İşsizlik rakamları açıklandı

Türkiye'de işsizlik oranı, Aralık 2023'te bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 8,8 oldu. Bu dönemde işsiz sayısı 3 milyon 98 bin kişi olarak belirlendi

(AA)
(AA)
TT

İşsizlik rakamları açıklandı

(AA)
(AA)

Türkiye'de işsizlik oranı, Aralık 2023'te bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 8,8 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık 2023'e ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı, Aralık 2023'te bir önceki aya göre 12 bin kişi düşerek 3 milyon 98 bin kişi oldu. İşsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı, bir önceki yılın aynı ayına göre ise 1,5 puan azaldı.

Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0,8 puanlık azalışla yüzde 15,5 oldu.

İş gücü istatistikleri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık 2023'e ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı aralıkta bir önceki aya kıyasla 399 bin kişi artarak 32 milyon 56 bine çıktı. İstihdam oranı da 0,6 puan artarak yüzde 48,8 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,1 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak hesaplandı.

Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü, söz konusu ayda bir önceki aya kıyasla 387 bin kişi artarak 35 milyon 154 bine yükseldi. İş gücüne katılma oranı ise 0,5 puan arttı ve yüzde 53,5 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,1, kadınlarda yüzde 36,3 olarak belirlendi.

İstihdam edilenlerden referans döneminde iş başında olanların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi aralıkta aylık bazda 0,1 saat azalarak 43,7 saat olarak gerçekleşti.

Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı Aralık 2023'te bir önceki aya göre 2,1 puanlık artışla yüzde 24,7 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,4 iken potansiyel iş gücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,9 olarak tahmin edildi.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC