Emtia piyasasına geçen hafta yükseliş eğilimi hakim olduhttps://turkish.aawsat.com/ekonomi%CC%87/4943666-emtia-piyasas%C4%B1na-ge%C3%A7en-hafta-y%C3%BCkseli%C5%9F-e%C4%9Filimi-hakim-oldu
Emtia piyasasına geçen hafta yükseliş eğilimi hakim oldu
Önemli merkez bankalarının "şahin" politikalarına son vereceğine yönelik tahminlerin güç kazanması, geçen hafta emtia piyasasına olumlu yansıdı
TT
TT
Emtia piyasasına geçen hafta yükseliş eğilimi hakim oldu
Emtia piyasasında, önemli merkez bankalarının bu yıl faiz indirimlerine başlamasının talebi artıracağına yönelik beklentilerle yükseliş eğilimi görüldü.
Önemli merkez bankalarının "şahin" politikalarına son vereceğine yönelik tahminlerin güç kazanması geçen hafta emtia piyasasına olumlu yansıdı.
Jeopolitik riskler, arz endişeleri ve Çin ekonomisindeki sıkıntılara karşın ileriki aylarda ülkede talebin artacağına yönelik beklentiler de emtia piyasasını olumlu etkileyen unsurlar arasında yer aldı.
- Altının ons fiyatı zirve tazeledi
Geçen hafta değerli metallerde kayda değer yükselişler görüldü.
Ons bazında altın yüzde 3,1, gümüş yüzde 1,1, paladyum yüzde 3, platin yüzde 1,5 değer kazandı. Altının onsu, 2 bin 233 dolarla zirve tazeledi. Devam eden jeopolitik riskler, altın fiyatlarının da artmasına neden oldu.
Altın fiyatları ayrıca Çinli hane halkının artan fiziki talebiyle de desteklendi.
Diğer taraftan ABD'de Conference Board Tüketici Güven Endeksi'nin martta aylık 0,1 puan azalışla 104,7'ye düşmesi de altının ons fiyatının artmasına neden olan başka bir faktör olarak öne çıktı.
Baz metallere bakıldığında, tezgah üstü piyasada fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 0,3, alüminyumda yüzde 1,1, kurşunda yüzde 1,4 artarken, çinkoda yüzde 1,8, nikelde yüzde 2,8 azalış kaydetti.
Küresel çapta madenlerin üretimlerinde kesintiye gitmesi bakırda arz endişelerine yol açıyor ve fiyatların artmasına neden oluyor. Çin'in Yunnan eyaletindeki kurak hava da alüminyum üreticilerini etkileyerek üretim seviyelerini düşürmeye zorluyor.
Analistler, iki ay boyunca bölgede yağışların düşük kalmasının beklendiğini belirterek, bu durumun alüminyum izabe tesisleri için planlanan üretimin yeniden başlatılmasının hızını etkileyebileceğini ifade etti.
Enerji grubunda da geçen hafta yükselişler görüldü. Haftayı, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı da yüzde 6,3 artışla tamamladı.
Jeopolitik risklerin yanı sıra OPEC+'nın üretim kesintilerine devam edebileceğine yönelik beklentiler petrol fiyatlarını yukarı yönlü desteklemeyi sürdürüyor. İran destekli Husilerin İsrail'in Gazze'deki saldırılarına tepki gerekçesiyle Kızıldeniz'de ticari gemilere düzenlediği saldırıların tedarik kesintilerine sebep olacağı endişeleri sıcaklığını koruyor.
Doğal gaz stoklarındaki düşüş de fiyatları yukarı yönlü etkiledi.
- Hindistan'da şeker üretimin azalacağı endişeleri ve üretim açığı beklentileri, şeker fiyatlarında yükselişe neden oldu
Geçen hafta Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 1,2, mısırda yüzde 0,6 artarken, pirinçte yüzde 5,7 azaldı. Soya fasulyesi fiyatlarında ise yatay bir seyir görüldü.
Intercontinental Exchange'te libre bazında fiyatlar, pamukta yüzde 0,8 azalırken, şeker yüzde 3, kahve yüzde 2 arttı. 10 bin 80 dolarla zirve tazeleyen kakaonun ton fiyatı ise geçen hafta yüzde 2,3 artış kaydetti.
ABD'de buğday stoklarının düşeceğine yönelik beklentiler, fiyatların yükselmesine neden oldu.
Hindistan'da şeker üretimin azalacağı endişeleri ve üretim açığı beklentileri de şeker fiyatlarında yükselişe neden oldu. Vietnam'da kahve ihracatının yıllık bazda düşüş göstereceğine yönelik endişelerle kahve fiyatları yükseldi.
Fildişi Sahili ve Gana'daki büyük kakao fabrikalarının tohum maliyetlerini karşılayamadıkları için üretimi kısma veya durdurma kararı alması nedeniyle kakao fiyatları rekor kırmayı sürdürdü.
En önemli kakao üreticisi ülke olan Fildişi Sahili'nde hasadın önemli ölçüde azalması bekleniyor. Ülke, dünya kakao arzının yaklaşık yüzde 45'ini sağlıyor.
Nijerya gibi diğer kakao üreticisi ülkelerde de verim beklentilerin oldukça gerisinde.
Kakao çekirdeklerinin gelişimini etkileyen sıcaklık ve kuraklık nedeniyle nisanda başlayacak ara hasadın da geçen yıla göre düşük seviyede olacağı tahmin ediliyor.
ABD 'sürdürülebilirlik' alanındaki liderliğini bırakıyor mı?
Geri dönüşüm üzerine çizimlerde görülen sürdürülebilir çatı bahçesi (Reuters)
Nazareth Seferian
Elon Musk, birkaç yıl boyunca ‘ahlaki uyanış’ politikaları olarak adlandırdığı politikaları eleştirdikten sonra 2023 yılında S&P Global Ratings’in tütün ve petrol şirketlerine bu alanda Musk’ın sahibi olduğu Tesla şirketinden daha yüksek bir sıralama veren çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) sıralamalarına doğrudan bir yanıt olarak X platformdan yaptığı bir paylaşımda “ESG kriterleri şeytandır” diye yazdı.
Dünyanın en zengini olan Musk, şimdi bu eleştiriyi ABD Başkanı Donald Trump'ın yüzüne doğrudan söyleme fırsatına sahip. ABD’nin 47'nci başkanı olan Donald Trump’ın dönemi ABD'de ESG kriterlerinin sonunu mu getirecek, yoksa bu kavram 'Önce Amerika' çağında da geçerliliğini koruyacak mı?
ESG etkisi şüphe
Tesla, Musk'ın seçim kampanyasında Trump'ın yanında yer almasından çok önce ESG kriterlerini eleştiren bir şirketti. Şirket 2021 2021 Çevresel ve Sosyal Etki Raporu’nu “Mevcut çevresel ve sosyal etki raporları dünya üzerindeki olumlu etkinin kapsamını ölçmek yerine riski/ödülü dolar cinsinden ölçmeye odaklanıyor” ifadelerine yer verdi. Raporda, otomobil üreticilerinin emisyonları biraz düşürmeleri ancak ‘büyük miktarlarda yakıt tüketen otomobiller üretmeye’ devam etmeleri halinde ESG derecelerinin yükselebileceği belirtildi.
“Elon Musk'ın 2014'te Norveç'te düzenlenen Petrol ve Gaz Zirvesi'ndeki açıklamasında: “Bugün tüm hidrokarbon kullanımını durdurmak için bir düğmeye basma imkanım olsaydı, medeniyetin çöküşüne yol açacağı için basmazdım. Eğer yapabilirsek yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda, Trump'ın daha fazla fosil yakıt üretimini destekleyen politikaları, petrol ve gazın sonsuza kadar var olacağını gösteriyor gibi görünüyor. Arizona Eyalet Üniversitesi'nden Gary Dirks, ABD'nin halihazırda dünyanın en büyük petrol üreticisi olduğuna dikkati çekerek “Başkanlık emirlerinin birçoğu en azından daha fazla petrol ve gaz üretimini teşvik etme etkisine sahip olacak” diye konuştu.
Ancak Elon Musk bir zamanlar hidrokarbonlar konusunda daha incelikli bir yaklaşıma sahipti. Yeni hidrokarbon rezervlerinin keşfinin sorunu çözmediğini, sadece geciktirdiğini belirtmişti. Musk, 2014 yılında Norveç'te düzenlenen Petrol ve Gaz Zirvesi'nde “Bugün tüm hidrokarbon kullanımını durdurmak için bir düğmeye basabilecek olsaydım, buna basmazdım çünkü bu uygarlığın çöküşüne yol açardı. Eğer yapabilirsek yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor. Yapılacak en mantıklı şey budur” ifadelerini kullandı.
Üzerinde Trump'ın silüeti bulunan ve ‘İklim krizi, iklim değişikliği inkarcısı için durmayacak’ yazan bir pankart, Rio de Janeiro, Brezilya, 18 Kasım 2024 (AFP)
Musk'ın S&P Global Ratings'in derecelendirmelerinin ve Tesla'ya ExxonMobil'in 38 olan genel puanından daha düşük olan 32 puan vermesinin ardından başlayan ESG kriterlerine yönelik öfkesi halen devam ediyor. Hesaplama metodolojisine daha yakından bakıldığında bazı nüanslar ortaya çıkıyor.
Bu iki şirket farklı sektörlerden ve metodoloji bu tür durumlarda doğrudan karşılaştırmaları desteklemeyi amaçlamıyor, ancak Tesla aslında çevre tarafında ExxonMobil'den (33) daha yüksek bir puan (52) aldı. Ancak, genel puanını olumsuz etkileyen kısım, sosyal ve kurumsal yönetişim alanlarındaki zayıf performansı oldu.
Bu sıralamalara göre petrol ve gaz endüstrisinde dünya genelinde listenin başında TotalEnergies yer alıyor. Son ESG yayınına göre Fransa merkezli şirket, 2050 yılına kadar net emisyonları sıfırlama stratejisi ve 2028 yılına kadar bu alana yılda yaklaşık 18 milyar dolar yatırım yapmak için beş yıllık bir planı var. Şirketin raporlarında emisyonların nasıl ölçüldüğü ve azaltıldığı, ürün yaşam döngüsünün karbon yoğunluğu ve diğer temel göstergeler hakkında ayrıntılar yer alıyor.
Facebook ve Instagram'ın çatı şirketi Meta, işe alım ve tedarikçi seçimi gibi şirket süreçlerinde kapsayıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) programından vazgeçti.
Bu, Musk’ın hidrokarbonların kısa vadede gerekli olduğu ve uzun vadede azaltılması gerektiği yönündeki fikirleriyle tamamen uyum sağlarken bunu başarma konusunda açık bir kararlılık da gösteriyor. Peki, ESG kriterlerinin çevresel kriteri sorgulanmalı mı yoksa gezegenimizin kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeğine karşı tek çözüm bu mu?
“Ahlaki uyanışa” ESG’nin sosyal kriterinin eklenmesi
Donald Trump göreve başladıktan sonraki ilk saatlerde birçok kararname imzaladı ve bunlardan biri federal kurumlardaki çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık departmanlarını hedef alarak birçok insan hakları grubunu şoke etti.
ABD Başkanı Donald Trump Pennsylvania'nın Allentown şehrinde seçim kampanyası mitinginde, 29 Ekim 2024 (Reuters)
Yürütme emri özel sektörü kapsamıyor olsa da büyük şirketler hemen harekete geçti ve harekete geçti. Facebook ve Instagram'ın çatı şirketi Meta, işe alım ve tedarikçi seçimi gibi şirket süreçlerinde kapsayıcılığı teşvik etmeyi amaçlayan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) programından vazgeçti. Amazon bu alandaki çabalarının aşamalı olarak sonlandırılacağını söyledi.
Ancak Centre Focus International tarafından onlarca ‘Fortune 500’ şirketi üzerinde yapılan ve geçtiğimiz yıl nisan ayında yayınlanan bir araştırma, çeşitlilik sorumlusunun kurumsal performans üzerinde doğrudan olumlu bir etkisi olduğunu ortaya koydu.
Centre Focus International'ın Kurucusu ve CEO’su Dani Munroe şunları söyledi:
“Kuruluşlar genellikle çeşitlilik sorumlusunun muazzam değerini göz ardı ediyor. Oysa bu pozisyonun birçok sorumluluğunu tanımlamanın ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığın bir şirketin kar hanesinde ve genel kurumsal performansında nasıl önemli bir fark yarattığını göstermenin zamanı geldi.”
Başkan Trump’ın bazı destekçileri, ‘ahlaken doğru’ işe alım politikalarını iptal eden şirketlerle bağlantılı borsa yatırım fonları (ETF'ler) piyasaya sürerek bu iddiayı çürütmeye çalışıyor. Ancak örneğin God Bless America ETF (YALL) bu yıl şimdiye kadarki kötü çalışma ve insan hakları standartlarını dışlayan kriterlere sahip Vanguard ESG ETF'den daha kötü performans gösterdi.
Eski ABD Başkanı Joe Biden: Bugün ABD’de aşırı zenginliği, gücü ve nüfuzu bir araya getiren ve tüm demokrasimize, temel hak ve özgürlüklerimize karşı gerçek bir tehdit oluşturan küçük bir elit kesim oluşuyor.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Microsoft gibi teknoloji devleri çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık girişimlerine değer vermeye devam ediyor. Microsoft CEO’su Satya Nadella kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, “Çeşitlilik için çabalayarak ve kapsayıcılığı benimseyerek, işgücümüzün hizmet verdiğimiz gezegeni temsil etmesini ve geliştirdiğimiz ürünlerin her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Los Angeles'ta tozlu bir atmosferde bir petrol rafinerisi ve Amerikan bayrağı, 19 Kasım 2024 (AFP)
ESG’nin sosyal kriteri, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılıkla ilgili olmakla kalmıyor, modern kölelik, çatışma bölgelerindeki madenlere erişim ve makul ücretler gibi çok çeşitli insan hakları konularını da kapsıyor. Bunların hepsi de Donald Trump'ın ‘insanları kâr için sömüren bir sisteme adaleti geri getirme’ söylemiyle de uyum sağlıyor.
Yönetişim eleştirisi mi?
Kamusal yönetişim, en azından şimdilik, doğrudan hedef alınmayan tek bileşen gibi görünebilir, ancak geçtiğimiz birkaç hafta kamusal yönetişim riskleriyle ilgili yeni sorunların gözler önüne serildiği de bir gerçek. Eski Başkan Joe Biden'ın veda konuşması, şirketlerin siyasete katılımının giderek artan tehlikelerini özeter nitelikteydi.
Biden, konuşmasında şunları söyledi:
Bugün ABD’de aşırı zenginliği, gücü ve nüfuzu bir araya getiren ve tüm demokrasimize, temel hak ve özgürlüklerimize karşı gerçek bir tehdit oluşturan küçük bir elit kesim oluşuyor.
Peki, yapay zeka (AI) ve uzay araştırmaları yaklaşan öncelikler listesinin başında yer alırken, Beyaz Saray mevcut oyuncularla nasıl ilişki kuracak ve Elon Musk'ın yararlanmadığı şirketler açısından süreç ne kadar şeffaf olacak? Yapay zeka şirketi OpenAI’nin CEO'su Sam Altman, X platformunda Musk ile atışırken, Musk yapay zeka altyapısına yakında yatırılması beklenen 500 milyar doların 10 milyar dolardan azının güvence altına alındığına dikkati çekti. Altman Musk'a verdiği yanıtta, “Ülkenin yararına olanın şirketleriniz için her zaman en iyi seçenek olmadığının farkındayım, ama yeni görevinizde ABD’yi önceliklerinizi başına koyacağınızı umuyorum” ifadelerini kullandı.
Elbette Başkan Trump'ın ikinci döneminden fayda sağlayabilecek, doğrudan onunla bağlantılı şirketler de var. ABD Kongresi’ndeki bir komisyon, 2022 yılında Trump'ın Mar-a-Lago tatil köyünün, başkanı korumakla görevli istihbarat servisine, ilk başkanlık dönemi sırasında Trump'ı korumak için orada konaklamak zorunda kalan ajanlar için gecelik yaklaşık 800 dolar gibi fahiş ücretler ödettiğini rapor etti.
Trump'ın ele almayı vaat ettiği hayat pahalılığına neden olan sorunlardan bazıları, adil fiyatlandırma uygulamalarının eksikliği gibi kamusal yönetişim sorunlarıyla bağlantılı olabilir.
Öte yandan Trump'ın ele almayı vaat ettiği hayat pahalılığına neden olan sorunlardan bazıları, adil fiyatlandırma uygulamalarının eksikliği gibi kamusal yönetişim sorunlarıyla bağlantılı olabilir. Ortalama bir Amerikalı için hayatı kolaylaştırma planında bunun dikkate alınıp alınmadığı ise tam olarak bilinmiyor.
ABD'nin iklim alanındaki liderliği sorgulanıyor mu?
Trump, seçim kampanyasında dünyanın ABD'den faydalandığını ve yeniden dünya lideri olmasını amaçladığını vurguladı. Ancak birçok ülkede sürdürülebilirlik halen öncelikli bir konu ve Trump'ın ESG konularında liderlik göstermemesi ABD'nin lider konumunu kaybetmesine neden olabilir. Buna karşın ABD'li bazı paydaşlar bunu önlemeye çalışıyor. ABD'nin 24 eyaletinin valilerinden oluşan ABD İklim İttifakı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell’a ortak bir mektup göndererek, Başkan Trump’ın çekilme kararına rağmen Paris Anlaşması'nın hedeflerine bağlılıklarını bir kez daha teyit etti.
Ancak küresel iklim liderliği koltuğu şu an boş ve birkaç ülke bu boşluğu doldurmak için yarışıyor. Avrupa Birliği (AB), ESG kriterlerine güçlü bir şekilde bağlı kalmaya devam ediyor. Bazı spesifik konularda Danimarka hayvancılık emisyonlarını azaltma konusunda öncü bir ilerleme kaydetmekte, Brezilya iklim müzakerelerinde varlığını ortaya koymakta ve Hindistan da gücünü gösteriyor. Dünyadaki elektrikli arabaların yarısından fazlasını, rüzgâr türbinlerinin yüzde 70'ini ve güneş panellerinin yüzde 80'ini üreten Çin belki de en büyük rakip.
‘Altın çağ’ ve ‘Trump çağı’
Donald Trump, ABD'nin ‘altın çağı’ olarak adlandırdığı dönemde, ülkenin her konuda eskisi lider konumunu kaybetmesini mi istiyor?
Belki de çözüm, Musk'ın başkanın kulağına Tesla'nın 2021 Çevresel ve Sosyal Etki Raporu'ndan “Dünya için önemli olan olumlu etki için çabalaması gerektiğinden, ESG kriterlerine atıfta bulunmayacağız, bunun yerine etki hakkında konuşacağız” şeklindeki favorisi olan sözleri fısıldaması olacaktır.
Bu arada eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg, Trump'ın kararından etkilenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) finansman açığını kapatma sözü verdi.