Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Küresel iş dünyası Davos'tan Riyad'a taşınıyor… Uluslararası iş birliği için yeni bir model

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
TT

Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)

Küresel ekonomi camiası Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, küresel diyaloğu desteklemek ve ortak küresel sorunlara pratik, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir çözümler bulmak amacıyla 92 ülkeden binden fazla dünya liderini bir araya getiren ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ temalı bu özel toplantının arifesinde yaptığı açıklamada “Bu, Davos dışındaki en güçlü zirve olacak” dedi.

28-29 Nisan (bugün ve yarın) tarihlerinde gerçekleşecek toplantı, jeopolitik çalkantıların ve karmaşık ekonomik zorlukların bölünmüş bir dünyayı istikrarsızlaştırdığı bir döneme denk geliyor. Bu nedenle, küresel diyaloğu desteklemeyi ve ortak küresel zorluklara çözüm bulmayı amaçlayan toplantı, krizlerle başa çıkmada ileri görüşlü yaklaşımları teşvik etmeyi amaçlayan bir gündem üzerinde çalışıyor.

Geçtiğimiz yıl İsviçre'de düzenlenen zirveyi temel alan toplantı, birbirine bağlı krizlere yönelik ileriye dönük bir yaklaşımı ve kısa vadeli ödünleşimler konusunda gerçekçiliği teşvik edecek. Toplantı aynı zamanda gelişmekte olan ekonomi politikaları, enerji dönüşümü ve jeopolitik şoklar gibi konularda Kuzey-Güney arasında giderek büyüyen uçurumun kapatılması için de çalışacak.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

El-İbrahim

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi: “Toplantılar sırasında paylaşacağımız pek çok rakam var. Böylece inşa ettiğimiz her şeyi, çıkardığımız dersleri, başarılarımızı ve halen üzerinde çalıştığımız şeyleri görebilirsiniz. Vizyon 2030'un lansmanından sekiz yıl sonra, yenilikçi ve sürdürülebilir ileri bir dönüşümsel büyüme modeline öncülük etmeye hazır olduğumuzu gösterdik. Vizyonumuz, insan sermayemizin muazzam potansiyelini açığa çıkaran, bilgi ve inovasyona dayalı müreffeh bir ekonomiye giden yolu çizmektir.”

Suudi Arabistan’ın son yıllardaki büyümesinin büyük bir kısmının Vizyon 2030 kapsamında sıfırdan başlatılan spor, eğlence ve turizm gibi yeni ekonomik sektörlerin yanı sıra sanayi sektörlerinden geldiğini açıklayan İbrahim, “Suudi Arabistan önceliklerini gözden geçiriyor ve bunları ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Tüm projeler plana göre ve gecikmeden ilerliyor” ifadelerini kullandı.

evre
Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim ve WEF Başkanı Borge Brende, WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi ile birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında (WEF internet sitesi)

WEF Başkanı Borge Brende ile dün (cumartesi) ortak bir basın toplantısı düzenleyen İbrahim, Suudi Arabistan’ın küresel olarak sürdürülebilir bir modele öncülük etme kabiliyetini kanıtladığını belirterek, 2016'dan bu yana yüzde 20 ekonomik büyüme kaydettiğini ve petrol dışı ekonominin 2023'te gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 50'sini oluşturacağını ifade etti.

İbrahim, “Günümüzün küresel dönüm noktasında, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi her zamankinden daha önemlidir. Suudi Arabistan'ın bu toplantıya ortak olmasıyla WEF, istisnai koşullar altında bu özel toplantıya ev sahipliği yapmak üzere düşünce liderliği, çözümler ve iş dünyası için köklü ve dinamik bir küresel platform seçmiş oldu” şeklinde konuştu.

İbrahim sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla Suudi Arabistan, herkesin yararına olacak net planlar geliştirmek ve dünya çapında refah ve istikrar için ortak hedeflere ulaşmak üzere tüm diplomatik gücünü seferber etmektedir. Bu ortak geleceğe yönelik vizyonumuzun kapsayıcı ve eşitlikçi olmasını sağlamaya kararlıyız.”

İbrahim, WEF'in Riyad'daki özel toplantısının, tüm ülkelerin kalkınma yollarını yeniden çizmek ve bölünmelerin üstesinden gelmeyi ve ortak refaha ulaşmayı amaçlayan yeni bir uluslararası iş birliği modelini benimsemek için eşsiz bir fırsat olduğunu belirtti. İbrahim, “Küresel ekonomik manzara değişken ve zorlu. İklim değişikliği ise tüm insanlığın geleceği için büyük bir meydan okuma haline geldi. Teknoloji de bildiğimiz yaşamın şeklini hızla değiştiriyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek sistematik bir dönüşümü, plan ve politikaların temelden yeniden değerlendirilmesini ve eskisinden daha az sağlam olan ekonomik bağlantıların ve modellerin yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor” dedi.

Gazze ile ilgili toplantılar

“Jeopolitik gerilimler ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler küresel çapta bölünmeleri şiddetlendirirken, uluslararası iş birliği ve anlamlı diyalog her zamankinden daha önemli bir hal aldı” diyen Brende, WEF’in Riyad’daki özel toplantısının kritik bir zamanda gerçekleştiğini ve büyük önem taşıdığını belirtti.

Brende, “Riyad toplantısı, farklı sektörlerden ve coğrafyalardan liderlerin fikirlerini eyleme dönüştürmeleri ve karşılaştığımız birçok zorluğa ölçeklenebilir çözümler getirmeleri için bir fırsat sunuyor” dedi.

dfvdb
WEF Başkanı Borge Brende toplantıdaki katılımcılarla konuşuyor. (WEF internet sitesi)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve bir dizi uluslararası yetkilinin bu hafta Gazze Şeridi'nde bir barış anlaşmasına varılmasını amaçlayan görüşmeler için Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı ziyaret edeceğini ifade eden Brende sözlerini şöyle sürdürdü: “Kilit oyuncular şu anda Riyad'da. Buradaki görüşmelerin uzlaşma ve barışa giden bir sürece yol açmasını umuyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin ziyaretinden hemen sonra buraya gelecek. Görüşmelerde Gazze Şeridi'ndeki insani kriz gündemde olacak. Esir müzakereleri ve olası bir ateşkes açısından şu anda bir ivme var.”

Toplantı gündemi

Toplantının gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

Uluslararası iş birliği: Artan jeopolitik gerilimlerin ortasında, toplantı istikrarsızlığın zincirleme etkilerini kontrol altına almak için uluslararası iş birliğini, insani çabaları ve diyaloğu teşvik edecek. Ayrıca küresel Kuzey ve Güney arasındaki uluslararası iş birliğini güçlendirerek daha dayanıklı bir küresel ekonominin nasıl inşa edileceği de tartışılacak.

Kapsayıcı büyüme: Toplantıda, insani kalkınmaya yapılan yatırımlarla karşılaştırıldığında inovasyon ve ekonomi politikalarındaki son eğilimlerin küresel eşitliği nasıl tehdit ettiği ve yoksulluğu azaltma çabalarını nasıl engellediği tartışılacak. Ayrıca gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde bu risklerin ele alınmasına yardımcı olabilecek fırsatlar ele alınacak.

Kalkınma için enerji: Dünya potansiyel sıcaklık artışları ve enerji kaynaklarına erişimde önemli eşitsizliklerle karşı karşıya olduğundan, toplantıda özellikle gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde adil büyümeyi sağlarken temiz enerjiyi artırmaya yönelik çözümler aranacak.

Önemli katılımcılar

WEF'ten yapılan açıklamaya göre, toplantıya siyasi liderlerin öncülüğünde 60'tan fazla ülkeden 220'den fazla tanınmış isim katılıyor. Toplantıya Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmad Tinubu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Umman Veliaht Prensi Zi Yezen bin Heysem bin Tarık, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Maliye ve Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şeyh Mektum bin Muhammed bin Raşid Âl Mektum, Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasevne, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif katılacak.

WEF’ten yapılan açıklamada özel toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Stephane Segorny, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Birleşik Krallık Dışişleri, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kalkınma Bakanı David Cameron, Endonezya Enerji ve Maden Kaynaklar Bakanı Arifin Tasrif, Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Ahn Duk-geun, Güney Afrika Elektrik Bakanı Kgosientsho Ramokgopa ve Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katılacağı belirtildi.

Toplantıya katılacak uluslararası örgüt liderleri arasında da şunlar yer alıyor: Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, Birleşmiş Milletler (BM) Gazze İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.