OECD, 2024 ve 2025 yılları için Türkiye ve küresel büyüme tahminini yükseltti

OECD yayımladığı raporunda 2024 küresel büyüme tahminini şubatta açıkladığı yüzde 2.9'dan yüzde 3.1'e revize ederken, Türkiye için 2024 tahminini yüzde 2.9'dan yüzde 3.4'e yükseltti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

OECD, 2024 ve 2025 yılları için Türkiye ve küresel büyüme tahminini yükseltti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2024 ve 2025 yılları için Türkiye ve küresel büyüme tahminini yükseltti.

OECD bugün yayımladığı raporunda 2024 küresel büyüme tahminini şubatta açıkladığı yüzde 2.9'dan yüzde 3.1'e revize ederken, Türkiye için 2024 tahminini yüzde 2.9'dan yüzde 3.4'e yükseltti.

OECD Türkiye ekonomisi için 2025 büyüme tahminini ise yüzde 3.1'den yüzde 3.2'ye, küresel ekonomi için de yüzde 3'ten yüzde 3.2'ye çıkardı.

OECD, Türkiye'deki finansal koşulların sıkılaşması ve enflasyonun alım gücü üzerindeki olumsuz etkisinin hane halkı tüketimini azaltacağını belirtti.

Rapora göre geçen yıl meydana gelen depremin ardından yeniden yapılanmanın devam etmesiyle yatırım faaliyetlerinin kısmen güçlü kalması bekleniyor.

OECD raporunda ihracatın, iyileşen dış ortamın etkisiyle kademeli olarak güçleneceği ifade edildi.

Türkiye'de enflasyonun bu yılın başında zirve yaptığını ancak 2024 ve 2025 yıllarında yüksek kalmaya devam edeceğini belirten OECD, Türkiye'de enflasyonun 2024'te ortalama yüzde 55.5, 2025'te yüzde 28.9 olacağını öngörüyor.

Raporda 2023 yılında bütçe açığının kısmen depremle ilgili harcamalardan dolayı artmasının ardından maliye politikasının daraltıcı olması beklendiği belirtildi.

Rapora göre Türkiye'de para politikası gerektiği gibi kısıtlayıcı hale geldi ve politika faizi Mayıs 2023'ten bu yana 4,150 baz puan yükseldi ancak enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi halinde daha fazla parasal ve mali sıkılaşma yapılması gerekebilir.

Independent Türkçe, Reuters



Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elektrikli otomobillerdeki şarj derdi tarihe mi karışıyor?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elektrikli araçların şarj edilmesi gerekiyor ve halka açık şarj cihazlarının sayısı, benzin pompalarıyla karşılaştırıldığında daha az, işlemi tamamlamak için de daha fazla zamana ihtiyaç duyuluyor.

Ancak The Automobile Association'ın yeni verileri, elektrikli araçların şarjının bitmesi ve arızalanma kaygılarının fazla büyütülmüş olabileceğini ortaya koyuyor.

Son istatistikler, 2024'te The Automobile Association'in aldığı yardım çağrılarından yalnızca yüzde 1,85'inin elektrikli araçların biten bataryalarıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Bu oran, geçen sene yüzde 2,26'ydı.

Her 5 sürücüden 2'si aracın şarjının biterek arızalanmasından endişelenirken, veriler bu durumun çok az sayıda sürücüyü etkilediğine işaret ediyor.

The Automobile Association, günde yaklaşık 8 bin arızaya müdahale ettiğini aktardı. Batarya bittiği için çağırıldıklarında asıl sorun, genellikle aracın şarj edilememesi oluyor.

Kurum, arızaların çoğunun lastikler veya 12 voltluk batarya sorunları gibi hem benzinli hem de elektrikli araçlarda ortak olan problemlerden kaynaklandığını belirtti.

2015'ten bu yana boş batarya yüzünden yaşanan arızalar azalıyor. O yılda yardım çağrılarının yüzde 8'i, tükenmiş batarya hücreleri yüzünden yapılmıştı.

O zamandan beri, daha fazla şarj cihazı ve daha iyi menzile sahip araçlar, sürücülerin düşük şarj nedeniyle arıza yaşamasını önlemeye yardımcı oluyor.

The Automobile Association, çağrıların yüzde 1'inin benzin ve dizelle çalışan araçların yakıtının bitmesinden kaynaklandığını ve zamanla düşük şarj yüzünden yapılan çağrıların da bu seviyeye ineceğini söyledi.

The Automobile Association'in başkanı Edmund King şöyle dedi:

The Automobile Association'in son sayıları, elektrikli araç arızalarının yüzde 2'sinden azının 'şarjın bitmesi' nedeniyle olduğunu gösteriyor, bu da menzil kaygısının geçmişte kalacağına işaret ediyor. 'Şarjın bitmesi' arızalarının çoğu, şarjın sıfıra inmesinden değil, ya şarjın azalması ya da araçların şarj kapaklarının takılması gibi teknik sorunlardan kaynaklanıyor. Son 8 yılda şarjı biten elektrikli araçların oranı yaklaşık yüzde 80 azaldı, bunun nedeni şarj cihazlarının sayısının ve güvenilirliğinin artması, müşterilere şarj sonrası daha iyi destek verilmesi, yeni elektrikli araçların menzilindeki gelişme ve sürücü eğitimi ve bilgilendirme sürecinin iyileşmesi.

Birleşik Krallık'ta artık neredeyse 1 milyon elektrikli araba şarj cihazı var; bu sayı, sürücülerin ihtiyaçlarına yetişmeyi desteklese de otomobil endüstrisi, hâlâ piyasaya daha fazla ve daha hızlı modeller sürmekte istekli.

Ancak Zapmap'e göre, şarj cihazlarının çoğu evlere yerleştirilmiş halde ve sadece 65 bini halka açık.

Her halükarda bozuk şarj cihazları ve yüksek ücretlerin, elektrikli araç sürücüleri için sıkıntı yarattığı sıkça bildiriliyor.

Özel şarj şirketleri, istediği ücretlendirmeyi yapabiliyor ve ücrete KDV eklemek zorunda kalıyor, bu da kilovat saatlik ücretlerde büyük farklara yol açabiliyor.

Elektrikli araç satın alanların çoğu, filo işleten şirketler ya da sokak dışında park yerleri olan, araçlarını düşük maliyetle, kendileri şarj edebilen ev sahipleri.

Otomobil endüstrisi, araçların kitlesel olarak benimsenmesi için halka açık ucuz şarj imkanlarına ihtiyaç duyulduğu uyarısını yapıyor.

Independent Türkçe