Dünyanın en büyük paket servis sektöründe kuryeler neden sinir krizi geçiriyor?

Şirketlerin geliri artıyor, işçilerin kazançları eriyor

Bazı işçiler esnek çalışma saatleri nedeniyle işten memnun olduğunu söylerken, diğer kuryeler şartlardan şikayetçi (AFP)
Bazı işçiler esnek çalışma saatleri nedeniyle işten memnun olduğunu söylerken, diğer kuryeler şartlardan şikayetçi (AFP)
TT

Dünyanın en büyük paket servis sektöründe kuryeler neden sinir krizi geçiriyor?

Bazı işçiler esnek çalışma saatleri nedeniyle işten memnun olduğunu söylerken, diğer kuryeler şartlardan şikayetçi (AFP)
Bazı işçiler esnek çalışma saatleri nedeniyle işten memnun olduğunu söylerken, diğer kuryeler şartlardan şikayetçi (AFP)

Dünyanın en büyük paket servis sektörüne sahip Çin'de kuryeler ağır çalışma koşulları nedeniyle sinir krizi geçiriyor. 

Çin'de TikTok'un muadili olarak kullanılan Douyin'de yayımlanan bir videoda, paketini teslim etmek isterken polis çevirmesine takılan kuryenin, diz çöküp polisten özür dilediği görülüyor. 

Platformdaki başka bir videodaysa uygulama üzerinden kötü yorum alan bir kurye, öfke nöbeti geçirerek telefonunu parçalıyor. 

Çin'in 200 milyar dolarlık paket servis sektörü, gelir ve sipariş hacmi bakımından dünyanın en büyüğü konumunda. Uzmanlar, sektörün değerinin 2030'da 280 milyar doları bulabileceğine dikkat çekiyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, pandemi döneminde sektörün en az iki kat büyüdüğünü aktarıyor. Önceden sağlam bir gelir kapısı olarak görülen paket servis sektörünün, ekonomideki kötü gidişattan etkilendiği belirtiliyor.

Hong Kong Politeknik Üniversitesi'nden Jenny Chan, kuryelerin çalışma koşullarının gittikçe kötüleştiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Uzun saatler boyunca çalışıyorlar, gerçekten stres altındalar. Dağıtım platformları maliyeti düşük tutmak zorunda olduğundan bu baskı sürecek.

Chan, gelir sıkıntısı nedeniyle insanların ucuz yemek siparişine yöneldiğini, bunun da komisyonla geçinen kuryelerin gelirlerini azalttığını belirtiyor. Dolayısıyla işçiler kazançlarını korumak için daha uzun saatler çalışmak durumunda kalıyor. 

Çin'deki devasa yemek sipariş sektörünün belkemiğini yaklaşık 12 milyon kurye oluşturuyor. Bunların bir kısmı, milyarder iş insanı Jack Ma'nın kurduğu teknoloji devi Alibaba'nın Ele.me uygulamasına bağlı çalışıyor. Sektörün ikinci büyük ismiyse Çinli iş insanı Wang Şing'e ait Meituan. 

Her iki şirketin de gelirleri artarken, moto kuryelerin kazançları eridi. Çin Renmin Üniversitesi'ne bağlı Çin Yeni İstihdam Araştırma Merkezi'nin verilerine göre kuryeler geçen yıl ayda ortalama 6 bin 803 Yuan (yaklaşık 32 bin 800 TL) kazanıyordu. Bu rakam, 5 yıl öncesine göre ayda neredeyse 1000 Yuan (yaklaşık 4 bin 800 TL) daha az.

Independent Türkçe, CNN, Business Insider



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe