ABD'de 3 kripto para şirketine "dolandırıcılık yaptıkları" iddiasıyla dava açıldı

ABD'de kripto para şirketleri Gemini, Genesis ve Digital Currency Group'a (DCG) 230 binden fazla yatırımcıyı 1 milyar dolardan fazla dolandırdıkları iddiasıyla dava açıldı

(AA)
(AA)
TT

ABD'de 3 kripto para şirketine "dolandırıcılık yaptıkları" iddiasıyla dava açıldı

(AA)
(AA)

New York Başsavcısı Letitia James tarafından yapılan açıklamada, kripto para şirketleri Gemini, Genesis ile bağlı kuruluşları ve DCG'ye yatırımcıları dolandırdıkları gerekçesiyle dava açıldığı duyuruldu.

Açıklamada, söz konusu şirketlerin 230 binden fazla yatırımcıyı 1 milyar dolardan fazla dolandırdığı kaydedildi.

Başsavcılık tarafından yapılan bir soruşturmada Gemini'nin Genesis ile birlikte yürüttüğü "Gemini Earn" adlı yatırım programı hakkında yatırımcılara yalan söylediğinin ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, Gemini'nin yatırımcılara "Gemini Earn" programı aracılığıyla Genesis'e yatırım yapmanın düşük riskli bir yatırım olduğu konusunda defalarca güvence verdiği aktarıldı.

Açıklamada, başsavcılığın soruşturmasında, Gemini'nin Genesis'e ilişkin dahili analizlerinin şirketin mali tablolarının riskli olduğunu gösterdiğinin tespit edildiği bildirildi.

Gemini'nin Genesis'in kredilerinin yetersiz teminat altında olduğunu ve bir noktada kripto para borsası FTX'in kurucusu ve eski Üst Yöneticisi (CEO) Sam Bankman-Fried'ın hedge fonu Alameda'da yoğunlaştığı bilgisini yatırımcılarla paylaşmadığı belirtilen açıklamada, bu "aldatmacalar" sonucunda binlerce yatırımcının milyonlarca dolar kaybettiği kaydedildi.

Başsavcı James, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Bu dolandırıcılık, yeterince düzenlenmeyen kripto para endüstrisine zarar veren kötü aktörlerin bir başka örneği." ifadesini kullandı.

Söz konusu kripto para şirketlerinin yatırımcılara yalan söyleyerek 1 milyar dolardan fazla zararı saklamaya çalıştığı ve bunun sonucunda zarar görenlerin orta sınıf yatırımcılar olduğunu belirten James, aldatıcı kripto para şirketlerini durdurmak ve tüm yatırımcıları korumak için daha güçlü düzenlemeler yapmaya yönelik çabalarının süreceğini vurguladı.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC