Dünya Ticaret Örgütü: Küresel ticaret toparlanıyor ancak aşağı yönlü riskler sürüyor

Küresel ticaretin, 2023'teki yüzde 1,2'lik küçülmenin ardından bu yıl yüzde 2,6 ve 2025'te 3,3 büyümesi bekleniyor.

Dünya Ticaret Örgütü: Küresel ticaret toparlanıyor ancak aşağı yönlü riskler sürüyor
TT

Dünya Ticaret Örgütü: Küresel ticaret toparlanıyor ancak aşağı yönlü riskler sürüyor

Dünya Ticaret Örgütü: Küresel ticaret toparlanıyor ancak aşağı yönlü riskler sürüyor

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ekonomistlerinin hazırladığı "Küresel Ticaret Görünümü ve İstatistikler" raporu yayımlandı.

Buna göre, 2023'te yüksek enerji fiyatları ve enflasyonun etkisiyle yüzde 1,2 daraldı.

Dünyada geçen yıl mal ticaretinin ekonomik değeri yüzde 5 düşüşle 24,01 trilyon dolara gerilerken, ticari hizmet ihracatı yüzde 9 artışla 7,54 trilyon dolara ulaşarak mal ticaretindeki düşüşü kısmen telafi etti. Ticari hizmet ticaretindeki büyüme, uluslararası seyahatlerdeki toparlanma ve dijital olarak sunulan hizmetlerdeki artıştan kaynaklandı.

Geçen yılki küçülmenin ardından küresel ticaretin bu yıl yavaş bir toparlanma göstererek yüzde 2,6 ve 2025'te yüzde 3,3 büyüyeceği öngörülüyor. Enflasyonist baskıların bu yıl azalması ve özellikle gelişmiş ekonomilerde reel gelirin yeniden artmasıyla tüketimi artırması bekleniyor.

Söz konusu öngörüler kapsamında, Afrika'nın ihracatının bu yıl yüzde 5,3 ile diğer tüm bölgelerden daha fazla artacağı tahmin ediliyor. Kuzey Amerika'da ihracatın yüzde 3,6, Orta Doğu'da yüzde 3,5 ve Asya'da yüzde 3,4 ile ılımlı büyüme göstereceği öngörülürken, Güney Afrika'nın ihracatına ilişkin artış beklentisi yüzde 2,6.

Avrupa'nın ihracatının ise yüzde 1,7 artışla diğer bölgelerin gerisinde kalacağı hesaplanıyor.

İthalatın Asya'da yüzde 5,6 ve Afrika'da 4,4 büyüyerek küresel talebi destekleyeceği öngörülüyor. Ancak tüm diğer bölgelerde ithalatın ortalamanın altında artış göstereceği tahmin ediliyor.

Bu yılki Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları ve çeşitli ülkelerdeki vize şartlarının hafifletilmesiyle, turizm ve yolcu trafiğindeki artışın küresel ticari hizmet ticaretine katkı sağlaması bekleniyor.

Jeopolitik gerilimler ve ekonomi politikalarına ilişkin belirsizliklerin ticaretteki toparlanmayı kısıtlama riski söz konusu. Gıda ve enerji fiyatları jeopolitik gelişmeler nedeniyle yeniden fiyat artışlarına maruz kalabilir.

Süveyş Kanalı'ndaki aksaklıkların ekonomik etkisi şu ana kadar nispeten sınırlı kalırken, otomotiv ürünler, gübre ve perakende gibi bazı sektörler gecikmeler ve navlun maliyetlerindeki artışlardan etkileniyor.

"Ticaretin dayanıklılığı, iki ana nakliye rotasındaki aksaklıklarla sınanıyor"

DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo Iweala, rapora ilişkin değerlendirmesinde, geçim kaynakları ve refahın iyileştirilmesi için hayati önem taşıyan esnek tedarik zincirleri ve çok taraflı ticaret çerçevesi sayesinde küresel ticaretin toparlanma yönünde ilerlediğini ifade etti. Iweala, "Ekonomik büyüme ve istikrarın sürdürülebilmesi için jeopolitik gerilimler ve ticaretin parçalanması gibi riskleri azaltmamız şart." uyarısında bulundu.

DTÖ Başekonomisti Ralph Ossa ise bazı hükümetlerin üretimi yeniden şekillendirmeyi ve ticareti dost ülkelere kaydırmaya amaçlayan adımlar attığını belirterek, şunları kaydetti:

"Ticaretin dayanıklılığı, dünyanın iki ana nakliye rotasında yaşanan aksaklıklarla da sınanıyor, tatlı su sıkıntısından etkilenen Panama Kanalı ve trafiğin Kızıldeniz'den uzaklaştırılması. Kesintilerin, jeopolitik gerilimlerin ve politika belirsizliğinin devam ettiği bu koşullar altında, ticaret görünümüne ilişkin riskler aşağı yönlü."



Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde ekonomik ısınma

Görsel: Shutterstock
Görsel: Shutterstock
TT

Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde ekonomik ısınma

Görsel: Shutterstock
Görsel: Shutterstock

Turki el-Harbi

Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde son yıllarda yaşanan soğukluk, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kısıtladı. Ancak 2023 yılına gelindiğinde ilişkiler eski haline dönerken daha da iyiye gitmesi için bir başlangıç noktası oluşturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet, iki ülke arasındaki ihracat hacminin azalmasının ardından özellikle yükselen enflasyon ve Türk lirasındaki gerileme çerçevesinde Suudi Arabistan'a yönelik düşmanca tutumunu bir kenara bıraktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl Riyad'a yaptığı ziyaret sırasında, iki ülke arasındaki bağların güçlendirilmesinde en önemli faktör olan ekonomik faktörü temel alarak ilişkileri güçlendirmeye çalıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu girişiminde, Türk milliyetçiliğinin ve Araplar üzerindeki üstünlüğünün geri gelmesinin yanı sıra Türkiye'yi turizm ya da iş için ziyaret eden Arapları, özellikle de Körfez ülkelerinden gelenleri dışlama çağrısında bulunan aşırı sağcı partilerin yönlendirdiği ırkçı bir akımla karşı karşıya.

Pozitif iş birliği ve iyimserlik

Dünya son aylarda münferit olaylara tanık oldu. Türkiye’deki bu aşırı sağcı partiler, Türkiye'nin Suudi Arabistan ile kısa sürede inşa ettiği güven ve dayanışmayı yok etme riski oluşturuyor.

Riyad, döviz rezervlerini arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıl TCMB’ye 5 milyar dolarlık bir mevduat sağlayarak Türkiye'nin ekonomik toparlanmasına katkıda bulundu.

Ankara, gerek Suudi Arabistan'ın stratejik konumuna duyduğu ihtiyaçtan gerek Ortadoğu ve Afrika'nın en zengin ülkelerinden biri ve güvenilir bir dost olmasından dolayı Riyad'ın Türk ekonomisinin gidişatı üzerindeki etkisinin boyutunu, özellikle de bu yıl yavaş yavaş toparlanmaya başladığı ekonomik kriz sırasında net bir şekilde anladı.

Riyad, döviz rezervlerini arttırmak amacıyla geçtiğimiz yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) 5 milyar dolarlık bir mevduat sağlayarak Türkiye'nin ekonomik toparlanmasına katkıda bulundu. TCMB, 24 Temmuz'da söz konusu mevduatı kapatarak Suudi Arabistan Kalkınma Fonu'na iade etti.

Suudi Arabistan, Türkiye'nin ilişkileri geliştirme girişimini olumlu karşıladı. Sonuncusu geçtiğimiz temmuz ayında Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın ziyareti olmak üzere, aralarında bakan ve yatırımcıların da bulunduğu kalabalık bir heyeti Türkiye'ye gönderdi. Ziyaret sırasında, iki ülke arasında çeşitli alanlarda ve bölgesel ve uluslararası konularda iş birliğini derinleştirmek amacıyla bir koordinasyon konseyi kurulmasına yönelik bir mutabakat zaptı imzalandı.

dcdev
Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Halid bin Hüseyin el-Bayari, Cidde'de Baykar Genel Müdür Haluk Bayraktar ile İHA üretimi ve teknoloji transferi anlaşmasının belgelerini değiş tokuş ederken, 18 Temmuz 2023 (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

En önemlisi geçtiğimiz şubat ayında düzenlenen ve her iki ülkeden bin 240'tan fazla işadamının katıldığı Suudi Arabistan-Türkiye İş Forumu olmak üzere, Suudi Arabistan'ın uluslararası şirketlerle yaklaşık 1 trilyon 800 milyar dolarlık yatırım fırsatları belirlediği çeşitli etkinlikler düzenlendi. Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid bin Abdulaziz el-Falih, bu yatırım alanlarının en büyük faydalanıcısının Türk şirketleri olacağını söyledi.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Suudi Arabistan Genel Dış Ticaret Dairesi: Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı 2022 yılında sadece 800 milyon dolarken 2023 yılında yüzde 100'ün üzerinde bir artışla 2,6 milyar dolara ulaşırken, Riyad ile Ankara arasındaki ticaret hacmi 7 milyar dolara yükseldi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından gelecek yılın ‘Suudi Arabistan'la altın yıl’ olarak nitelendirdiği açıklamalarından da anlaşıldığı üzere Ankara, Riyad'la ilişkilerin gelecekte daha da güçleneceği konusunda iyimser. Bolat'a göre iki ülke, ticaret hacmini kısa vadede 10 milyar dolara, uzun vadede ise 30 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.

Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi sadece Suudi Arabistan ile sınırlı kalmayıp, Türkiye ile stratejik ortaklık geliştirme sürecine katılan komşu Körfez ülkelerini de kapsıyor. Bu çerçevede ilk adım olarak geçtiğimiz temmuz ayında iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması için müzakereler başlatıldı. Anlaşmanın başarılı olması halinde hem mal hem de hizmetlerden oluşan yerli ürünler için ek bir avantaj sağlayacak ve bunların hem Türkiye hem de Körfez ülkelerindeki yerel pazarlara akışı kolaylaşacak. Ayrıca yatırımların teşvik edilmesine ve korunmasına katkıda bulunacak ve böylece iki taraf arasındaki ticari alışveriş oranı da aratacak.

Bayraktar, iki ülke arasındaki bağları güçlendiriyor

Ankara son yıllarda insansız hava aracı (İHA) sektöründe uzmanlaştı ve Bayraktar İHA üretimi Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri haline geldi. Baykar şirketi tarafından üretilen Bayraktar İHA’nın etkinliği, birden fazla alanda test edildi.

Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı geçtiğimiz yıl Baykar şirketi ile İHA üretiminde kullanılan sistemlerin ve teknolojinin transfer edilerek İHA endüstrisinin yerelleştirilmesini içeren bir satın alma sözleşmesi imzaladı.

İki ülke arasında derinleşen ilişkiler çerçevesinde Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ve Baykar şirketi, geçtiğimiz yıl, İHA üretiminde kullanılan sistemlerin ve teknolojinin Suudi Arabistan devletine ait savunma şirketi Suudi Arabistan Askeri Sanayii’ne (SAMI) transfer edilerek İHA endüstrisinin yerelleştirilmesini içeren bir satın alma sözleşmesi imzaladı. Sözleşmeye iki ülke arasında savunma alanında yapılan diğer anlaşmalar eşlik etti.

xascdfve
Görsel: Al Majalla

SAMI CEO’su Velid Ebu Halid'e göre bu tür sözleşmeler, Suudi Arabistan 2030 Vizyonu çerçevesindeki savunma harcamalarının yüzde 50'sinin yerelleştirilmesi hedefine katkıda bulunuyor.

Türkiye'de bir milyon Suudi turist

Diğer taraftan turizm, özellikle Türk lirasının değer kaybettiği bir dönemde Türkiye’nin gelirlerinin büyük bir bölümünü oluştururken turistler ülkeye döviz girişinin önemli bir kaynağı olmaya devam ediyor.

Suudi Arabistan dünyada Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkeler arasında birinci sırada, Arap dünyasında ise ikinci sırada yer alıyor. Türkiye Turizm ve Kültür Bakanlığı'na göre Türkiye'ye gelen Suudi turist sayısı geçtiğimiz yıl yüzde 70 artışla 784 bini geçti.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra  merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.