemli bir platform olarak görülüyor.

Çin ile Arap devletleri arasındaki ticaret 10 yılda iki kat artarak 2022'de 431,4 milyar oldu. Ticaret hacmi bu yıl, dış talebin zayıflığına karşın, ilk yarıda 200 milyar dolara ulaştı.

Arap devletlerinin en büyük ticaret ortağı konumundaki Çin'in, ABD ile artan jeostratejik rekabet içinde, Washington'ın bölgeden çekilme eğilimde olduğu bir dönemde Orta Doğu'daki etkisini artırma arayışında olduğu gözleniyor.

Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu ile 2004'te başlayan çok taraflı siyasi diyalog, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Aralık 2022'de Suudi Arabistan'a yaptığı ziyarette ilk kez düzenlenen Çin-Arap Devletleri Zirvesi ve Çin-Körfez İşbirliği Ülkeleri Zirvesi ile yeni bir boyuta taşınmıştı.

Öte yandan Pekin, Suudi Arabistan ile bölgedeki rakibi ve hasmı İran arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasıyla sonuçlanan süreçte arabulucu rolü üstlenmişti.

Ayrıca, BRICS grubu ülkeleri, bu yıl temmuzda Güney Afrika'nın Johannesburg şehrinde düzenlediği zirvede, Çin'in öncülük ettiği genişleme kararıyla, Arjantin, Etiyopya ve İran'ın yanı sıra Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin olduğu üç Arap ülkesini üyeliğe davet etmişti.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe