Piyasayı tekelleştirmekle suçlanan Google'ın parçalanması ABD tarafından değerlendirilen bir seçenek

Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
TT

Piyasayı tekelleştirmekle suçlanan Google'ın parçalanması ABD tarafından değerlendirilen bir seçenek

Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)
Mountain View, Kaliforniya'daki Made by Google etkinliği sırasında şirketin genel merkezinin önündeki Google logosu (AFP)

Bloomberg, ABD Adalet Bakanlığı'nın, bir yargıcın teknoloji devinin çevrimiçi arama pazarını yasadışı olarak tekelleştirdiğine hükmetmesinden bir hafta sonra, Alphabet'in yan kuruluşu olan Google'ı parçalamak da dahil olmak üzere çeşitli seçenekleri değerlendirdiğini bildirdi. Kaliforniya merkezli şirketin hisseleri genişletilmiş işlemlerde yüzde 1,4 düştü.

Geçtiğimiz hafta verilen kararda, Google'ın antitröst yasasını ihlal ettiğine ve dünyanın varsayılan arama motoru olmak için yasadışı tekel oluşturmak amacıyla milyarlarca dolar harcadığına hükmedildi.

Karar, büyük teknoloji şirketlerinin pazar hakimiyeti karşısında federal yetkililer için ilk büyük zafer olarak görülüyor.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere dayandırılan haberde, Adalet Bakanlığı'nın diğer seçenekleri arasında Google'ı rakipleriyle veri paylaşmaya zorlamak ve yapay zekâ ürünlerinde haksız avantaj elde etmesini önleyecek tedbirler almak olduğu belirtildi. Haberde ayrıca, Android işletim sisteminden kurtulmanın Adalet Bakanlığı avukatları tarafından en çok tartışılan çözümlerden biri olduğu ifade edildi.

Habere göre yetkililer, Google'ın arama reklamcılığı programının olası satışını ve Chrome web tarayıcısının olası elden çıkarılmasını da değerlendiriyor. Federal antitröst kurumları geçtiğimiz dört yıl içinde Meta Platforms, Amazon ve Apple'a karşı, şirketlerin tekellerini yasadışı olarak sürdürdükleri iddiasıyla davalar açtı. Microsoft, Internet Explorer web tarayıcısını Windows kullanıcılarına zorla kullandırdığı iddiaları üzerine 2004 yılında Adalet Bakanlığı ile bir uzlaşmaya varmıştı.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal