Çin'den nükleer enerjide devrim: Erimeye dayanıklı santral

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Çin'den nükleer enerjide devrim: Erimeye dayanıklı santral

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Çin, dünyadaki ilk erimeye dayanıklı nükleer güç santralini tanıtarak nükleer enerji alanında çığır açan ve dönüştürücü potansiyeli olan bir başarı elde etti.

Tsinghua Üniversitesi'ndeki araştırmacıların geliştirdiği nükleer santral, 10 yılı aşkın bir süre önce Japonya'daki Fukuşima nükleer santralinde yaşanan yıkıcı kazadan beri yakından takip edilen nükleer enerji güvenliğinde önemli bir atılıma işaret ediyor.

Nükleer santralleri ateşleyen nükleer fisyon, aşırı sıcaklık ürettiği için doğru şekilde yönetilmediğinde büyük riskler barındırıyor.

Geleneksel nükleer santraller bu sebeple erime riski taşıyor. Santrallerdeki soğutma sistemleri çökerse reaktörler aşırı ısınarak patlamalara ve tehlikeli radyasyonun açığa çıkmasına yol açabiliyor.

Yeni Çin santrali, erime riskini azaltmak için "çakıl yataklı reaktör" denen yenilikçi bir tasarım kullanıyor.

Soğutma için su kullanan çoğu reaktörün aksine çok daha yüksek sıcaklıklara dayanabilen helyum gazını kullanıyor.

Büyük yakıt çubukları yerine, uranyum yakıtı partikülleriyle dolu küçük, bilardo topu boyutunda grafit küreler kullanıyor. Alman şirketi SGL Group tarafından üretilen bu küreler ısıya son derece dayanıklı.

Reaktörde kullanılan malzemeler, erimeden çok yüksek sıcaklıklara, 950 °C'ye kadar karşı koyabiliyor.

Reaktörün tasarımı, soğutma sistemi arızalandığında bile tehlikeli seviyelere çıkacak kadar ısınmamasını sağlıyor. Helyum gazı ve grafit küreler ısıyı doğal bir şekilde dağıtıyor.

Reaktör, fazla ısındığında otomatik olarak nükleer tepkimeyi yavaşlatarak erime ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Fukuşima nükleer reaktörü 2011'de, soğutma sisteminin hem standart hem de yedek güç kaynağının bozularak erimeye yol açtığı nadir bir arızayla karşılaşmıştı.

Çakıl yataklı reaktörler, nükleer atık sorununu tamamen çözmese de yakıt tipi, atık imhası için birden fazla seçenek sunuyor. Çin'in nihai amacı harcanan nükleer yakıtı geri dönüştürerek atığı yok etmek veya önemli miktarda azaltmak.

Santralin 2016'dan beri geliştirilen ikiz reaktörlerinden her biri 105 megavatlık enerji üretebiliyor.

Nükleer güç, büyük ve güvenilir bir düşük karbonlu enerji kaynağı sunarak sera gazı salımını azaltmaya ve iklim kriziyle mücadeleye yardım ediyor. Fakat güvenlik hâlâ büyük bir endişe kaynağı.

Yeni Çin tasarımı, mevcut nükleer reaktörlere uygulanamıyor fakat gelecekteki güç santrallerini daha güvenli yapmak için bir yol haritası işlevi görebilir.

Bu yenilikçi nükleer santralin geliştirilmesi, Çin'in nükleer güç üretimini destekleyerek halihazırda ülkenin temel enerji kaynağı olan kömüre bağımlılığını azaltmak için daha geniş kapsamlı girişiminin bir parçası.

Independent Türkçe



Bitcoin’de yükseliş devam ediyor... 90 bin dolar seviyesine yaklaştı

Kripto para birimi Bitcoin'in fiziksel temsilleri (Reuters)
Kripto para birimi Bitcoin'in fiziksel temsilleri (Reuters)
TT

Bitcoin’de yükseliş devam ediyor... 90 bin dolar seviyesine yaklaştı

Kripto para birimi Bitcoin'in fiziksel temsilleri (Reuters)
Kripto para birimi Bitcoin'in fiziksel temsilleri (Reuters)

Dünyanın en popüler kripto para birimi Bitcoin (BTC), 90 bin dolara yaklaşarak yeni rekorlar kırmaya devam ederken, ABD doları da başlıca para birimleri karşısında son dört ayın en yüksek seviyesine çıktı.

Devam eden bu yükselişle birlikte Bitcoin 89 bin dolar sınırını aşarak kripto para piyasasının toplam değerini pandeminin başlangıcından bu yana en yüksek seviyelere taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'den aktardığına göre bazı analistler, potansiyel bir Donald Trump yönetiminin kripto para birimlerini destekleyeceği ve bunun da piyasadaki düzenleyici kısıtlamaların hafifletilmesine yardımcı olabileceği beklentisiyle Bitcoin'in bu yılın sonuna kadar 100 bin dolara ulaşmasını ve muhtemelen 2025'in sonuna kadar 150 bin doları aşmasını bekliyor.

Bu alana yoğun yatırım yapan şirketler arasında, Bitcoin'in umut vaat eden geleceğine olan derin inancını yansıtacak şekilde, kısa bir süre önce toplam değeri 2 milyar dolardan fazla olan 27 bin 200 Bitcoin daha satın aldığını duyuran MicroStrategy de yer alıyor.

Bu bağlamda, Onramp Bitcoin'in kurucu ortağı Jesse Myers, 11 Kasım'da X platformunda yaptığı paylaşımda, “Bitcoin'in neden yükselmeye devam ettiğini merak ediyorsanız... Evet, yeni yönetim son zamanlardaki yükselişte etkili oldu. Ancak esas mesele bu değil. Asıl olay, yarılanmanın üzerinden 6 ay geçmiş olması” ifadelerini kullandı.

Myers, nisan ayında blok ödüllerini 6,25 BTC'den 3,125 BTC'ye düşüren ve blok başına verimi azaltırken blok üretmeyi daha zor hale getiren ‘Bitcoin yarılanmasının’ etkisine işaret etti. Bu sürecin piyasada bir ‘arz şokuna’ neden olduğunu, çünkü mevcut fiyatlarla satışa sunulan miktarların artan talebi karşılamakta yetersiz kaldığını ve arz ve talebin yeniden dengelenmesini gerektirdiğini belirtti.

Bu yılın ocak ayında piyasaya sürülen Bitcoin borsa yatırım fonları (ETF'ler) da talep artışına katkıda bulundu. ABD’de listelenen Bitcoin ETF’leri 11 Kasım’da sadece bir günde yaklaşık 13 bin 940 BTC giriş gördü. Günlük çıkarılan BTC sayısı ise sadece 450. Myers bunu, Bitcoin'e olan talepteki eşi benzeri görülmemiş artışın açık bir yansıması olarak değerlendirdi.

Her dört yılda bir ‘balon’ oluşması fikri bazılarına garip gelse de Myers, 2012, 2016 ve 2020 yıllarında yaşanan yarılanmaların ardından bu olgunun gerçekleştiğini ve şimdi de aynı senaryonun tekrarlandığını vurgulayarak, Bitcoin fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini söyledi.

Diğer yandan On-chain analisti James Check, Bitcoin'in piyasa değerini altınınkiyle karşılaştırarak bu görüşü destekledi. Altın geçtiğimiz yıl piyasa değerine yaklaşık 6 trilyon dolar eklerken, piyasaya sürekli olarak büyük miktarlarda yeni ve geri dönüştürülmüş altın giriyor. Buna karşın, Bitcoin'in piyasa değeri sadece 1,6 trilyon dolar civarında ve sınırlı mevcudiyeti onu zor durumdaki yatırımcılar tarafından elde tutulan nadir bir emtia haline getiriyor.

Check, bu kıtlığın Bitcoin yatırımcılarının birikmiş deneyimleriyle birleştiğinde, Bitcoin'i gelecekte daha fazla yükseliş için olgunlaştırdığı sonucuna vardı.