Dünyanın en zengin ülkesi iflas eder mi?

Ünlü bir finans uzmanı, takipçilerine ABD’nin borçlarını ödeyememesine karşı önlem almaları tavsiyesinde bulundu.

ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
TT

Dünyanın en zengin ülkesi iflas eder mi?

ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)
ABD'nin ulusal borcu 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaştı. (AFP)

ABD’nin kamu borcu sorunu ve hızla artan faiz oranları, ülkedeki birçok yatırımcının dikkatini çekiyor. ABD’liler yıl sonu yaklaşırken gelecekteki belirsiz ekonomik koşullar karşısında servetlerini korumanın ve kârlarını en üst düzeye çıkarmanın en iyi yollarını bulmak amacıyla yatırım tavsiyesi programlarını takip ediyorlar.

ABD vatandaşlarının takip ettiği kaynaklardan biri de iş insanı ve yatırım uzmanı Robert Toru Kiyosaki'nin sunduğu ‘The Rich Dad’ (Zengin Baba) adlı radyo programı.

Radyo programının son bölümünde dünyanın en zengin ülkesi olan ABD’nin mali güvenliğini tehdit eden risklerden bahseden Kiyosaki, “ABD artık iflas etti” sonucuna vardı.

Kiyosaki programına “Bugün ‘bir zamanlar dünyanın en zengin ülkesi olan ABD nasıl oldu da iflas etti?’ sorusuna cevap vermek istiyorum” sözleriyle başladı.

ABD’nin henüz iflasını ilan etmediği ve yükümlülüklerini yerine getirmede temerrüde düşmediği doğru olsa da Kiyosaki'nin sorusu birçok ekonomistin, analistin ve yatırımcının aklına kazındı. Bir yandan temel faiz oranlarının yüzde 5’in üzerine çıkmasıyla birlikte borçlanma maliyeti ve devasa kamu borcunun ödenmesine ilişkin aidatlar artarken diğer yandan tahvil piyasası aynı zamanda artan getiri oranları ve düşen fiyatlar ile benzeri görülmemiş bir dalgalanmaya tanık oluyor.

Kiyosaki'nin program konuğu olan Republic Monetary Exchange (RME) CEO’su Jim Clark, ABD'nin ulusal borcunun 24 Kasım'da 33,8 trilyon dolara ulaşmasına rağmen faiz ödemeleri ve tahvil getirileri de dahil olmak üzere ABD’nin toplam kredi taahhütlerinin kamu borcunu 200 trilyon dolara çıkarabileceğini söyledi.

Yatırımcıları riskten koruma

ABD Merkez Bankası’nın (FED) geçtiğimiz yılın başlarından bu yana faiz oranlarının yükseltilmesini ve bankanın elindeki borçlanma senetlerini satarak piyasadan likidite çekilmesini de içeren bir parasal sıkılaştırma politikası izliyor. Bu politikayla ABD kamu borcunu ödemenin maliyeti de hızla arttı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre ABD kamu borcunun 2023 mali yılı faiz ödemeleri geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 39 artarak 659 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, 2020 yılı kamu borcu faiz ödemelerinin yaklaşık iki katına tekabül ediyor.

Bu gibi durumlarda ve birçok ABD’linin şu ya da bu şekilde piyasalara yatırım yapması nedeniyle herkes, borcunu ödeyememe ihtimalinden kaynaklanan durgunluk ya da ekonomik ve mali dalgalanma risklerine karşı korunmanın en iyi yollarını armaya başladı. Bu gibi durumlarda yatırımcılar için en güvenli liman fiziki yatırım araçları olarak ön plana çıkıyor. Bundan dolayı Kiyosaki ve diğer finans uzmanları, fiziki yatırım araçlarına yatırım yapılmasını tavsiye ediyorlar.

ABD’li birçok yatırımcı, hisse senedi, menkul kıymet, kripto para gibi yatırım araçlarından elde edilen kârlardan daha az kar ettirse bile sabit getirili yatırımlara yönelmeye başladı. Sabit getirili gayrimenkullere yapılan bu yatırımlar arasında altın, gümüş gibi değerli madenlere yapılan yatırımların yanı sıra elbette yüzde 7,5 ila 9 arasında değişen yüksek ve sabit tahvil getirisi olan gayrimenkul sektörü menkul kıymetleri de yer alıyor.

Kıymetli maden ve gayrimenkul

Kiyosaki ve diğer analistler ve uzmanlar, ABD’nin mali sorunlarının 1971 yılında altın standardından vazgeçilmesiyle başladığını düşünüyorlar ve bu yüzden altın ve gümüş yatırımına ilgi gösteriyorlar. Mevcut fiyatların iyi olmasının insanları servetlerini enflasyon oranlarındaki dalgalanmalardan ve döviz kurundaki değişikliklerden korumak için altın ve gümüş satın almaya teşvik ettiğine inanıyorlar.

Değerli madenler herkes için uygun bir yatırım yöntemi olmasa da bu, diğer yatırım araçlarının getirdiği risklerin çoğundan uzak bir seçenek olarak görülüyor. Değerli maden yatırımının yanı sıra gayrimenkul sektörü de yatırım konusunda popüler olmaya başladı. Gayrimenkul sektörü zaman zaman fiyatlarda dalgalanmalara ve hatta bazen çöküşlere tanık olsa da yatırımın tarihi seyri gayrimenkulü servetin korunması için güvenli bir liman haline getiriyor.

FED’in geçmiş verilerine göre tüketici fiyat endeksi (enflasyon oranı) 1963'ten bu yana kademeli yükselerek yüzde 896 oranında arttı. Bu dönemde ABD'de ev satış fiyatları ortalama yüzde 2,353,93 oranında artış gösterdi. Konut kiraları kademeli yükselerek yüzde 892 oranında artışa tanık oldu. Bu da gayrimenkul fiyatlarının enflasyonla birlikte artmakla kalmayıp hatta enflasyonu aşabildiği anlamına geliyor.

Bireysel yatırımcıların sektöre 100 dolar aralığında bir hisse ya da tahvil senediyle girmelerine olanak tanıyan gayrimenkul yatırım fonlarının ortaya çıkmasıyla ABD’lilerin emlak sektörüne, tahvillerine ve diğer menkul kıymetlere yatırım yapması kolaylaştı. Böylece gayrimenkul fiyatları yükseldikçe kira getirisi ya da satış farklarından yararlanmaya başladılar. Bunun yanında fonlarına yatırım yaptıkları mülklerin değeri arttıkça yatırımlarının değeri de artıyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Ebeveynler yetişkin çocuklarının mali açıdan bağımsız olmalarına nasıl yardımcı olabilirler?

Z ve Y kuşaklarının yarısından fazlası mali açıdan hala ebeveynlerine bağımlı (Reuters)
Z ve Y kuşaklarının yarısından fazlası mali açıdan hala ebeveynlerine bağımlı (Reuters)
TT

Ebeveynler yetişkin çocuklarının mali açıdan bağımsız olmalarına nasıl yardımcı olabilirler?

Z ve Y kuşaklarının yarısından fazlası mali açıdan hala ebeveynlerine bağımlı (Reuters)
Z ve Y kuşaklarının yarısından fazlası mali açıdan hala ebeveynlerine bağımlı (Reuters)

Bugünlerde pek çok genç yetişkin finansal bağımsızlık mücadelesi veriyor. Küresel enflasyon ise yeni nesiller için bunu kesinlikle daha da zorlaştırdı.

Ancak artan gıda ve konut maliyetlerine ilave olarak bugünün genç yetişkinleri, ebeveynlerinin gençliklerinde karşılaşmadıkları finansal zorluklarla karşı karşıya. Şarku’l Avsat’ın aktardığı CNBC raporuna göre, daha büyük öğrenci kredisi bakiyeleri taşımanın yanı sıra, ebeveynlerinin 20'li ve 30'lu yaşlarında kazandıklarından daha az kazanıyorlar.

Experian tarafından yakın zamanda yapılan bir ankete göre Z ve Y kuşaklarının yarısından fazlası mali açıdan hala ebeveynlerine bağımlı ve üçte ikisi bu durumdan memnun olmadığını söylüyor.

Knoxville, Tennessee'deki Miser Wealth Partners'ın mali danışmanı ve başkanı Derek Mazer'e göre ebeveynlerin kendilerini korumak ve gelecekte çocuklarına yardımcı olmak için şimdi atabilecekleri adımlar var.

İşte kendinizin ve çocuklarınızın finansal bağımsızlığa ulaşmasına yardımcı olmak için en iyi ipuçları:

Kendinize odaklanın

Mazer, başlangıç olarak herhangi bir mali destek sunulmadan önce, borçlarına karşı temel bir taahhütte bulunmaları gerektiğini açıklıyor. Ayrıca, emeklilik hesaplarına katkıda bulunarak gelecek için de tasarruf etmelidirler.

“Vermekten” kaçının

Mazer tavsiye ediyor: “Çocuklarınıza finansal olarak yardım etmenizde bir sakınca yok, ancak geri ödeme beklentisi olmadan sadece para vermeyin.” Bunun yerine borç para vermeyi düşünmeli ve parametreleri belirlemek için yazılı bir geri ödeme planına sahip olmalısınız.

“Sağlıklı kredi” oluşturmak

Mazer, kredi kartları veya krediler için ortak imza atmanın, çocuklarınızın gelecekte size güvenmek zorunda kalmamalarını sağlamak için gençken “sağlıklı kredi oluşturmalarına” yardımcı olabileceğini söylüyor. Ancak, çocuklarınızın geri ödeyememesi durumunda bu borçtan sorumlu olabileceğinizi unutmayın.

Finans uzmanlarının kültürü

Mazer, “finans veya vergi danışmanınızı ziyaret ettiğinizde, çocuklarınızı da götürmeyi düşünün ve sohbete katılmaları için onları teşvik edin” diyor. Mazer bunun gerekçesini şöyle açıklıyor: “Bu, paranın nasıl yönetildiğini ve gelecekte onları nelerin beklediğini anlamalarına yardımcı olabilir.”