Bitcoin hackerı, FBI'ın kokusunu almış

Piyasaları sarsan olayın detayları ortaya çıktı

SEC'nin kararından sonra Bitcoin EFT'si için Blackrock ve VanEck gibi dev yatırım firmaları komisyona başvuru yapmıştı (Unsplash)
SEC'nin kararından sonra Bitcoin EFT'si için Blackrock ve VanEck gibi dev yatırım firmaları komisyona başvuru yapmıştı (Unsplash)
TT

Bitcoin hackerı, FBI'ın kokusunu almış

SEC'nin kararından sonra Bitcoin EFT'si için Blackrock ve VanEck gibi dev yatırım firmaları komisyona başvuru yapmıştı (Unsplash)
SEC'nin kararından sonra Bitcoin EFT'si için Blackrock ve VanEck gibi dev yatırım firmaları komisyona başvuru yapmıştı (Unsplash)

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) X hesabını hacklemekle suçlanan kişi FBI baskınıyla yakalandı. 

Eric Council Jr., 9 Ocak'ta SEC'nin X hesabını ekleyip, komisyonun spot Bitcoin Borsa Yatırım Fonu (ETF) başvurularını onayladığını belirten bir gönderi paylaşmıştı.

Bunun ardından Bitcoin'in değeri aniden 1000 dolar yükselmiş, SEC ise paylaşımın kendilerine ait olmadığını açıklayarak soruşturma başlatıldığını bildirmişti. Bunun ardından Bitcoin'in değeri 2 bin dolar düşmüştü. 

Gönderiyi silen SEC, ertesi gün 10 Ocak'ta spot Bitcoin ETF hisselerinin listelenmesi ve alım satımının onaylandığını duyurmuştu. 

Olay nedeniyle SEC tepki toplarken, teknoloji milyarderi Elon Musk'ın Kasım 2022'de platformu satın almasının ardından X'teki potansiyel güvenlik açıklarına dair endişeler tekrar dile getirilmişti.  

Alabama Bölge Mahkemesi'nden perşembe günü yapılan açıklamada, FBI'ın düzenlediği baskında 25 yaşındaki şüphelinin yakalandığı duyuruldu. Aynı gün yapılan duruşmada, kefaletle salıverilme talebi reddedilen Council Jr.'ın tutuklandığı aktarıldı. 

İddianameye göre sosyal medyada "Ronin", "Easymunny" ve "AGiantSchnauzer" gibi takma adlar kullanan Council Jr., SEC'nin X hesabını "SIM kart takası" diye adlandırılan bir yöntemle hackledi. Bu metod sayesinde bilgisayar korsanları, bir kişinin SIM kartının içindeki bilgileri ele geçirip kullanabiliyor. 

Savcılar, kimlikleri açıklanmayan bazı kişilerin, SEC'nin hesabını hacklemesi için Council Jr.'a Bitcoin'le ödeme yaptığını da savunuyor.

Council Jr.'ın internette "SIM kart takası", "SECGOV hack" ve "FBI soruşturması altında olduğumu nasıl anlarım?" ifadelerini kullanarak arama yaptığı belirtiliyor. 

SEC, FBI'ın operasyonundan memnuniyet duyduğunu bildirdi. Council Jr. hakkındaki bir sonraki duruşma salı günü düzenlenecek.

Independent Türkçe, Reuters, BBC



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe