Küresel nüfuz mücadelesi olarak limanların kontrolü

Ticaret limanlarında uluslararası hakimiyet arayışları sürerken tedarik zincirleri ekonomik şoklarla karşı karşıya

Küresel ticaretin hacim olarak yüzde 80'inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşiyor (Reuters)
Küresel ticaretin hacim olarak yüzde 80'inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşiyor (Reuters)
TT

Küresel nüfuz mücadelesi olarak limanların kontrolü

Küresel ticaretin hacim olarak yüzde 80'inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşiyor (Reuters)
Küresel ticaretin hacim olarak yüzde 80'inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşiyor (Reuters)

Muhammed el-Cedai

Deniz taşımacılığının hiç durmadığı bir dünyada ve tedarik zincirlerinin Şanghay'dan Rotterdam'a, Dubai'den Lagos'a uzanan bir sinir ağına dönüştüğü bir dönemde limanların kontrol edilmesi Asya'dan Afrika'ya, Körfez'den Avrupa'ya 21. yüzyılın en hararetli lojistik ve stratejik hakimiyet alanlarından biri olarak ortaya çıkıyor. Körfez'den Avrupa'ya büyük güçler, silahlanma yarışları ya da enerji kaynaklarının kontrolü kadar önemli olan bu yarışta, limanları kontrol etmek için birbirleriyle rekabet ediyor. Bu limanlar artık ticari mallar için sadece geçiş kapıları değil, jeopolitik ve ekonomik nüfuz oyununda stratejik araçlar ve küresel ekonomiyi hareket ettiren ve güç haritalarını yeniden çizen stratejik sinir merkezleri haline geldi.

Rakamlarla limanlar ve kontrol haritası

Uluslararası Denizcilik Çalışmaları ve Araştırmaları (IMSAR) tarafından hazırlanan 2024 raporuna göre küresel ticaretin yüzde 80'inden fazlası deniz yoluyla gerçekleşiyor. Bu ticaret dünya genelinde 940'tan fazla büyük limanda gerçekleştiriliyor. Peki, bu geçiş noktalarını gerçekte kim kontrol ediyor?

Dünyanın en iyi 10 liman yönetimi şirketi

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı hbaere göre dünyanın en iyi liman yönetimi şirketleri arasında, China Merchants Port ve COSCO Shipping Ports öne çıkıyor. China Merchants Port, dünyanın dört bir yanında yaklaşık 50 limanı işletirken, COSCO Shipping Ports 37'den fazla limanı işletiyor.

Belçika'daki Antwerp Limanı gibi büyük limanları işleten Singapur merkezli PSA International ve Afrika, Avrupa ve ABD’de 70'ten fazla liman işleten Maersk Group'a ait IBM Terminals gibi büyük şirketler önemli bir rol oynuyor. Bu güçlü varlığa rağmen Asya, özellikle de Çin, küresel liman işletmeciliği alanına hakim. Dünya Denizcilik Konseyi'nin 2023 sıralamasına göre Çin, konteyner hacmine göre dünyanın en büyük 10 limanından 7'sini tek başına kontrol ediyor. Bu hakimiyet Çin'in ekonomik ve lojistik gücünü yansıtırken, Çinli olmayan şirketler devasa yatırımlarla desteklenen genişlemeye ayak uydurmakta zorluklarla karşılaşıyor.

Faaliyet hacmi bakımından dünyanın en büyük limanları

Bu limanları kimlerin işlettiğine geçmeden önce, uluslararası ticaret ağındaki kilit düğümleri oluşturan en önemli küresel limanları vurgulamak önem arz ediyor.

Şanghay Limanı (Çin): 2023 yılında 49,2 milyon konteynerlik kapasitesiyle dünyanın en büyük limanı.

Singapur Limanı: 39,01 milyon konteyner kapasiteli, küresel bir aktarma merkezi.

Ningbo-Zhoushan Limanı (Çin): 33,3 milyon konteyner kapasiteli.

Rotterdam Limanı (Hollanda): 14,3 milyon konteynerlik kapasitesiyle Avrupa'nın en büyük limanı.

Cebel Ali Limanı (Dubai): 14,1 milyon konteynerlik kapasitesiyle Ortadoğu'nun en büyük limanı.

Tüm bu rakamlar sadece deniz taşımacılığının hacmini değil, aynı zamanda nüfuzun niteliğini de yansıtıyor. Daha fazla liman işleten ülke deniz ticaretinde nüfuz sahibi olurken, ticaret akışlarını ve hatta dev şirketlerin kararlarını etkileyebiliyor.

Büyük aktörler: Dünya limanlarını kim veya kimler yönetiyor?

Denizcilik danışmanlık Şirketi Drewry 2024 raporuna göre son veriler, yedi büyük şirketin küresel liman trafiğinin yüzde 40'ından fazlasını kontrol ettiğine işaret ediyor. İşte o yedi büyük şirket:

DP World Birleşik Arap Emirlikleri (BAE): Şirket 40'tan fazla ülkede 78 limanı işletiyor.

APM Terminals Danimarka: Şirket Afrika, Avrupa ve ABD’de 70'ten fazla limanı işletiyor.

Hutchison Ports (Hong Kong): Şirket 26 ülkede 52'den fazla limanı işletiyor.

China Merchants Port Holding (Çin): Şirket Asya, Afrika ve Avrupa'daki limanlar da dahil olmak üzere dünya genelinde yaklaşık 50 limanı işletiyor.

PSA Singapur: Şirket, Singapur’un yanında Asya ve Avrupa’da 40 limanı işletiyor.

Terminals Investments Limited (İsviçre): Şirket, 29 ülkede yaklaşık 40 limanı işletiyor.

COSCO Xinping Ports (Çin): Şirket, Pire (Yunanistan) ve Hamburg (Almanya) gibi limanlar da dahil olmak üzere 37'den fazla limanı işletiyor.

Liste, özellikle dünya genelinde çok sayıda limana sahip olan ve bunları işleten Çin'in denizcilik alanındaki nüfuzunu güçlendirme stratejisini yansıtan açık bir Asya hakimiyetinin de göstergesidir.

Çin ve yeni denizcilik imparatorluğu

Çin, Deniz İpek Yolu'nu yeniden canlandıran ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimi aracılığıyla denizcilik alanında iddialı bir nüfuz elde etme stratejisine öncülük ediyor. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) 2024 raporuna göre Pekin, Pakistan'dan Yunanistan'a ve Sri Lanka'dan Nijerya'ya uzanan limanların geliştirilmesi ve yönetilmesi için 200 milyar dolardan fazla yatırım yaptı ve 60'tan fazla ülkede yaklaşık 100 limana sahip olarak ya da kontrol ederek lojistik ve siyasi nüfuzunu arttırdı.

Önemli örnekler

Çin’in denizcilik alanında artan bu nüfuzunun ticari kolu olan COSCO, Yunanistan'daki Pire, Cibuti'deki Doraleh ve Pakistan'daki Gvadr gibi stratejik öneme sahip limanları işletiyor. Bu nüfus, Asya ile sınırlı kalmayıp Avrupa (Almanya'daki Hamburg limanı) ve Afrika'ya kadar uzanıyor. Ancak Çin, ‘borç tuzağı’ endişeleri gibi zorluklarla karşı karşıya. Sri Lanka gibi ülkelerde olduğu gibi, kredilerin geri ödenmesinde yaşanan güçlükler Hambantota Limanı’nın Çin'e devredilmesinin önünü açtı.

Batı’nın eski hegemonyası zayıflıyor

Öte yandan Avrupa ve ABD tarihi olarak denizcilik ağlarına dünyanın en büyük ikinci denizcilik şirketi olan Danimarkalı Maersk, filo bakımından dünyanın en büyüğü olan İsviçreli MSC ve Batı Afrika ve Karayipler'deki limanların sahibi ve işletmecisi olan Fransız CMACGM gibi büyük şirketler aracılığıyla hakim olmuştu. Bu şirketler Batı Afrika ve Karayipler'deki limanların sahibi ve işletmecisidir, ancak Çinli şirketlerin yükselişi ve Batılı şirketlerin denizcilik altyapısına yaptıkları yatırımların çevre düzenlemeleri ya da fizibilite hesapları nedeniyle azalmasıyla bu hâkimiyet giderek zayıflıyor.

ABD ve Avrupa bu konunun ciddiyetinin geç de olsa farkına vardı. Çin, satın almalarla nüfuzu için üsler kurarken Washington, başka meselelerle meşguldü.

Ancak son yıllarda Avrupa merkezli Denizcilik Marshall Fonu, Çin'e bağımlılığı azaltmak için Doğu Avrupa’daki limanları desteklemeye başlarken ABD, Körfez ve Afrika Boynuzu’ndaki limanları aracılığıyla güvenlik ve lojistik ortaklıkları için baskı yapıyor.

Ortadoğu stratejik bir konumda

BAE, limanlarının geliştirilmesi için büyük yatırımlar yaptı. Cebel Ali Limanı (14,1 milyon konteyner kapasiteli), İngiltere'deki London Gateway ve Afrika'daki çok sayıda limanı yöneterek dünyanın en büyük beş liman yönetim şirketinden biri haline gelen DP World aracılığıyla bu alanda kendini kanıtladı.

Suudi Arabistan, Kral Abdullah Limanı'nı bölgesel bir lojistik merkezi haline getirme planı çerçevesinde ‘Mawani’ adlı şirketi kurdu ve büyük limanlarının yönetimini özelleştirmeye başladı ve ‘Suudi Arabistan 2030 Vizyonu’ kapsamında Dammam'daki Kral Abdulaziz Limanı ile Cidde İslam Limanı'na yaptığı yatırımları iki katına çıkardı.

Katar, Hamad Limanı'nı yılda 7,5 milyon konteyner kapasitesiyle bölgenin en gelişmiş limanlarından biri haline getirmek için 7,4 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Q Terminals Şirketi aracılığıyla Türkiye ve Umman'a kadar çalışmalarını genişleten Katar, Afrika pazarına da girmeye başladı.

Kuveyt, İpek Şehri projesi ve ‘Kuveyt 2035 Vizyonu’ kapsamında stratejik bir kart olarak Bubiyan Adası'ndaki Mubarek el-Kebir Limanı'na sahip. 2025 yılı başlarında yüzde 75'i tamamlanan ilk aşama, yılda 3,6 milyondan fazla konteyner kapasitesine ulaşmayı hedefliyor.

Abu Dabi ise yılda 7,5 milyon konteyner kapasiteli Halifa Limanı’nı geliştirdi. Bu liman, Cebel Ali Limanı’nın BAE’nin stratejisindeki rolünü tamamlıyor. Umman, Çin ile iş birliği içinde Duqm Limanı'na yatırım yapıyor. Çin ve Umman yatırımlarıyla bir lojistik merkezi haline gelecek olan bu iddialı proje, Çin'in Bir Kuşak, Bir Yol girişiminin bir parçasıdır.

Afrika ihmal edilen derinlik geri dönüyor

Öte yandan Afrika kıtası, 30 bin kilometrelik kıyı şeridine ve 300'den fazla ticari limana sahip olmasına rağmen fırsatlar ve çatışmalar bölgesi olarak kalmaya devam ediyor. Yoğun rekabetin yaşandığı bir arena haline gelmesine rağmen son yıllara kadar denizcilik alanında yeterli yatırımı alamadı. Ancak günümüzde artan küresel rekabetle birlikte yabancı şirketler, yılda 3,3 milyondan fazla konteyner barındıran ve kıtanın en büyük limanı olan Durban Limanı (Güney Afrika), Uganda, Ruanda ve Güney Sudan'a hizmet veren ve Doğu Afrika'ya açılan kapı olan Mombasa Limanı (Kenya) ve Çin ve Fransa’nın yatırımları sayesinde Batı Afrika'da bir merkez üssü haline gelen Lomé Limanı (Togo) gibi limanlara yatırım yapmak için birbirleriyle yarışmaya başladı.

Çin, China Merchants Port gibi şirketler aracılığıyla önemli lojistik merkezlerini kontrol ediyor ve özellikle Nijerya, Kenya, Angola ve Tanzanya'dakiler başta olmak üzere Afrika kıtasındaki limanlara büyük yatırımlar gerçekleştiriyor. Avrupa ise Senegal ve Angola gibi ülkelerle güvenlik ve ticaret anlaşmaları yaparak kendini yeniden konumlandırmaya çalışıyor.

Mısır, Kuzey Afrika ve umut verici fırsatlar

Mısır’ın küresel ticaretin yüzde 12'sinin geçtiği Süveyş Kanalı'nın kuzey girişinde yer alan Port Said ve İskenderiye gibi limanları, Çin ve Avrupa’nın yatırım hedefinde. Bu limanlar yılda yaklaşık 6 milyon konteyner kapasiteye sahip. IBM Terminals ile COSCO ortaklığındaki The Suez Canal Container Company (Süveyş Kanalı Konteyner Şirketi/SCCT) tarafından işletilen bir aktarma merkezine dönüşmüş durumda.

Afrika ve Akdeniz'in en büyük limanlarından biri olan Fas'taki Tanca Limanı yıllık (2023) yaklaşık 9 milyon konteynerlik kapasiteyle Avrupa ile Afrika arasındaki ticaretin kapısı konumunda ve Maersk Group’un iştiraki olan APM tarafından Faslı ortaklıklarla işletiliyor. Liman aynı zamanda Cebelitarık Boğazı'na bakan stratejik bir konum sahip. Bu da Tanca Limanı’nı İspanya’nın Algeciras Limanı gibi Avrupa’daki limanlarına karşı güçlü bir rakip haline getiriyor. Fas'ın bölgesel bir lojistik merkezi olma stratejisinin bir parçası.

Çin'in Latin Amerika’da büyüyen varlığı

Uzun zamandır ABD’nin arka bahçesi olan Latin Amerika'da Çin’in son on yılda hayati önem taşıyan limanlara el uzatmaya başladı. Çinli şirketler Brezilya’daki Santos Limanı, Panama’daki Colon Limanı ve Arjantin’deki Buenos Aires Limanı’na yatırım yaptı.

Pekin bu limanları Atlantik'e giden deniz yolu üzerinde stratejik duraklar haline getirmeye çalışıyor. Latin Amerika bölünmüş durumda. Bazı hükümetler Çin'i bir kalkınma ortağı olarak görürken diğerleri ise siyasi olarak çekingen ve Washington ile bir denge arayışında.

Deniz yumuşak gücü

Başka bir ülkede altyapı inşa eden, yöneten ve finanse eden bir ülke, siyasi ya da askeri dosyalarda kullanabileceği yumuşak baskı araçlarına sahip. Başka bir ülkede altyapı inşa eden, yöneten ve finanse eden bir ülke, siyasi ya da askeri dosyalarda kullanabileceği yumuşak baskı araçlarına sahiptir. Bu etkinin özellikleri, uluslararası zorluklarla karşılaşan ülkelere stratejik limanlarda tesisler sağladığında ya da iç karışıklıklardan mustarip limanlarda operasyonel faaliyetler geçici olarak askıya alındığında ortaya çıkar. Etki, bölgesel ve uluslararası havaya göre yeniden planlanıyor.

Limanlar ve yapay zeka robotları

Modern limanlar artık yalnızca insan emeğine dayanmıyor. Dördüncü (4.0) sanayi devriminde otomasyona geçiş hızlanıyor. Hollanda'nın Rotterdam Limanı, konteynerleri taşımak için robotları ve varış zamanlarını tahmin etmek için yapay zeka sistemlerini kullanan küresel bir akıllı liman örneğine dönüştü.

Çin'de Qingdao ve Şangay gibi limanlar kaldırma ve boşaltma işlemleri için tam otomatik sistemlere sahipken, Körfez ülkeleri de akıllı gözetim sistemleri ve uzaktan konteyner yönetimi gibi kapsamlı dijitalleştirme projeleriyle bu yönde yatırımlar başlattı.

Bu değişimde, liman dijitalleşmesi konusunda eğrinin önünde olanlar, verileri kontrol etmek için konteynerlerin ötesinde bir kaldıraca sahip olacaklar. Sonuç olarak limanlar artık sadece gemilerin yanaştığı yerler değil, ekonomik hakimiyet merkezleri ve jeopolitik rekabet cepheleri haline gelmiş durumda.  Aynı zamanda denize açılan kapıları kontrol eden, siyaset ve ticaret haritalarını şekillendiriyor ve dünyadaki hareketliliği yönetiyor.

Bu gibi eylemlerle Körfez ülkeleri kendilerini akıllıca konumlandırırken Batı'nın nüfuzu yavaş, ama emin adımlarla azalıyor. Çin ise özgüven ve hırsla ilerlerken, 19. yüzyılda İngiltere'nin Singapur ve Hong Kong limanları aracılığıyla yaptığı gibi küresel navigasyon sistemini yeniden şekillendirip şekillendirmediği ve Pekin'in liman ağının yeni bir ticaret sisteminin bel kemiği haline gelip gelmeyeceği soruları gündemi meşgul ediyor. Ticaretin konteynerlere bağlı olduğu bir dünyada, limanlarına yatırım yapan ülkeler geleceğin anahtarlarını ellerinde tutacak ve karar alıcı olacak.



Dünya Bankası, küresel zorluklara rağmen Körfez ekonomilerinin bu yıl yüzde 3,2 oranında büyümesini bekliyor

Riyad'daki İmam Turki bin Abdullah Camii önünde yürüyen kadınlar (AFP)
Riyad'daki İmam Turki bin Abdullah Camii önünde yürüyen kadınlar (AFP)
TT

Dünya Bankası, küresel zorluklara rağmen Körfez ekonomilerinin bu yıl yüzde 3,2 oranında büyümesini bekliyor

Riyad'daki İmam Turki bin Abdullah Camii önünde yürüyen kadınlar (AFP)
Riyad'daki İmam Turki bin Abdullah Camii önünde yürüyen kadınlar (AFP)

Dünya Bankası'na göre Körfez İşbirliği Konseyi’ne (KİK) üye ülkelerin ekonomileri, petrolden uzaklaşma çabalarının da etkisiyle, değişken bir küresel ekonomik ortamda dayanıklılık gösterdi. Dünya Bankası, KİK ülkelerindeki ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,2, gelecek yıl ise yüzde 4,5 olmasını bekliyor.

Dünya Bankası'nın bu yılki büyüme tahmini, aralık ayında yaptığı yüzde 4,2'lik önceki tahmininden daha düşük olurken, gelecek yıl tahmini yüzde 4,2'den yüzde 4,5'e yükseldi.

Dünya Bankası'nın Körfez ülkeleri için öngördüğü büyüme tahminleri

Dünya Bankası'nın ‘Akıllı Harcamalar ve Daha Güçlü Ekonomik Sonuçlar: KİK Refahı için Mali Politikalar’ başlıklı raporuna göre, bölge 2023'te yüzde 0,3 olan ekonomik büyümesini 2024'te yüzde 1,7'ye yükseltti.

Dünya Bankası, KİK ekonomilerinin, petrolden uzaklaşma çabalarının da etkisiyle, değişken bir küresel ekonomik ortamda dayanıklılık gösterdiğini belirtiyor. Küresel enerji piyasaları bölge ekonomilerinde önemli bir rol oynamaya devam ederken, petrol dışı ekonomik büyüme hızlanıyor ve daha dengeli bir kalkınma modelini besliyor.

juıo
Doha'daki Sûk Vâkıf'ta açık dükkanların önünden geçen bir adam (AFP)

Dünya Bankası Körfez Bölge Direktörü Safaa El Tayeb El-Kogali, “KİK ülkelerinin küresel belirsizlik karşısında gösterdikleri direnç ve ekonomilerini çeşitlendirmeye devam etmeleri, uzun vadeli refaha olan güçlü bağlılıklarını gösteriyor. Stratejik mali konsolidasyon politikaları, hedefe yönelik yatırımlar, inovasyon ve girişimciliğe güçlü bir şekilde odaklanma ve gençler için istihdam yaratma, büyüme ve istikrarın sürdürülmesi açısından kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

Petrol dışı sektörde rekor büyüme

Petrol dışı sektör, yüzde 3,7 oranında büyüme göstererek dayanıklılığını göstermeye devam etti. Dünya Bankası'na göre KİK ülkelerinde uygulanan özel tüketim, yatırım ve yapısal reformlar bu büyümeye önemli katkı sağladı.

Dünya Bankası, küresel enerji fiyatlarını istikrara kavuşturmayı amaçlayan OPEC+ üretim kesintileri nedeniyle KİK ekonomilerinin 2024 yılında petrol sektöründe yüzde 3'lük bir daralma gördüğünü belirtiyor. Ancak bu daralma bölgedeki genel büyümeyi durdurmadı ve genel büyüme oranı yüzde 1,8'e yükseldi. Banka bu artışı büyük ölçüde yüzde 3,9 gibi etkileyici bir oranda büyüyen petrol dışı sektördeki dirençli genişlemeye bağladı. Suudi Arabistan, Bahreyn, Umman, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bu büyümeye katkıda bulundu. Petrol dışı faaliyetlerdeki bu genişlemenin yüzde 50'sinin özel tüketimden, diğer yarısının ise kamu tüketimi ve sabit yatırımlardan kaynaklandığı tahmin ediliyor.

Dünya Bankası'nın Körfez ülkelerindeki petrol ve petrol dışı büyüme tahminleri

Dünya Bankası, Suudi Arabistan için petrol dışı sektör büyümesinin 2024 yılında hizmetler sektörü öncülüğünde yüzde 4,3 ile güçlü olduğunu belirtti. Vizyon 2030, tanıtılmasından bu yana petrol dışı sektörlerin GSYİH içindeki payının yüzde 45,4'ten yüzde 54,8'e yükselmesiyle çeşitlendirmeyi teşvik etmeye devam ediyor.

thy
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ın havadan görünümü (AFP)

Dünya Bankası, petrol dışı sektörün orta vadede yüzde 4,97'lik istikrarlı bir büyüme oranını korumasını beklemekte; bu da ‘bölgede devam eden ekonomik çeşitlendirme çabalarının başarısını teyit ediyor.’

Küresel ticaret zorlukları

Dünya Bankası'na göre, KİK'in ekonomik çeşitlendirme çabalarının önündeki zorluklar küresel ticareti çevreleyen belirsizlikle bağlantılı. Bu etki, petrol ihracatına olan talebin yanı sıra dış kaynaklı malzeme ve malların tedariki yoluyla da kendini gösterebilir.

Küresel talep tarafında, ticaret politikaları ve gümrük tarifeleri üzerindeki belirsizlik, küresel ekonomik faaliyetlerde yavaşlamaya yol açabilir ve KİK için kilit bir ihracat ürünü olmaya devam eden petrole yönelik küresel talebi olumsuz etkileyebilir.

Çin'deki iş ve tüketici dinamiklerindeki değişiklikler, iki ülke arasındaki güçlü ticari bağlar göz önüne alındığında KİK üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Aynı zamanda belirsizlik, KİK'teki yapısal reformların hızlandırılması için bir fırsat teşkil edebilir.

Düşük enflasyon

Körfez genelinde enflasyon düşük seyretmeye devam ediyor. 2024 yılındaki faiz indirimine rağmen, 2024 yılında enflasyon ortalaması yüzde 2 civarında gerçekleşti ve 2023 yılındaki yüzde 2,2'lik ortalamaya kıyasla daha da düştü. 2024 yılında, önceki yıllardan farklı olarak, tüm KİK ülkeleri, döviz kuru dolara sabitlendiği için Fed'in kararları doğrultusunda faiz indirimi yaşadı.

Dünya Bankası raporu, makroekonomik istikrarın sağlanması ve büyümenin teşvik edilmesinde mali politikaların etkinliğini ele alıyor. Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar bölgedeki birçok ülkede kamu bütçeleri üzerinde bir baskı kaynağı olduğundan bu konu özellikle önemlidir. Bazı KİK ülkelerinin 2025 yılında aşırı mali açıklar vermesi bekleniyor ve bu da mali politikaların etkinliğini anlama ihtiyacını vurguluyor.

cdfvgthy
Dubai’de bir yat (AFP)

Rapor, KİK bölgesinde kamu harcamalarının özellikle durgunluk dönemlerinde ekonomileri etkili bir şekilde istikrara kavuşturduğu sonucuna varıyor. Sonuçlar, mali harcamalardaki bir birimlik artışın bölgedeki petrol dışı çıktıda 0,1-0,45 birimlik bir artışa yol açtığını gösteriyor. Rapor ayrıca, kamu yatırımlarının petrol dışı üretim üzerindeki etkisinin marjinal olduğunu, yatırımdaki her bir puanlık artışa karşılık potansiyel üretimde yüzde 0,07'lik bir artış olduğunu ortaya koyuyor.

ghty
Umman Sultanlığı'nın başkenti Maskat (Dünya Bankası)

Raporda ayrıca, Umman'ın mali konsolidasyon yolculuğu, etkili ekonomik reform ve ülkenin kamu maliyesinin sorumlu yönetiminin bir örneği olarak değerlendiriliyor. Umman'ın petrole olan yüksek bağımlılığı nedeniyle karşılaştığı zorluklar, ülke bütçesini yeniden dengelemek için alınan tedbirler ve bu reformların olumlu sonuçları vurgulanıyor. Umman, 2020-2024 Orta Vadeli Mali Denge Planı programı kapsamında gelir kaynaklarını çeşitlendirmek, harcama verimliliğini artırmak ve petrol kaynaklarını ihtiyatlı bir şekilde yönetmek için geniş kapsamlı reformlar benimsedi. Umman'ın reformları, ülkenin kamu maliyesinde belirgin bir iyileşme ve kamu borcunda önemli bir azalma ile 2022'den bu yana somut sonuçlar verdi.

Büyüme beklentileri

Dünya Bankası'nın Körfez ülkelerinin büyüme beklentilerine ilişkin görünümü şu şekilde:

* Bahreyn: Dünya Bankası, Bahreyn için büyüme tahminini iki yıllık düşüşün ardından önceki tahmini olan yüzde 3,3'ten 2025'te yüzde 3,5'e yükseltti. Yüzde 3'lük büyümenin görüldüğü 2024 yılına kıyasla kaydedilen iyileşme, Bapco Modernizasyon Projesi’nin tamamlanmasının yanı sıra petrol dışı sektördeki güçlü büyümeden kaynaklanıyor. 2026-2027 yıllarında, petrol dışı büyümenin devam etmesi ve Sitra rafinerisinin genişletilmesi sayesinde toplam büyümenin ortalama yüzde 2,9 olması bekleniyor.

zxcdvfgt
Bahreyn Borsası'ndaki yatırımcılar (Reuters)

* Kuveyt: Büyümenin 2024'te yüzde -2,9 ve 2023'te yüzde -3,6'ya kıyasla 2025'te yüzde 2,2'ye (daha önce yüzde 2,6 olarak tahmin ediliyordu) önemli ölçüde toparlanması bekleniyor. Bu olumlu görünüm OPEC+ üretim tavanlarının kademeli olarak kaldırılması ve kredi büyümesi ve büyük altyapı projeleri ile desteklenen petrol dışı sektörlerdeki genişleme ile açıklanmakta. Ekonomik büyümenin 2026-2027 yıllarında yüzde 2,7'de sabit kalması bekleniyor.

xfgh
Kuveyt (KUNA)

* Umman: Büyümenin kademeli olarak hızlanarak 2025'te yüzde 3'e (2024'te yüzde 1,7'den), 2026'da yüzde 3,7'ye ve 2027'de yüzde 4'e ulaşması bekleniyor. Petrol üretimindeki toparlanmanın, 2025 yılında yüzde 2,1'lik petrol GSYİH büyümesi ve yüzde 3,4'lük güçlü petrol dışı büyüme ile birlikte büyüme görünümünde daha fazla iyileşme sağlaması öngörülüyor.

* Katar: Dünya Bankası, Katar için bu yılki büyüme tahminini aralık ayındaki yüzde 3,4'ten 2025'te yüzde 2,4'e düşürdü ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kapasitesinin genişlemesi nedeniyle 2026-27'de ortalama yüzde 6,5'e hızlanmasını bekliyor. İyileşen görünüm petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyüme ile destekleniyor. Petrol sektörünün de 2025'te yüzde 0,9'luk hafif bir büyüme kaydetmesi beklenirken, 2026'da Kuzey LNG sahasının genişletilmesiyle LNG üretiminde yüzde 40'lık bir artış yaşanması bekleniyor.

* Suudi Arabistan: Ekonomik büyümenin 2023'te yüzde 1,3'e geriledikten sonra toparlanmaya devam etmesi ve 2025'te yüzde 2,8'e yükselmesi bekleniyor (bir önceki tahminde yüzde 4,7 idi). Bu oran 2026-27 yıllarında ortalama yüzde 4,6 olacak. OPEC+ gönüllü üretim kesintilerinin aşamalı olarak sona ermesinin petrol GSYİH büyümesini 2026'da yüzde 6,7'ye ve 2027'de yüzde 6,1'e çıkarması bekleniyor. Bu arada, Krallığın Vizyon 2030 ekonomik çeşitlendirme programının uygulanmasını tamamlamaya çalışması nedeniyle petrol dışı GSYİH'nin 2025 ve 2027 yılları arasında ortalama yüzde 3,6 oranında istikrarlı bir şekilde artmaya devam etmesi öngörülüyor.

* BAE: Dünya Bankası, BAE için ekonomik büyüme tahminini bir önceki tahmini olan yüzde 4,1'den 2025'te yüzde 4,6'ya yükseltti. Bankanın tahminlerine göre 2026 ve 2027'de yüzde 4,9'da istikrar kazanacak ve petrol dışı sektörler büyümenin temel itici gücü olmaya devam edecek. Kuveyt ekonomisinin 2025 yılında yüzde 4,9 oranında büyümesi bekleniyor.