Uzun bayram tatili uçak ve otel rezervasyonlarına hareketlilik getirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Uzun bayram tatili uçak ve otel rezervasyonlarına hareketlilik getirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olmasının ardından uçak ve otel rezervasyonları ile kültür-sanat etkinliklerine talepte yoğunluk yaşanıyor.

Ramazan Bayramı tatilini değerlendirmek isteyenler, otel rezervasyonu ve uçak bileti arayışına girdi.

AA muhabirine açıklamada bulunan Enuygun Ticaret Direktörü Orkun Özkan, vatandaşları, 9 günlük bayram tatili kararının açıklanmasının ardından yaşanabilecek yoğunluğa ve yer bulamama gibi durumlara karşı hızlıca işlem yapmaları için bilgilendirdiklerini söyledi.

Özkan, "Bayram tatilinin 9 gün olarak açıklanmasının ardından 4 saat içinde uçak bileti aramaları bir önceki haftaya göre yüzde 67 artış gösterdi. İç hatlardaki uçak bileti aramaları yüzde 85 artarken, dış hatlarda bu oran yüzde 20 ile sınırlı kaldı. İç hatlarda, Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Van ve Trabzon en çok arama yapılan şehirler oldu. Dış hatlarda ise Belgrad, Atina, Bakü, Bali ve Cidde en çok aranan noktalar oldu." bilgisini verdi.

- "Otel satışları bir önceki haftaya göre yüzde 70 arttı"

Özkan, karar açıklanmadan önce otel rezervasyonlarının genellikle büyük şehirlere yakın destinasyonlarda 3-4 günlük yapıldığını, tatil süresinin uzamasının ardından uzun süreli rezervasyonların görülmeye başlandığını ifade etti.

Tatilin 9 güne çıkacağının açıklanmasıyla otel satışlarının bir önceki haftaya göre yüzde 70 arttığını dile getiren Özkan, en çok talep gören şehirlerin başında İstanbul'un geldiğini aktardı.

Özkan, vatandaşların bayram için Antalya'daki otelleri tercih ettiğini bildirerek, "İstanbul ve Antalya'nın yanı sıra çok talep gören şehirler Adana, İzmir, Diyarbakır, Trabzon ve Gaziantep. Talep gören rotalar bize memleket ziyaretlerinin ve kültür/gastronomi gezilerinin bayram dönemi için sıklıkla tercih edildiğini gösteriyor." diye konuştu.

Yıl boyunca sık sık kampanya yaptıklarını belirten Özkan, şunları kaydetti:

Bayram dönemi için de kampanyalarımız oldu. İlk olarak bayram için aracını erken kiralamak isteyenlere yönelik araç kiralamada yüzde 25 net indirim kampanyası yaptık. Daha önceden devam eden bir otel kampanyamızın tarihini uzatarak kampanyanın bayram dönemini de kapsamasını sağlayarak tüketicilerimize fayda sağlamayı hedefledik. Otobüs ile seyahat etmeyi tercih edenler genelde satın alma işlemlerini son dakikaya bıraktığı için öğrencilere yönelik otobüs bileti kampanyamızı da bayramdan 20 gün önce başlattık.

- "9 günlük tatil daha uzak destinasyonları tercih etme eğilimini artırıyor"

Bilet Dükkanı Üst Yöneticisi (CEO) Ercan Uzman, tatil süresinin uzamasının, kişileri hızla tatil planlamaya teşvik ettiğini, planlayanların da daha geniş bir zaman dilimi ayırmasına olanak sağladığına dikkati çekerek, bu durumun, müşterilerin bulundukları bölgelerden daha uzak destinasyonları tercih etme eğilimini de artırdığını belirtti.

Uzman, ramazan ayında satışların normal döneme göre daha sakin gittiğini gözlemlediklerini dile getirerek, "Bayram tatilinin 9 güne uzatılmasının resmi olarak açıklanmasıyla taleplerde yükselme başladı. Bilet Dükkanı olarak sunduğumuz başta uçak ve otobüs biletleri olmak üzere otel rezervasyonları, araç kiralama ve transferde satışların arttığını gözlemliyoruz." dedi.

- "Bali, Tayland ve Karadağ en çok tercih edilen destinasyonlar arasında"

Resmi tatil olmasının yanı sıra özel sektördeki çoğu şirketin de 8-9 Nisan tarihlerini köprü izin olarak birleştirerek bayram tatiline eklemelerinin bu artışta büyük pay sahibi olduğunu vurgulayan Uzman, şunları kaydetti:

Vatandaşlarımızın bayram tatillerinde hem aileleriyle bir arada olma isteği hem de son yıllarda tatil maliyetlerindeki artış nedeniyle yurt içinde her istikamete doğru hareketlilik artıyor diyebiliriz. Yurt dışında, özellikle vizesiz ve pasaportsuz ziyaret edilebilen ülkelerin büyük talep gördüğünü gözlemliyoruz. Özellikle Bali, Tayland ve son dönemlerde popüler olan Karadağ en çok tercih edilen destinasyonlar arasında.

- Kültür ve sanat etkinlik biletleri satışları da arttı

Biletinial Kurumsal Satış Direktörü Leyla Ünal, Biletinial'ın bayram etkinlik seçeneklerinde Türkiye genelinde her yaş ve kültür grubuna hitap eden binlerce aktivitenin yer aldığını söyledi.

Ramazan Bayramı'nın 9 günlük tatili kapsaması dolayısıyla etkinliklere olan talebin arttığını dile getiren Ünal, tatil döneminde en çok tercih edilen kültür sanat aktivitelerinde ilk 3 sırayı sinema, stand-up ve çocuk tiyatrolarının aldığını belirtti.

Ünal, 3 alanda en çok satışın ise İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da gerçekleştiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

Teknolojik altyapımız ve güçlü müşteri memnuniyeti deneyimimizle Türkiye'de satışa sunulan eğlence ve spor alanındaki biletlerin yüzde 50'sinin satışını biz gerçekleştiriyoruz. 9 günlük bayram tatili dönemi için daha 10 günlük zaman olmasına rağmen, satışlarımız bir önceki yılın Ramazan Bayramı dönemine göre yüzde 30 artmış durumda. 25 Mart-1 Nisan arasında yaklaşık 130 bin tiyatro, 20 bin konser, 400 bin sinema bileti satışı gerçekleştirdik. Satışlarımız, bir önceki haftaya göre ise yüzde 50 artış gösterdi. Bu alandaki satışlarımız bu hafta ve bayram haftasında da devam edecektir.



İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
TT

İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)

Ortadoğu'da İsrail ile İran arasındaki çatışma şiddetlenirken, dünya bu gerilimin olası ekonomik yansımaları konusunda endişe duyuyor. Bu hayati bölgede yaşananlar sadece çatışan ülkeleri değil, aynı zamanda birkaç kilit kanal aracılığıyla tüm küresel ekonomiyi etkiliyor; finansal ve ticari istikrarı tehdit ediyor.

cshy
Tahran'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bir binanın enkazında çalışan arama-kurtarma ekipleri (AFP)

İsrail-İran çatışmasının küresel ekonomi üzerindeki temel etkileri neler?

* Enerji fiyatları... Enflasyonu ateşleyecek bir kıvılcım

Ortadoğu küresel enerjinin can damarıdır ve petrol ve gaz tedarikinin büyük bir kısmı Hürmüz Boğazı gibi hayati önem taşıyan su yollarından geçmektedir. İster petrol tesislerine doğrudan saldırılar isterse seyrüsefere yönelik tehditler yoluyla olsun, bu kaynakların kesintiye uğraması kaçınılmaz olarak petrol ve gaz fiyatlarında bir artışa yol açacaktır. İran, dünya petrolünün yaklaşık yüzde 3'ünü ve gazının yüzde 7'sini üreterek küresel enerji piyasasında önemli bir oyuncu konumunda.

tyu7
Tacoma'daki American Oil and Refining Company (EPA)

Enerji fiyatlarındaki bu artış bölgeyle sınırlı kalmayacak, doğrudan küresel enflasyona dönüşerek tüm mal ve hizmetleri etkileyecek. Küresel olarak artan üretim ve nakliye maliyetleri, merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına almak için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürmesini zorlaştıracak ve bu küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açacak.

* Tedarik zinciri kesintisi: Ticaret darboğazı

Küresel tedarik zincirleri büyük ölçüde Ortadoğu'daki hayati deniz yollarına dayanır ve herhangi bir aksama dalga etkisi yaratır:

Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'e yönelik tehdit: Hürmüz Boğazı, dünya ham petrolünün yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği hayati bir tıkanma noktasıdır. Bu boğazı kapatmaya yönelik herhangi bir tehdit, hatta boğazdaki gemilere yönelik tehditler, nakliye şirketlerini gemilerini Afrika'daki Ümit Burnu çevresine yönlendirmeye zorlayacaktır. Bu yönlendirme basit bir değişiklik olmayıp, nakliye sürelerinde ve maliyetlerinde büyük bir artış anlamına gelmekte, malların varışını geciktirmekte ve son tüketiciye ulaşma fiyatlarını yükseltmektedir. Daha yüksek navlun sigortası primleri şirketler üzerindeki mali yükü artırmakta ve bu da genel maliyetlere yansımaktadır.

Bu transferler limanlar ve küresel dağıtım ağları üzerinde büyük lojistik zorluklar yaratır. Bu da belirli malların kıtlığına ve temel bileşenlerin endüstrilere tesliminde gecikmelere yol açarak küresel üretim zincirlerini sekteye uğratabilir.

u7ı8
Hürmüz Boğazı'ndan geçen bir petrol tankeri (Reuters)

Analiz firması Kpler tarafından yayınlanan verilere göre, geçen hafta İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından navlun oranları yükseldi. Arap Körfezi'nden Çin'e giden tanker navlunlarının cuma günü yüzde 24 artarak varil başına 1,67 dolara yükseldiği belirtildi. VLCC (Çok Büyük Ham Petrol Taşıyıcısı) navlunlarındaki artış yıl başından bu yana görülen en büyük günlük hareketi yansıtıyor ve bölgede algılanan risk düzeyini vurguluyor.

Kpler'deki analistler, deniz savaşı risk primi şu ana kadar değişmemiş olsa da, aşırı istikrarsızlık devam ettikçe navlun oranlarının daha da yükselmesini bekliyor.

* Çalkantılı gökyüzü

Mevcut çatışma ortamı, hava sahasının kapanmasının ardından yolcularını ve mürettebatını korumak için acil önlemler almak zorunda kalan küresel havayolu şirketlerini uçuşlarını yeniden yönlendirmeye ya da iptal etmeye zorladı. Bu da yolcular için büyük aksaklıklara ve zorlukla toparlanan seyahat ve turizm sektörü üzerinde doğrudan bir etkiye neden oldu. Bu durum, daha fazla yakıt tüketimi gerektiren daha uzun rotalar nedeniyle operasyonel maliyetlerde artışa yol açarak bilet fiyatlarına yansıyabilir ve özellikle ekonomik zorluklarla mücadele eden şirketler üzerinde ek mali baskı yaratabilir.

tyu7
Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'nda boş bir giden yolcu salonu (EPA)

* Finansal piyasalar ve yatırımcı güveni: Volatilitenin dehşeti

Jeopolitik gerilimler finans piyasaları için bir kâbustur. Çatışmalar arttıkça yatırımcılar altın ve ABD doları gibi güvenli varlıklara yönelir, bu da borsalarda ve para birimlerinde keskin dalgalanmalara neden olur. ‘Güvenli limana sığınma’ aynı zamanda bölgeden sermaye kaçışına yol açarak bölgesel sermaye piyasalarını zayıflatabilir ve doğrudan yabancı yatırımları azaltabilir. Ülkelerin kredi itibarları da kötüleşerek borçlanma maliyetlerini artırabilir ve bütçelerine yük getirebilir.

* Yavaşlayan ekonomik büyüme: Resesyon hayaleti

Yüksek enflasyon, yüksek navlun maliyetleri ve düşük yatırımcı güveninin bir araya gelmesi, küresel ekonomik büyümede yavaşlama için bir reçetedir. Çatışmanın uzun sürmesi ve yayılması, özellikle de tedarik zincirlerinin tamamen kesintiye uğraması ve enerji fiyatlarının görülmemiş seviyelere ulaşması halinde, dünyayı bir durgunluğa, hatta bir depresyona itebilir. Bölgesel istikrara ve yakıt fiyatlarına büyük ölçüde bağlı olan turizm ve havacılık gibi sektörler bu durumdan ilk etkilenenler arasında yer alacaktır.

frgty
Almanya'nın DAX endeksi Frankfurt Borsası'nda düştü. (Reuters)

* Güvenlik harcamaları: Bütçeler üzerinde bir yük

Riskler arttıkça, bölgedeki ve dünyadaki hükümetler kendilerini savunma ve güvenlik harcamalarını arttırmak zorunda bulabilirler. Kaynakların üretken yatırımlardan güvenlik harcamalarına kayması, hükümet bütçeleri üzerinde ek bir baskı oluşturarak temel hizmetleri ve kalkınma planlarını etkileyebilir.

* Merkez bankaları altınla korunuyor

Jeopolitik gerilimler ve belirsizlik, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarını, kriz zamanlarında rezervlerin değerini koruyan güvenli bir liman olarak altın rezervlerini önemli ölçüde artırmaya itiyor. Bu eğilim son üç yılda önemli ölçüde arttı ve Dünya Altın Konseyi önümüzdeki beş yıl içinde daha fazla merkez bankasının altın varlıklarını dolar aleyhine arttırmasını bekliyor.

Sonuç olarak, İsrail-İran anlaşmazlığı küresel ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sadece bölgesel bir anlaşmazlık değil, küresel ekonominin gölüne atılabilecek ve iç içe dalgalara neden olabilecek bir taştır. Bakalım uluslararası toplum bu gerilimi kontrol altına alabilecek ve dünyayı bunun yıkıcı ekonomik sonuçlarından koruyabilecek mi?