Almanya Başbakanı Scholz: 2024 bütçesinde kemer sıkma kararları olacak

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinin gelecek yıl bütçesinde vatandaşlar ve şirketler için kemer sıkma kararları olacağını belirterek, bütçe sıkıntılarına rağmen ekonomiyi modernleştirme ve Ukrayna'yı destekleme sözü verdi

Olaf Scholz (AA)
Olaf Scholz (AA)
TT

Almanya Başbakanı Scholz: 2024 bütçesinde kemer sıkma kararları olacak

Olaf Scholz (AA)
Olaf Scholz (AA)

Scholz, Federal Meclis'te Anayasa Mahkemesinin hükümetin kullanılmayan 60 milyar avroluk Kovid-19 fonunun yeniden tahsisinin yasal olmadığı kararından kaynaklanan bütçe kriziyle ilgili konuşma yaptı.

Almanya'nın yakın geçmişte Kovid salgını, Ukrayna'daki savaşın ekonomi üzerindeki etkileri ve artan enerji fiyatlarıyla mücadele ettiğini vurgulayan Scholz, enerji fiyatlarının beklenmedik bir şekilde artması durumunda karşı önlemleri hızlıca hayata geçirme sözü verdi.

Alman hükümetin enerji fiyatlarında tavan fiyat uygulamasını bu yılın sonuna kadar sonlandıracağını belirten Scholz, "Düşük fiyatlar ve iyi doldurulmuş doğal gaz depoları nedeniyle enerji fiyat frenlerini sona erdirmeye muktedir olacağız." dedi.

Olaf Scholz, zorluklara rağmen iklim değişikliğiyle mücadele ettiklerini ve Almanya'yı modernize etmeye çalıştıklarını anlatarak, "Tüm bu ciddi zorluklar karşısında ülkemizin modernizasyonunu ihmal etmek ciddi ve affedilemez bir hata olur." diye konuştu.

Scholz, hükümetinin vatandaşlar ve şirketler için kemer sıkma kararlarını da içerebilecek 2024 bütçesini "mümkün olduğu kadar çabuk" hazırlamak için meclisle birlikte çalıştıklarını anlatarak, yarı iletken gibi önemli sektörleri destekleyeceğini söyledi.

Vatandaşların ve şirketlerin çalkantılı zamanlarda açıklığa ihtiyaç duyduklarını dile getiren Scholz, "Vatandaşlar devletin kendilerine verdiği sözleri tutacağına güvenebilirler. Şu anda karşı karşıya olduğumuz zorluklarla kimseyi yalnız bırakmadık ve bırakmıyoruz." diye konuştu.

Almanya'nın Ukrayna'ya desteği

Almanya'nın Ukrayna'ya verdiği desteğin altını çizen Scholz, bütçe sıkıntılarına rağmen ülkesinin Kiev'e desteğini gelecek yıl ikiye katlayarak 8 milyar avroya çıkarma sözü verdi.

Scholz, "Ukrayna'ya ve enerji krizinin aşılmasında desteğimizi bırakmamamız gerektiği de açık. Bu geleceğimizi tehlikeye atar." dedi.

Hamas ve İsrail arasında varılan esir takası mutabakatına da değinen Scholz, "Serbest bırakılanlar arasında çok sayıda Almanın da bulunması sevinmek için bir başka neden." değerlendirmesinde bulundu.

Mahkeme kararının bütçeye etkisi

Almanya Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim'de, Alman koalisyon hükümetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğunu kararlaştırmıştı.

Kararın ardından Alman federal hükümeti tartışmalı bütçe konusunda zor kararlarla karşı karşıya kaldı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümeti, mahkemenin kararının ardından 2023 ve 2024 federal bütçelerini anayasaya uygun şekilde hazırlamaya çalışıyordu.

Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman Federal Hükümeti'nin, borç alımını 60 milyar avro artırmasına karşın Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.

Alman koalisyon hükümeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.

Ekonomistlere göre mahkemenin kararı, federal hükümeti bu yasama döneminin en büyük ekonomi politikası sorunuyla karşı karşıya bıraktı.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC