Altın, "güvenli liman" olmaya devam ediyor

Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/AA
Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/AA
TT

Altın, "güvenli liman" olmaya devam ediyor

Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/AA
Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/AA

Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Timuçin Sönmez, altın satışının son yıllarda arttığını, vatandaşların genellikle 22 ayar tel bilezik, gram altın veya cumhuriyet altını tercih ettiklerini belirterek, tüketicilere tanıdıkları kuyumculardan alışveriş yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Sönmez, AA muhabirine, sektördeki gelişmeleri ve sahte altın konusunda dikkat edilmesi gereken hususları anlattı.

Dünyada altın fiyatının yükseldiğini ve bunun Türkiye'ye de yansıdığını vurgulayan Sönmez, jeopolitik riskler devam ettiği sürece altın fiyatlarında artışın sürebileceğini söyledi.

Sönmez, vatandaşların, son yıllardaki yükseliş eğilimi nedeniyle altını "güvenli liman" olarak gördüklerini ve bu nedenle yatırım açısından cazip hale geldiğini dile getirdi.

Vatandaşların alım satım farkı az olan ürünlere yöneldiğine işaret eden Sönmez, "Altına yatırım yapan vatandaşlarımız, genellikle 22 ayar tel bilezik, gram altın veya darphanenin bastığı cumhuriyet altınlarını tercih ediyor." diye konuştu.

- "Sahte altın" uyarısı

Son yıllarda her alanda olduğu gibi altın konusunda da replika ürünlerle karşılaşıldığına dikkati çeken Sönmez, şu ifadeleri kullandı:

"Kuyumcular kendilerine gelen her sahte ürünü anlayacak kadar tecrübelidirler. Vatandaşlarımız mutlaka, tanıdığı, bildiği ve güvenli kuyumcudan alışverişini yapmalı. 'Altın cümle' bu. Kuyum yetki belgesi olan kuyumcular tercih edilmeli. Ucuz diye bilinmedik yerlerden altın alınmamalı. Özellikle Kuyumcular Odasının denetimindeki kuyumcuları tercih etmelerini tavsiye ediyoruz. Son yıllarda internet sitelerinde de altın satılmaya başlandı. İnternet sitelerinde replika veya sahte ürünler satılıyor. Özellikle online alışverişlerde daha fazla dikkat edilmeli."

- "Darphane kapasitesini artırmalı"

Darphanenin kapasitesini artırması gerektiğini bildiren Sönmez, "Darphane gerekli kapasiteye ulaşmadığı sürece sektörde art niyetli insanlar ve stokçular bitmez." ifadelerini kullandı.

Düğün sezonunun yaklaştığını hatırlatan Sönmez, bu dönemde kuyumculuk sektörünün daha da hareketleneceğini söyledi.

Sönmez, "Geçtiğimiz günlerde iki kamu bankasına yetkilendirilmiş kuyum işletmelerinin ihtiyaçlarının karşılanması için işlenmemiş altın ithalatı kotası tahsis edildi. Bu düzenlemeyle kuyumcular ham maddeye daha rahat ulaşabilecek. Sıkıntısız, talepleri karşıladığımız iyi bir düğün sezonu geçireceğimizi düşünüyorum." dedi.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe