ABD'nin büyük şirketleri "woke karşıtı" dönüşüme hız verdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ABD'nin büyük şirketleri "woke karşıtı" dönüşüme hız verdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

McDonald's pazartesi günü çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) çalışmalarının bazı alanlarından vazgeçtiğini duyurarak bu tür programlardan uzaklaşan büyük şirketlerden en yenisi oldu. Bu dönüşüm, gelecek Trump yönetiminde daha da belirginleşecek içtihat değişiklikleri ve "woke" gayelere karşı kültürel bir tepkiyle birlikte gerçekleşiyor.

Yöneticiler, çalışanlara gönderdikleri açık mektupta kapsayıcılığa hâlâ bağlı olduklarını ama fast-food devinin üst düzey liderlik için belirli çeşitlilik hedeflerini kaldıracağını ve tedarikçilerini, azınlık gruplarından liderlerini artırmaya teşvik eden bir programı sonlandıracağını yazdı.

McDonald's, diğer unsurların yanı sıra 2023'te ABD Yüksek Mahkemesi'nin üniversiteye girişlerde ırk bilincine dayalı pozitif ayrımcılık uygulamasını iptal eden kararının ardından "değişen yasal koşulları" da gerekçe gösterdi.

Başka şirketler de benzer bir yol izlemişti.

Kasımda muhafazakar aktivist Robby Starbuck'ın öncülüğünde olası bir Kara Cuma boykotuyla karşı karşıya kalan Walmart, ırk eşitliği odaklı eğitimler ve ırkçılık karşıtı sivil toplum kuruluşlarına ayırdığı fonları azaltacağını açıklamıştı. Şirket Onur Yürüyüşü etkinliklerine sağladığı finansmanı da yeniden değerlendireceğine ve İnsan Hakları Konseyi LGBT+ Kurumsal Eşitlik Endeksi anketine katılımını sonlandıracağını açıklamıştı.

Geçen sene John Deere, "sosyal veya kültürel farkındalık" etkinliklerine ve denetim eğitimi materyallerine sponsor olmayı bırakacağını duyurmuş ve "çeşitlilik kotaları ve toplumsal cinsiyet duyarlılığına ilişkin zamir beyanınlarının (Toplumsal cinsiyet duyarlılığı nedeniyle "cinsiyetsiz zamir" kullanma hassasiyetine gönderme yapılıyor. -ed.n.) hiçbir zaman şirket politikasında yer almadığı konusunda ısrar etmişti.

Öte yandan motosiklet üreticisi Harley-Davidson da ağustosta çeşitlilikle ilgili harcama hedeflerinden ve kurumsal kapsayıcılık seviyelerinin dışarıdan denetlenmesinden vazgeçmişti.
George Floyd protestolarının ardından işe alımlarda 2020 sonrasında kısa süreliğine yaşanan çeşitlilik artışının sona erdiğini savunan gözlemciler, benzer bir eğilimin şirket yönetim kurullarında da yaşandığını söylüyor.

Reuters, ABD'nin en büyük 3 bin halka açık şirketindeki siyah yöneticilerin sayısının iki yıl önceki yüzde 26 oranından yüzde 12'ye düştüğünü bildiriyor.

Şirketler, pozitif ayrımcılık sonrası dünyaya ayak uydurmakla birlikte yükselen sağdan gelecek kamusal veya siyasi tepkiden de korkuyor olabilir.

Bud Light, 2023'te trans fenomen Dylan Mulvaney'yle işbirliği yaptığı için çok fazla tepki almıştı.

"Woke karşıtı" dönem, yeni Trump yönetimiyle devam edecek gibi görünüyor.

Trump, 2024 kampanyası sırasında çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık çalışmaları yapan okullara ceza keseceğini ve el konulan fonları çeşitlilik politikalarının "mağdurları" için tazminat olarak kullanacağını öne sürmüştü.

Göreve geldikten sonra da ABD ordusunu denetlemek üzere "woke karşıtı" bir görev gücü kuracağını iddia etmişti.

Independent Türkçe



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal