İsveç’te fırlayan gıda fiyatlarına karşı boykot: Kaybedecek bir şeyimiz yok

Fırlayan gıda fiyatları İsveçlilerin tepkisini çekiyor (AFP)
Fırlayan gıda fiyatları İsveçlilerin tepkisini çekiyor (AFP)
TT

İsveç’te fırlayan gıda fiyatlarına karşı boykot: Kaybedecek bir şeyimiz yok

Fırlayan gıda fiyatları İsveçlilerin tepkisini çekiyor (AFP)
Fırlayan gıda fiyatları İsveçlilerin tepkisini çekiyor (AFP)

İsveçliler, artan gıda fiyatlarına karşı sosyal medyadan örgütlenerek boykot düzenliyor.

Şubatta gıda fiyatlarında son iki yılın en büyük artışının yaşanmasıyla İsveç genelinde binlerce kişi, geçen pazartesi süpermarketlere karşı boykot başlattı.

7 gün süren boykotta vatandaşlar, Willys, Lidl, Hemköp ve Coop gibi büyük zincir marketlerden alışveriş yapmadı.

Aktvistlerin sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verildi:

Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ama kazanacak çok şeyimiz var. Gıda devleri ve büyük üreticiler bizim sırtımızdan milyarlarca dolar kâr ederken gıda fiyatları uçtu gitti.

Ürün takip sitesi Matpriskollen'e göre geçen ay tüm gıdalar arasında fiyatı en çok artan yüzde 9,2’yle çikolata ürünleri oldu. Yemeklik yağ fiyatları yüzde 7,2, peynir fiyatları yüzde 6,4, süt ve kremaysa yüzde 5,4 oranında arttı.

İsveç’te bir ailenin yıllık gıda maliyeti Ocak 2022’den bu yana 30 bin kron (yaklaşık 114 bin TL) kadar arttı. Bir paket kahvenin sembolik eşik olan 100 krona (yaklaşık 380 TL) ulaşması da bekleniyor. İsveç İstatistik Kurumu’na göre bu, geçen yılın başından bu yana dörtte birden fazla bir artışa denk geliyor.

Boykota katılanlar fiyatların, birkaç süpermarket ve büyük üreticinin piyasada hakimiyet kurup rekabeti imkansız hale getirmesinden kaynaklandığını söylüyor. Dev firmalarsa savaş, jeopolitik krizler, emtia fiyatlarındaki yükseliş ve iklim krizi gibi nedenlerden ötürü fiyatların arttığını savunuyor.

Boykotun önde gelen isimlerinden aktivist öğrenci Filippa Lind, bunun bir dayanışma eylemi olduğunu belirterek hükümete çağrıda bulundu:

Politikacıların devreye girip firmalar arasındaki rekabet eksikliği nedeniyle yüksek fiyatlara yol açan bu oligopolü kırması gerekiyor.

Eylemciler, İsveç’te pazar payının yaklaşık üçte birine sahip olan market perakendecisi Ica ve süt ürünleri üreticisi Arla'yı üç hafta boyunca boykot ederek protestoyu sürdürmeyi planlıyor. Bundan sonra boykot listesine daha fazla şirket ekleyeceklerini de söylüyorlar.

Özellikle TikTok ve Instagram’daki viral paylaşımlarla gündem olan boykot, siyasetçiler arasında da tartışma yarattı.

Sosyal Demokrat Mikael Damberg, salı günü parlamentoda yaptığı konuşmada, merkez sağdaki Ilımlı Birlik Partisi liderliğindeki koalisyon hükümetini eleştirdi:

Bugün İsveç'te sıradan aileler günlük yaşamlarını sürdürebilmek için tasarruf hesaplarını boşaltıyor ve borç para alıyor.

Buna cevaben Maliye Bakanı Elisabeth Svantesson, hükümetin göreve geldiği 2022’den beri enflasyonun düştüğünü ve yüzde 10 civarında olduğunu söyledi. Ocak ayında yüzde 0,6 olan enflasyon oranı, şubatta yüzde 1,3’e çıktı. Svantesson, buna rağmen gıda ürünlerinin fiyatının yüksek olduğunu kabul etti.

Kırsal İşler ve Altyapı Bakanı Peter Kullgren de İsveç’te yerli gıda üretimini artıracak ve rekabeti genişletecek bir paket üzerinde çalıştıklarını belirtirken, boykotları haklı bulmadığını söyledi.

Independent Türkçe, Guardian, Local Sweden



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”