Bitcoin madenciliğinde kullanılan suyla "660 bin olimpik havuz doluyor"

Kripto madenciliği muazzam oranlarda bilgi işlem gücüne ihtiyaç duyuyor ve bunun soğutulmasında da su kullanılıyor

Kripto para madenciliğinde kullanılan bilgisayar sunucularını soğutmak için her yıl trilyonlarca litre su gerekiyor (Unsplash)
Kripto para madenciliğinde kullanılan bilgisayar sunucularını soğutmak için her yıl trilyonlarca litre su gerekiyor (Unsplash)
TT

Bitcoin madenciliğinde kullanılan suyla "660 bin olimpik havuz doluyor"

Kripto para madenciliğinde kullanılan bilgisayar sunucularını soğutmak için her yıl trilyonlarca litre su gerekiyor (Unsplash)
Kripto para madenciliğinde kullanılan bilgisayar sunucularını soğutmak için her yıl trilyonlarca litre su gerekiyor (Unsplash)

Kripto paranın çevre üzerindeki etkisine ilişkin yeni bir analize göre, Bitcoin madenciliği bir yılda Britanya'daki tüm banyolar kadar su gerektiriyor.

Bitcoin Enerji Tüketim Endeksi'ni yöneten finansal ekonomist Alex de Vries, kripto para ağını desteklemek amacıyla kullanılan bilgisayarları soğutmak için her yıl yaklaşık 1,6 trilyon litre su gerektiğini tahmin ediyor.

2018'de yapılan ayrı bir araştırma, 1,6 trilyon litrenin Britanya halkının her yıl giderden akıttığı banyo suyu miktarı olduğunu ve bu miktarın yaklaşık 660 bin olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yettiğini ortaya koymuştu.

Çarşamba günü Cell Reports Sustainability dergisinde yayımlanan bu son analiz, tek bir Bitcoin işleminin arka bahçedeki bir yüzme havuzu kadar su kullanabileceğini öne sürdü.

Independent

De Vries, "Dünyanın birçok yerinde kuraklık yaşanıyor ve tatlı su giderek daha kıt bir kaynak haline geliyor" dedi.

Bu değerli kaynağı faydasız hesaplamalar yapmak için kullanmaya devam edersek, bu gerçeğin hakikaten acı verici olduğunu düşünüyorum.

"Yararsız hesaplamalar" bu kripto para biriminin yeni birimlerini basmak ve ağdaki işlemleri doğrulamak için gereken karmaşık hesaplamalara atıfta bulunuyor. Madencilerin faaliyetlerini sualtına kaydırması halinde gerekli donanımı soğutmak için su kullanımı önemli ölçüde azaltılabilir; Microsoft gibi şirketler halihazırda bazı veri merkezlerini soğutmak için okyanusa yerleştiriyor.

Önceki haftalarda Çin, elektrik ve su maliyetlerini azaltmak amacıyla dünyanın en büyük sualtı veri merkezini inşa etmeye başladığını duyurmuştu.

Bitcoin daha önce de elektrik tüketimi nedeniyle eleştirilmiş, de Vries'in Enerji Tüketim Endeksi kripto para ağının kabaca Polonya kadar elektrik kullandığını tahmin etmişti.

Bitcoin savunucuları, rüzgar ve güneş enerjisi maliyetleri düştükçe madencilerin giderek daha fazla yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini iddia ederek Bitcoin'in elektrik tüketimiyle ilgili suçlamaları reddediyor.

Yakın zamanda yayımlanan bir çalışma, güneş ve rüzgar enerjisi tesislerinin fazla elektrik üretimi dönemlerinde Bitcoin madenciliğinden yüz milyonlarca dolar kazanabileceğinden, Bitcoin madenciliğinin aslında yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor.

Cornell Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan ve bu araştırmada yer alan Apoorv Lal, "Bu ödüller madencilerin temiz enerji kaynaklarını benimsemeleri için teşvik görevi görebilir, bu da iklim değişikliğinin azaltılması, yenilenebilir enerji kapasitesinin geliştirilmesi ve rüzgar ve güneş enerjisi çiftliklerinin ticarileşme öncesi işletimi sırasında ek kârlar üzerinde birleşik olumlu etkilere yol açabilir" dedi.

Independent Türkçe



Burger King, Hint restoranına yenildi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Burger King, Hint restoranına yenildi

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Amerikalı fast food zinciri Burger King, aynı isimli Hint restoranına karşı 13 yıllık hukuk mücadelesini kaybetti.

Hindistan'da bir mahkeme, Burger King'in, Hindistan'ın batısındaki Maharaştra eyaletinin Pune şehrinde marka hakkı ihlali iddiasıyla açtığı davayı düşürdü ve Pune'deki restoranın 1992'de, çok uluslu şirket ülkede iş yapmaya başlamadan çok önce işletilmeye başlandığını vurguladı.

Burger King, 1953'te Insta-Burger King adıyla kurulmuş ve 1959'da Burger King olarak isim değiştirmişti. Hindistan pazarına Kasım 2014'te girerek ilk satış noktasını başkent Delhi'de açmış ve bir sonraki yıl Pune'ye gelmişti.

Şirket, Parsi çift Anahita İrani ve Shapoor İrani'nin Pune'deki restoranlarına Burger King ismini verdiğini öğrendikten sonra onlara 2009'da bir ihtarname gönderdiğini belirtmişti.

İraniler, o dönemde Hindistan'da işletilen bir Burger King restoranı bulunmadığı için şirketin hukuken bir hak talep edemeyeceğini belirterek yanıt vermişti.

Burger King, 2011'de telif haklarının ihlal edildiğini öne sürerek Pune'deki restorana dava açmış ve tazminat da talep etmişti.

İraniler bu ismi 1992'den beri, Amerikalı zinciri Hindistan'a gelmeden 10 yıldan fazla süredir kullandığını savunmuştu. Logoları farklı olduğu için Pune'deki restoranın küresel zincirle karıştırılması mümkün olmadığını eklemişti.

İranilerin itirazında "Sanıklar Burger King kelimeleri arasında Burger King (Burger Kralı) kelimelerini tasvir etmek için bir taç kullanıyor ama görünüşe göre davacılar bunu hiç kullanmamış. Bu sebeple görsel yanıltma noktasında bir sorun bulunmuyor" diye belirtilmişti

Fakat dava uzayınca İraniler, restoranlarının ismini Burger olarak değiştirmişti.

İraniler de dava sebebiyle işlerinin zarar gördüğünü ileri sürerek fast food devine bir karşı dava açmış ve 2 milyon Hindistan rupisi (yaklaşık 805 bin TL) tazminat talep etmişti. Davaları "gerçekten zarara yol açıldığını destekleyen delil bulunmadığı" gerekçesiyle mahkeme tarafından reddedilmişti.

Mahkeme, Burger King'in davası hakkında şirketin ticari marka ihlalini kanıtlamakta "son derece başarısız olduğunu" belirtti. Bu yüzden tazminat hakkı bulunmadığını ve Pune'deki restoranın ismi kullanmakta özgür olduğunu ifade etti.

Davaya bakan bölge yargıcı Sunil Vedpathak "Dolayısıyla, ikna edici delil yokluğu sebebiyle, davacının tazminat veya zararın karşılanması için hak sahibi olmadığına ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına hükmediyorum" dedi.
Independent Türkçe