Er-Rumeyyan: Geleceğe Yatırım Girişimi 7 yılda 125 milyar dolarlık anlaşmaya tanık oldu

Kral Selman bin Abdulaziz’in himayesi altında Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın sekizincisi düzenleniyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)
TT

Er-Rumeyyan: Geleceğe Yatırım Girişimi 7 yılda 125 milyar dolarlık anlaşmaya tanık oldu

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın sekizincisi, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in himayesinde bugün Riyad'da başladı. Dünya liderlerinin, CEO'ların ve karar alıcıların bir araya geldiği konferansta, sınırların olmadığı ve bağlantılı bir dünyada gezegenin en büyük sorunlarını ele almaya yönelik stratejiler üzerine konuşuluyor.

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, “Geleceğe Yatırım Girişimi, 2017'deki lansmanından bu yana 125 milyar dolardan fazla değere sahip anlaşmanın imzalanmasına vesile olarak, yatırım dünyasında dönüştürücü bir güç haline geldi” dedi.

Er-Rumeyyan, bu yıl sekizincisi düzenlenen konferansın 7 binden fazla katılımcıyı ve 600 uluslararası konuşmacıyı bir araya getirerek en önemli küresel zorluklara ve yatırım fırsatlarına ışık tutacağını belirtti.

Er-Rumeyyan, “Bugün, yenilikçi çözümler gerektiren birbirine bağlı küresel zorluklarla karşı karşıyayız. Bu yılki konferansta, yükselen hayat pahalılığı ve sağlık alanındaki eşitsizlikler gibi sınırların ötesine yayılan acil sorunlar vurgulanıyor. Bununla birlikte, bu zorluklar ilerleme için çeşitli yollar açıyor. Bu yılki konferansın teması da (Sonsuz ufuk: Yarını şekillendirmek için bugüne yatırım yapmak) bununla ilgili” ifadelerini kullandı.

Er-Rumeyyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün olasılıklarla dolu yeni bir çağın eşiğinde bulunuyoruz. Bu çağ sadece ekonomilerimize değil, tüm insanlığın geleceğine yatırım yapmamızı gerektiriyor. Bu da amaçlı yatırımın, küresel zorlukları ele alan, yeniliği teşvik eden, olumlu ve kalıcı bir etki yaratan sürdürülebilir, uzun vadeli yatırımların özüdür.”

Gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin 2030 yılında gelişmiş piyasaları geride bırakacağı öngörüsünde bulunan er-Rumeyyan, küresel ekonomiyi yönlendirecek alanlarda stratejik yatırımlara duyulan ihtiyacı vurguladı.

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nda konuşan er-Rumeyyan'ı gösteren bir ekran (Şarku’l Avsat)Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nda konuşan er-Rumeyyan'ı gösteren bir ekran (Şarku’l Avsat)

Finansal getirilerin önemi ne kadar yüksek olsa da toplum ve çevre üzerinde olumlu etkisi olan yatırımların en sürdürülebilir yatırımlar olduğunu belirten er-Rumeyyan, gelişmekte olan piyasaların bunun en iyi örneği olduğunu söyledi. “Uzun vadeli yatırımlar, kazançlı getiriler sağlama ve sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme kabiliyetlerini kanıtlamıştır” diyen er-Rumeyyan, dünyanın halen kullanılmamış potansiyel bakımından zengin olduğunu ifade etti.

Suudi Arabistan'ın, eşsiz kaynakları ve stratejik konumu sayesinde amaca yönelik yatırımların yönlendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğuna dikkat çeken er-Rumeyyan, bu faktörün hayati önem taşıyan alanlara yatırım yapılmasını mümkün kıldığını kaydetti.

Enerji sektörünün amaca yönelik yatırım gerektiren en önemli sektörlerden biri olduğunu belirten er-Rumeyyan, enerji sektörünün düşük karbon ekonomisine geçişi, uzun vadeli yatırımları ve kamu ile özel sektör arasında yakın iş birliğini gerektirdiğini belirtti. Er-Rumeyyan'a göre Suudi Arabistan, mevcut enerji ihtiyaçları ile gelecek nesiller için sürdürülebilir gelecek inşa etmek arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Örneğin, büyük enerji şirketleri 2017'den bu yana düşük karbon teknolojilerine 65 milyar dolardan fazla yatırım yaptı.

Er-Rumeyyan, “Enerjinin ekonominin motoru rolünün ötesine geçerek gelecek nesiller için ilerleme ve refahın itici gücü haline gelmesini arzu ediyoruz” ifadesini kullandı.

Er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın sekizincisinin, zorlukları fırsatlara dönüştürmek, küresel ekonomi ve tüm insanlık adına parlak bir gelecek inşa etmek için bulunmaz fırsat olduğunu belirtti. Amaca yönelik yatırım ve uluslararası iş birliği yoluyla sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılabileceğini dile getiren er-Rumeyyan, böylece gelecek nesiller için daha iyi bir dünya inşa edilebileceğini söyledi.

Diğer yandan Geleceğe Yatırım Girişimi CEO'su Richard Attias konuşmasında, “Bir dönüm noktasındayız ve seçimlerimiz çağı belirleyecek. Ortak çabalarımız daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir dünya yaratacak” ifadelerini kullandı.

Geleceğe Yatırım Girişimi CEO'su Richard Attias, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)Geleceğe Yatırım Girişimi CEO'su Richard Attias, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın açılış oturumunda konuştu. (Şarku’l Avsat)

Attias, “Gelecek, ufkun ötesini hayal etmeye cesaret edenlere ait olacaktır. Hepinizi, dünyayı olduğu gibi değil, olması gerektiği gibi gören değişim liderleri olmaya çağırıyorum. Gelecek vizyonunun özü budur: Sınırlara meydan okumak ve bilinmeyene doğru sıçramak” şeklinde konuştu.

Attias ayrıca, Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı CEO'luğundan ayrıldığını açıkladı.

Üç gün sürecek Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı, ‘Sonsuz ufuk: Yarını şekillendirmek için bugüne yatırım yapmak’ temasıyla düzenleniyor.

Attias, “Sonsuz Ufuk sadece bir slogan değil, kolektif vizyonumuzu genişletmek ve geleceğin sınırsızlığını kucaklamak için bir çağrıdır. Bu tema, yatırımın sınır tanımadığı bir geleceğe götüren konuşmalara öncülük etme ve herkes için daha iyi bir yarın konusunda çalışma taahhüdümüzü somutlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Konferans salonlarından biri (Şarku’l Avsat)Konferans salonlarından biri (Şarku’l Avsat)

Bu yıl sekizincisi düzenlenen konferansta küresel zorluklarla yüzleşmek ve bunları ele almak için yeni stratejiler, Afrika'nın küresel ekonomideki rolü, kadınların liderlik pozisyonlarındaki rolü, iç yapılar ve yatırımların pratik yönleri üzerinde duruluyor.

Konferans katılımcıları (Şarku’l Avsat)Konferans katılımcıları (Şarku’l Avsat)

Bu yıl sekizincisi düzenlenen konferansa 6 binden fazla konuğun katılması ve 500 konuşmacının içinde bulunduğumuz döneme ilişkin çeşitli konularda 200'den fazla oturum gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu oturumlarda yapay zekâ, inovasyon, sağlık ve jeopolitik gibi konuların yanı sıra ekonomik istikrar, adil kalkınma ve iklim değişikliği ile mücadele konularının ele alınacak.

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu

Aynı zamanda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu yöneticisi olan er-Rumeyyan, ‘Jeopolitik Ekonomi’ başlıklı ilk oturumda yaptığı konuşmada, Suudi ekonomisinin dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğunu ve fonun öncelikli odağının yerel olmaya devam ettiğini söyledi.

Konferans salonlarından biri (Şarku’l Avsat) Konferans salonlarından biri (Şarku’l Avsat)

Er-Rumeyyan, “Küresel yatırımlar eskiden tüm yatırımların yüzde 2'sini oluşturuyordu. Daha sonra bu oran yüzde 30'a çıktı. Biz Suudi Arabistan’a yatırım yapmaya odaklanarak bu oranı yüzde 18-20'ye düşürmeyi hedefliyoruz. Şu anda yönetimimiz altında 930 milyar dolarlık varlık var ve yabancı varlıkların payı yüzde 30” dedi.

Fonun ‘büyük şirketlerle birçok cesur yatırım ortaklığı kurduğunu ve yatırımlarının kullanımında bir paradigma değişikliği olduğunu’ vurgulayan er-Rumeyyan sözlerini şöyle sürdürdü:

“2015'ten bu yana 92 yeni şirket kurduğumuz yerel ekonomiye odaklandık ve o zamandan bu yana önemli başarılar elde ettik. Suudi Arabistan sadece bölgesel değil, küresel bir yapay zekâ merkezi olmak için iyi bir konuma sahip. Sadece fosil değil, yenilenebilir enerji de dahil olmak üzere düşük enerji maliyetinden büyük fayda var.”

Er-Rumeyyan, büyük enerji oyuncularının 2017'den beri düşük karbon teknolojilerine 65 milyar dolardan fazla yatırım yaptığını ve bunun sadece bir başlangıç olduğunu söyledi.

BlackRock

BlackRock Yönetim Kurulu Başkanı Larry Fink, yükselen faiz oranlarının toplumun birçok yaşlı kesimini desteklemeye yardımcı olduğunu, dünya genelinde yaşlı tasarruf sahiplerinin yükselen faiz oranlarından güçlü bir şekilde faydalandığını söyledi.

“Faiz oranlarının pek çok kişinin umduğu seviyelere düştüğünü görmeyeceğiz” diyen Fink, ‘daha fazla sermayenin altyapı ve teknolojiye yönlendirilmesi gerektiğini’ vurguladı.

Fink, “Doğru fırsatları bekleyen 9 trilyon dolarlık özel sermaye parası var” dedi.



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.