10 maddede TOGG'un yeni modeli: T10F

TOGG'un Las Vegas'ta tanıttığı T10F modeli tasarımıyla öne çıkarken, Türkiye'de en uzun menzile sahip elektrikli otomobillerden birisi olacak

(AA)
(AA)
TT

10 maddede TOGG'un yeni modeli: T10F

(AA)
(AA)

TOGG, 2019'da ön gösterimini yaptığı doğuştan elektrikli ikinci akıllı cihazının güncel halini "T10F" model ismiyle dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES 2024'te kamuoyu ile paylaştı. Otomobilin tanıtım toplantısı, uluslararası katılımcılar ve medya mensupları tarafından büyük ilgi gördü.

TOGG'un yeni otomobili, günümüzün tasarım dinamiklerini yansıtan ve sedan modellerden beklentileri de karşılayan bir fastback olarak otomobilseverlerin karşısına çıktı. AA muhabiri, TOGG'un yeni modeliyle ilgili merak edilenleri 10 maddede ele aldı.

"T10F" model ismi

Yeni otomobilin model isminin nasıl üretildiği merak edilen konulardan biri oldu. Togg'un model isimlendirme sistemine bakıldığında, model seri tamamlayıcısı olan "T" harfi, Türkiye ve TOGG'un baş harfini temsil ediyor. T harfinin hemen yanında konumlanan "10" sayısı ise segment tanımlayıcısı olarak "C segmentine" işaret ediyor.

T10'un yanına gelen "F" harfi de gövde tipi tamamlayıcısı olarak fastback kelimesinin baş harfinden esinlenildi. Böylece "T10F" model ismi ortaya çıktı.

Otomobilde yeni trend fastback gövde

Otomotiv sektöründe iddialı ve fütüristik tasarımlardan kabul edilen fastback gövde tipi, sedan ve hatchback gövde tiplerinin DNA'sını taşıyor. Ağırlıklı olarak sedan çizgilerine sahip olan fastback otomobillerde, tavandan arka tampona kadar tek bir eğim bulunuyor.

Yan çizgilere dinamik bir şekilde bağlanan farlar da ön tarafa sportif bir görünüm kazandırıyor. T10F'nin ön kısmında, sportif ön panele entegre edilmiş uzun, ince dönüş göstergeleri ile bir TOGG imzası olan "bumerang" şeklinde gündüz farları yer alıyor.

Otomotiv markaları özellikle elektrikli yeni modellerinde artık SUV yerine fastback tasarımlara yöneliyor. Gelecek yıllarda da otomobilde yeni gövde tipi trendinin fastback olacağı tahmin ediliyor. Bu açıdan bakıldığında TOGG'un bir sedan otomobil üretmek yerine fastback otomobilli piyasa sürmesi, otomotiv trendlerine doğru yaklaşımının bir işareti olarak görülüyor.

Ayrıca yeni otomobilde, klasik bir otomobildeki aynalardan farklı olarak kamera şeklinde ayna kullanılması dikkati çekiyor.

T10F'nin üretileceği platform

T10F modeli de Türkiye'de geçen yılın mayıs ayında satışa sunulan ve en çok satılan elektrikli otomobil olan T10X gibi Gemlik'teki akıllı tesiste "C platformunda" üretilecek.

Kullanıcıyı merkeze koyan, akıllı yaşam çözümleriyle sürekli internetin içinde olan ve uzaktan güncellemelerle sürekli gelişen ve yeni kalan bir cihaz olarak öne çıkan T10F, uzaktan güncellemelerle (OTA: over-the-air) sürekli kendini yenileyebilen sürücü destek sistemleri sayesinde sürüş güvenliği ve konforunu en üst seviyeye yükseltecek.

T10F'nin teknoloji fuarı CES'te tanıtılmasının nedeni

"Otomobilden daha fazlası" sloganıyla yola çıkan TOGG, kendisini bir mobilite markası olarak tanımlıyor.

Ürünlerini, "otomobil" yerine "akıllı cihaz" olarak tanıtan TOGG, bu çerçevede, klasik otomobil fuarları yerine teknoloji fuarlarında boy göstermeyi tercih ediyor. Bu kapsamda TOGG'un özellikle CES fuarını tercih ettiği biliniyor.

T10F'nin Türkiye'de satışa çıkacağı yıl

Doğuştan elektrikli T10F, 2025 yılının mart veya nisan ayında önce Türkiye'de satışa sunulacak. Bu yıl içerisinde T10F'in deneme testleri ve yıl sonunda da deneme üretimleri gerçekleştirilecek.

T10F modelinin de T10X gibi Türkiye'de pazara sunulmasının ardından Avrupa'da satışa çıkması öngörülüyor.

Yeni modelin fiyatı konusu da sosyal medyada en çok merak edilenlerden. Ancak henüz yeni tanıtılan bir model için fiyat açıklanması, hem rekabeti olumsuz etkilemesi hem de henüz üretim maliyetlerinin bugünden belirlenemeyecek olması nedeniyle olası görülmüyor.

Küresel otomotiv markaları da TOGG gibi yeni lanse ettikleri modellerin fiyatını araç siparişe hazır hale geldiğinde, piyasanın mevcut şartlarına göre belirliyor.

T10F'nin menzili ve bataryası

TOGG T10F, elektrikli otomobillerin en önemli bileşenlerinden ve tüketici tercihinde belirleyici bir etken olan menzil konusunda daha güçlü şekilde piyasaya girdi. Yeni otomobille sunulan 600 kilometreye varan menzil seçeneği, T10F'i Türkiye'de şu an itibarıyla en yüksek menzilli otomobillerden biri sınıfına soktu.

T10F, RWD (standart menzil arkadan itiş), RWD (uzun menzil arkadan itiş) ve çift motorlu olmak üzere üç farklı teknik ve iki farklı donanım özelliğiyle pazara çıkacak. 160 kW / 217 beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10F, RWD (arkadan itiş), iki farklı batarya seçeneğiyle 350+ ve 600 kilometreye varan menzillere sahip olacak.

T10F'nin 0-100 kilometre/saat hızlanması 4,6 saniye olan, 700 Nm tork üreten çift motorlu AWD (dört çeker) versiyonu ise 530 kilometreye varan bir menzil sunmayı hedefliyor.

Standart menzilli model 52,4 kWh batarya kapasitesine sahipken, uzun menzilli modelde bu kapasite 88,5 kWh'ye çıkacak.

T10F'nin bir güç kaynağı olarak kullanılması

T10F, aynı zamanda harici bir güç kaynağı olarak kullanılmasına olanak tanıyan cihazdan elektrikli aletlere enerji aktarımı (V2L) teknolojisine sahip olacak.

Bu teknoloji sayesinde Togg sahipleri akıllı cihazlarını tam anlamıyla üçüncü bir yaşam alanı olarak kullanabilecek. Türkiye'de benzer örneklere sahip bazı otomobillerin güç kaynağı olarak kullanılmasıyla "kahve ve kek" yapılan görüntüler büyük ilgi görmüştü. Ayrıca şubat ayında deprem felaketinin yaşandığı bazı illerde de bu özelliğe sahip otomobiller güç kaynağı olarak kullanılmıştı.

Euro NCAP testleri beklentisi

Togg T10F, Euro NCAP programının tüm testlerinden en yüksek seviye olan 5 yıldızı alacak şekilde tasarlandı. Otomobil, 7 hava yastığı, dayanıklı ve sağlam altyapısıyla her türlü yol koşulunda güvenli bir sürüş sağlayacak.

Trafik işareti algılama sistemiyle birlikte çalışan dur-kalk fonksiyonlu akıllı adaptif hız sabitleyici, akıllı şerit takip sistemi ve şeritten ayrılma ikazı gibi özellikler sunacak T10F, "yoğun trafik pilotu" asistan özelliğine de sahip olacak.

Kullanıcılar bu özellikle 15 kilometre/saat hıza kadar olan yoğun trafikte ellerini direksiyondan ayırıp T10F'nin kontrolünde ilerleyebilecek. Bu özellik V2 donanım seviyesine sahip olan akıllı cihazlarda aktif olacak. T10F, yine V2 donanım seviyesinde standart olarak bir çevre görüş kamerası, kör nokta asistanı, sürücü dikkat asistanı, gelişmiş elektronik denge kontrolü ve otomatik park asistanı özelliklerini de kullanıcılar ile buluşturacak.

Trumore ile bağlantılı deneyim

Kullanıcılar T10X'te olduğu gibi T10F cihazında da TOGG'un mobilite deneyimini yeniden tanımladığı Trumore mobil uygulamasıyla bağlantılı bir deneyim yaşayacak.

Sürücüler, Trumore ile fintek, insurtek, blokzinciri, IoT, yapay zeka gibi yeni nesil teknolojilerle kişiselleştirilmiş, kullanıcı odaklı, akıllı ve empatik bir deneyimin parçası olacak.

Yerlilik oranı

TOGG'un piyasadaki mevcut modeli T10X yüzde 51'in üzerinde yerlilik oranıyla üretiliyor. Yeni modelle birlikte yerliliğin yüzde 68'lere çıkması bekleniyor.

Öte yandan, bu yıl Türkiye için 45 bin adet, yurt dışı için de 2 bin adet olmak üzere toplamda 47 bin adet T10X üretmeyi planlayan TOGG, tedarikçileri ve iş ortaklarıyla görüşerek üretimini artırmayı hedefliyor. T10F'nin pazara sunulmasının ardından marka, takip eden yıllarda aynı DNA’yı paylaşan yeni modellerle 2032 yılına kadar 1 milyon adet doğuştan elektrikli akıllı cihaz üretmeyi planlıyor.



Lübnan Maliye Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Mevduat sahiplerinin paralarını 3 aşamada iade edeceğiz

TT

Lübnan Maliye Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Mevduat sahiplerinin paralarını 3 aşamada iade edeceğiz

Lübnan Maliye Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Mevduat sahiplerinin paralarını 3 aşamada iade edeceğiz

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın Washington'daki bahar toplantılarına katılan Lübnan heyetinin başkanı Maliye Bakanı Yasin Cabir, Şarku'l Avsat'a verdiği mülakatta bankalardaki mevduat sahiplerinin paralarının iadesinin birbirini takip eden üç aşamada gerçekleşeceğini doğruladı. Hizbullah'a bağlı Karzı Hasen derneğinin kapatılması yönündeki ABD baskısını kabul eden Cabir, milislerin silahsızlandırılmasını sağlayacak bir savunma politikasının gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Lübnan'ın Arap bağrına doğal dönüşünden söz eden Cabir, Arap ülkeleriyle, özellikle de Suudi Arabistan ile ilişkileri “mükemmel” olarak nitelendirdi.

Washington'daki IMF ve Dünya Bankası toplantıları çerçevesinde yaptığı görüşmeleri genel olarak iyi olarak nitelendiren Cabir, bu ziyaretin yıllar içinde oluşan uçurumun kapatılması açısından önemli olduğunu belirtti.

Lübnan hükümeti tarafından onaylanan “gerekli reformları” sunmak üzere IMF temsilcileriyle yaptığı görüşmeleri anlatan Cabir, “Bunlar aslında birileri için yapmadığımız reformlar, bunları IMF için yapmıyoruz, bunlar ülkemiz için, bizim için ve halkımız için yaptığımız reformlar” dedi.

Cabir : “Elektrik sektöründe reform yapmak istiyorsak, Lübnanlılar jeneratörü açıp kapatmak ve mahalle jeneratörüne abonelik ödemek yerine daha düşük bir fatura ödesin ve 24 saat hizmet alsın, ben kime hizmet ediyorum? IMF'ye mi, yoksa halkıma mı? Pratikte, bu boşluğu doldurma konusunda uzun bir yol kat ettiğimizi düşünüyorum" dedi. Temsilciler Meclisi'nin bankacılık gizliliği değişiklik yasasını 87 oyla kabul etmesini değerlendiren Cabir “Lübnan hükümetinin gerçekleştirdiği reformlara bir güvenoyu” olarak nitelendirerek, bankacılık sektörünün yeniden düzenlenmesine ilişkin bir başka yasa tasarısı hazırladığını ve bu tasarının hızlı bir şekilde incelenerek Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na sunulmak üzere Maliye Komitesi'ne havale edildiğini söyledi.

Mevduat sahiplerinin fonlarının ülkelerine geri gönderilmesi

Cabir, "Lübnan'ın öncelikleri dikey değil yataydır. IMF ile bir anlaşma, Dünya Bankası ile anlaşmalar, temerrüde düşen dış borçlar konusunun ele alınması, Banka reformu meselesi, mevduat sahipleri meselesi gibi sorunlar önceliklidir. Bizim için her şey önceliklidir” dedi.

Lübnan merkez Başkanı Kerim Said'in bankaların nasıl yeniden yapılandırılacağı ve mevduat sahiplerinin paralarının nasıl iade edileceği konusunda bir çalışma hazırladığını açıklayan Cabir, "Dünyadaki hiçbir bankacılık sektörü tüm mevduat sahiplerine aynı anda tüm parayı iade edemez. Aşamalar olacak: İlk aşama orta gelirli insanlar için olacak, 100 bin dolar ve altında geliri olanlar. Onlara öncelik verilecek çünkü tüm mevduat sahiplerinin yüzde 84'ünü onlar oluşturuyor. Daha sonra ikinci aşama “daha yüksek miktarlar için, belki 500 bin dolara kadar ya da 1 milyon doara kadar ve daha sonra daha yüksek miktarlar için hızlı bir şekilde gelecek. Plan bir bütün olarak yayınlanacak, ancak geri ödeme aşamalı olacak. İşleyen bir bankacılık sektörüne çok ihtiyacımız var. Bu, yeterli sermayeye sahip ve tüm uluslararası standartlara uyan bir bankacılık sektörü olacak. Bu başarılamazsa ‘herhangi bir bankanın başka bir bankayla birleşebileceğini, hedefe ulaşmak için üç bankanın birbiriyle birleşebilecek" dedi.

Para ekonomisi nedeniyle gri listeye alındıklarını ifade eden Cabir, "Gri listeden çıkmak için para bankalara geri dönmeli ve normal bankacılık hayatına dönmeliyiz” şeklinde konuştu.

Amerikalıların Karzı Hasen derneğini kapatma talebiyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu bizim değil Merkez Bankası Başkanı'nın meselesi. Tabii ki ne olacağını göreceğiz.”

Altının parasallaştırılması yok

Lübnan'ın altın stokları hakkında konuşan Cabir, “Bu stok, Lübnan Merkez Bankası'nın varlıkları olduğu ve doğru rolünü oynadığında gelecek için bir güven kaynağı olabileceği konusunda güven veriyor. Maalesef geçmiş yıllarda eski başkan Riyad Selame aracılığıyla bazı yanlış politikalar uygulandı ve şimdi bunların önüne geçilecek. Altının paraya çevrilmesi artık söz konusu değil. Neden mi? Çünkü ilk olarak, altını paraya çevirme kararı ne Merkez Bankası Başkanı'nın, ne Maliye Bakanı'nın ne de hükümetin elinde. Bunun Temsilciler Meclisi'ne gitmesi ve orada bir karar alınması gerekiyor. Bu konu tartışma konusu değildir" şeklinde konuştu.

Hizbullah ve silahları

ABD yönetiminin Lübnan'da odadaki fil (Oturma odasındaki fil) olarak gördüğü Hizbullah ve silahlarına ilişkin bir soruya Cabir şu yanıtı verdi: “Lübnan ordusunun güneyde konuşlandığını, rolünü yerine getirdiğini ve anlaşmayı ya da BM kararını (1701) doğru bir şekilde uyguladı. Ordunun konuşlanmasını ve ülkeyi elinde tutmasını istiyorsak, orduyu isteriz. Ama ona kabiliyetler vermek istemiyor muyuz, bunu organize bir şekilde yapmak istemiyor muyuz? Cumhurbaşkanı bu dosyadan sorumludur ve bu dosyayı akıllıca ele almaktadır. 8 yılını Genelkurmay Başkanı olarak geçirmiştir ve araziyi, koşulları ve olasılıkları bilmektedir.

Bazen baskı oluyor ve biz hala Bakanlar Kurulu'nun 4 bin 500 yeni asker alma kararını alıyoruz. Bugüne kadar güneye gitmesi için gereken 10 bin askeri tamamlayamadı; bu işler zaman alır ve bence Hizbullah da dahil olmak üzere tüm taraflar orduya saygı duyuyoruz ve onunla işbirliği yapmak istiyoruz diyorlar. Cumhurbaşkanı bir savunma politikası üzerinde çalışacağını, toplantılar düzenleyeceğini söylüyor ama ona zaman verelim.”

Suudi Arabistan ile ilişkiler

Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleriyle ilişkilerin başlatılması hakkında konuşan Cabir, “Arapların bağrında olmak bizim için doğaldır çünkü Lübnan bu Arap dünyasına aittir” dedi. Lübnanlılar bugün yüzbinlerce Arap ülkesine dağıldığını ifade eden Cabir ,Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar ve Irak gibi ülkelerle ilişkileri ‘çok mükemmel’ olarak nitelendirdi. Cabir, “Elimizi uzatmış durumdayız ve Arap kardeşlerimizle en iyi ilişkilere sahip olmak için çaba göstereceğiz” şeklinde konuştu.

Arap devletlerini “büyük kardeşler” olarak tanımlayan Cabir "Küçük bir ülke olan ve ne yazık ki sahip olduğu tüm imkânları kullanmayan Lübnan'a ilgi duyuyorlar. Arap kardeşlerimizin hem kendi aralarında hem de bizim onlarla yaptığımız konuşmalarda Lübnan'ı çok istediklerini ve Lübnan'ın daha iyi olmasını istediklerini düşünüyorum. Lübnan'a dönmeyi çok istiyorlar" dedi.

Yaşadıklarının hiçbir ülke kaldıramayacağını belirten Cabir, “Lübnan 2019‘da mali bir çöküş yaşadı, 2020’de yarı nükleer bir patlama oldu, Kovid, dünyanın geri kalanı gibi boş boş oturduk, sonra bir cumhurbaşkanlığı boşluğu, karar alamayan bir geçici hükümet, çalışmayan bir parlamento çünkü bir bölüm cumhurbaşkanı yoksa Temsilciler Meclisi'nin de çalışmayacağını söylüyor ve ardından 13 aylık bir savaş. Bunların hepsine birlikte kim dayanabilir.”

iki milyon Suriyeli Arap'ı kucakladıklarını da unutmaması gerektiğini ifade eden Cabir, "Acaba ABD iki yıl boyunca 120 milyon Meksikalıyı kabul etse ne olur? Lübnan çok şeye katlandı. Lübnan tüm sektörlerinde yapısal ve gerçek reformlar gerçekleştirmek için büyük bir çaba sarf ediyor ve Arap kardeşlerimiz ve dünya bunun yanında duruyor" dedi.