Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Vizyon 2030'un başarıları Dünya Ekonomik Forumu'nda takdir edilecek.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
TT

Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)

Küresel ekonomi camiası elli yılı aşkın bir süre sonra ilk kez Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Bu özel toplantı, aralarında devlet başkanları, kamu ve özel sektör liderleri, uluslararası kuruluşlar, akademi ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin de bulunduğu binden fazla dünya liderini, dünyanın en acil küresel sorunlarını ele almak üzere bir araya getirecek.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

Toplantı gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

- Refaha ulaşarak ve toplumları geliştirerek uluslararası iş birliği yapılması, kapsayıcı büyümenin desteklenmesi, ekonomik zorluklarla mücadele edebilecek kurumların oluşturulması, temel konulara ilişkin uluslararası iş birliği yoluyla kapsayıcı büyümeyi desteklemek için gereken yeterliliklere sahip daha güçlü kurumlar oluşturulması, hükümetler, özel sektör ve çeşitli kuruluşlar arasında daha fazla iletişim köprüsü kurulması ve bu köprülerin kullanımının geliştirilmesi, Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve yaşamın çeşitli yönlerinin kalitesi üzerindeki etkisinin artırılması, öncelikli odağı insani kalkınma olan toplumlar yaratılması ve uluslararası kuruluşlara olan güvenin yeniden inşa edilmesi.

- Yatırımların yerel, bölgesel ve küresel olarak çeşitli düzeylerde müreffeh bir büyüme elde etmeye yönlendirilmesini sağlayarak gelişmenin önünün açılması, ticaret ağlarının çeşitlendirilmesi, ekonomik toparlanmayı teşvik edecek yatırımlar yapılması, uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması, uluslararası toplumların büyüme ihtiyaçlarına ve gelecekteki işgücü piyasası gereksinimlerine ayak uydurulması, endüstriyel büyümeyi teşvik eden ve karbon emisyonlarını azaltan sürdürülebilir ekonomik modellerin geliştirilmesi, dünya ülkelerinde ekonomik büyüme için kapsamlı ve sürdürülebilir yollar sağlanması.

- Güvenli ve sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak için küresel kaynaklar arasında ideal dengeyi sağlayarak kalkınma yollarının açılması, enerji kullanımının verimliliğinin iki katına çıkarılması, uluslararası ekonomik ilerleme sağlamak için yatırım fırsatlarının artırılması, pratik ve kapsamlı bir enerji dönüşümüne doğru ilerleme kaydedilmesi, enerji alanlarında dönüştürücü inovasyon ve ortak yatırımların desteklenmesi.

WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi, LinkedIn hesabından yaptığı açıklamada, “Herkes için kapsayıcı, yenilikçi, sürdürülebilir ve dirençli büyümenin canlandırılmasına odaklanılacak. Genel olarak ekonomik görünüm bir yıl öncesine göre daha umut verici. Ancak halen tarihsel olarak düşük büyüme seviyelerine doğru ilerliyoruz. Bu ise küresel eşitsizliği ve aşırı yoksulluğu azaltma konusunda onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi geri alma tehdidi yaratıyor. Düşüşü önlemek için ekonomik büyüme motorunu yeniden çalıştırmalıyız” ifadelerini kullandı.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim etkinliğe ev sahipliği yapmalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Vizyon 2030 kapsamında Riyad; düşünce liderliği, eylem ve çözümler için küresel bir başkent, yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir merkez haline gelmiştir. Düşünce liderlerini ve girişimcileri ağırlamak ve onları geleceğe yönelik konularda halkla etkileşim kurmak üzere bir araya getirmek için sabırsızlanıyoruz. Riyad yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir odak noktası olarak benzersiz bir konuma sahip.”

WEF İsviçre Halkla İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Başkanı Michele Mishler ise “Suudi Arabistan'ın Açık Ekonomik Forum oturumlarına katılımı farklı bakış açılarının sergilenmesine, küresel diyaloğun zenginleştirilmesine, herkes için daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek konusunda kolektif çözümler üretilmesine katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe