Jeff Bezos ve Amazon yöneticilerine delil karartma suçlaması

Bu suçlamalar, Federal Ticaret Komisyonu'nun Amazon'a antitröst davası açmasıyla birlikte gelmişti.

Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
TT

Jeff Bezos ve Amazon yöneticilerine delil karartma suçlaması

Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)

ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), aralarında kurucusu Jeff Bezos'un da bulunduğu Amazon yöneticilerini, soruşturma altında oldukları bildirildikten sonra bile mesajları otomatik olarak silen şifreli mesajlaşma uygulamalarıyla iletişim kurmakla suçluyor.

FTC perşembe günü belge sunmaya zorlama talebinde bulundu. Bu talepte FTC, yargıçtan Amazon'un "Signal mesajlarını muhafaza etmemesiyle ilgili belgeleri sunmaya", şirketin belge koruma bildirimleri ve kaybolan mesajlaşma uygulamalarını kullanma talimatlarını açıklamaya zorlanmasını istiyor. 

Bunlar arasında kullanıcıların uygulamadaki özelliği değiştirdiklerinde mesajlarının otomatik olarak kaybolmasını sağlayan şifreli mesajlaşma hizmeti Signal da yer alıyor.

FTC, yöneticilerin potansiyel kanıtları yok etmek için e-posta kullanmak yerine "antitröst de dahil hassas iş konularını" bu şekilde görüştüklerini iddia ediyor.

Amazon halihazırda FTC ve 17 eyalet başsavcısı tarafından açılan devasa bir antitröst davasına karışmış durumda. Davacılar Amazon'u tekel konumunu yasadışı bir şekilde kullanarak fiyatları aniden yükseltmek ve rekabeti engellemekle suçluyor.

Bu durumu ilk olarak Washington Post bildirdi.

FTC, Amazon çalışanlarının 2019'da Signal'ı kullanmaya başladığını iddia ediyor. Federal kurum, soruşturması nedeniyle Haziran 2019'da Amazon'a tüm belgelerinin korunmasını talep eden bir mektup göndermişti. 

Şirketlerin, dava ve duruşmalarda kanıt olarak kullanılabilecek belgeleri ve iletişimleri korumak gibi yasal bir yükümlülüğü var.

FTC dosyasında, Amazon'un Nisan 2020'ye kadar Bezos'u bilgilendirmediğini ancak birkaç yöneticinin Signal'ın kaybolan mesaj özelliğini kullanmaya devam ettiğini öne sürüyor. 

Amazon sözcüsü Tim Doyle, The Post tarafından elde edilen açıklamada, "FTC'nin iddiaları temelsizdir" dedi.

Amazon, çalışanlarının sınırlı Signal kullanımını yıllar önce FTC'ye gönüllü olarak açıklamış, personelinin telefonlarından Signal kullanılarak yapılan konuşmalarını kapsamlı bir şekilde toplamış ve FTC'nin soruşturmalarıyla hiçbir ilgisi olmasa bile bu konuşmaları kurum yetkililerinin incelemesine sunmuştur.

Doyle sözlerine şöyle devam etti:

FTC; (diğer kaynakların yanı sıra) e-posta, şirket içi mesajlaşma uygulamaları ve dizüstü bilgisayarlar gibi kaynaklardan elde edilen 1,7 milyon belge ve 100 terabayttan fazla veri dahil olmak üzere Amazon'un bu davadaki karar alma sürecine ilişkin eksiksiz bir resme sahiptir.

FTC, yargıçtan "Amazon çalışanlarının işle ilgili Signal mesajlarını koruma talimatı alıp almadıklarını, alındıysa da ne zaman ve nasıl aldıklarını" belirleyebilmek için şirketi belge koruma bildirimlerini ve talimatlarını sunmaya zorlamasını istiyor.

FTC yaptığı açıklamada, "Davacılar, Amazon'un belgeleri korumak için makul adımları atıp atmadığını değerlendirmek ve hangi bilgilerin yok edildiğini belirlemek için bu belgelere ihtiyaç duyuyor" diye yazdı.

Independent Türkçe



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe