ABD ara seçimleri, ‘Trump’ın oylanacağı referandum’ niteliğinde

ABD ara seçimleri, ‘Trump’ın oylanacağı referandum’ niteliğinde
TT

ABD ara seçimleri, ‘Trump’ın oylanacağı referandum’ niteliğinde

ABD ara seçimleri, ‘Trump’ın oylanacağı referandum’ niteliğinde

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bugünlerde hiçbir ses seçim gürültüsünün üstünü örtemiyor. Havaalanına gidenler seçim pankartlarıyla karşılaşıyorlar. Taksiye bindiğinizde seçim konuşmaları dinliyorsunuz. Adaylar lehine gönüllü çalışan gruplar ev ev dolaşarak propaganda yapıyorlar.
Bunlar, seçim zamanlarında Amerikalıların alışkın olduğu görüntüler ancak bu yılki seçimler çoğunluk için daha fazla önem taşıyor. Bunlardan biri, Londra'daki oğlunu ziyaretten dönen ve Başkan Donald Trump'un büyük bir destekçisi olan Jack Murphy.
Murpyh Şarku’l Avsat’a şunları söyledi: "Farklı bir Amerikan Başkanına ihtiyacımız vardı ve bu nedenle Trump seçildi. Onunla her konuda aynı fikirde değilim ancak uyguladığı göç politikalarına destek veriyorum. Ayrıca seçimlerden sonra orta büyüklükteki şirketlere vergi indirim sözü verdi. Demokratların ara seçimleri kazanmasını istemiyorum. Çünkü Trump’ın politikalarını engellemeye çalışacaklar. Ona bir şans vermeliyiz.”
Murphy gibi pek çok aday kutuplaşmanın çok keskin yaşandığı ülkede, Salı günü yapılacak seçimleri, Trump idaresinin referandumu olarak görüyor.
Keskin kutuplaşma
Seçmen oyları üzerinde iki konu hakim. Bunlar; göç ve ekonomi. Ardından endüstrinin farklılaşmasıyla, demografik şartlarla değişen yerel konular. Amerikalılar, ara seçimleri iktidar partisinin politikalarını onaylamak ya da cezalandırmak için fırsat bilirler. Eğer vatandaşlar ulusal politikalardan ve Başkandan memnun iseler seçimlerde şu anki durumda fazla değişiklik olmayacaktır. Bazı koltukların muhaliflerin eline geçmesi hariç. Öte yandan seçmenler Başkan’ın politikalarından memnun değillerse senatörlerin oyunu almak zorlaşır ve bazı milletvekilleri adaylarının seçim bölgesinde şiddetli bir rekabet olur. Bu durum iktidar partisi adaylarının yeniden seçilmesinin önünde bir tehdittir.
Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi adaylar, toplumdaki kutuplaşmanın farkındalar. İnsanların seçim zamanlarındaki kızgınlıklarını kullanmaya çalışıyorlar. Bu yöntemi seçim yaklaşırken Trump da kullanıyor ve Demokratların yasa dışı göçe özendirici beyanlarını, yasa dışı göçün sonuçlarını sert bir dil kullanarak anlatıyor. ABD Başkanı Trump, birkaç haftadır neredeyse her gün ABD’ye göçmen akını konusunda uyarmış ve Meksika sınırına 5 bin asker göndermişti. Bu sert hitap şekli geçen hafta bombalı paketler alan bazı Demokratların Beyaz Sarayı ve destekçilerini eleştirisinde de görülüyor.
"Başkanlık referandumu"
ABD’de sıradan bir milletvekili adayı ve eyalet yöneticileri Beyaz Saray’ın şekillendirdiği ulusal politikalardan bağımsız olarak yerel, günlük meselelere odaklanırlar. Bu da seçmenlerin adayları daha önce yaptıklarına ya da seçim programlarına göre oy kullanmalarına imkan tanıyor. 1977-1987 arasında Temsilciler Meclis Başkanlığı yapmış Thomas Philips O’neal’e göre “siyasetin tümü yereldir.”
Ancak son iki yıldır siyasi sahada ve basında görülen keskin dil, yerel ve ulusal seçimleri birbirine katarak ara seçimleri Trump’ın oylanacağı bir referanduma dönüştürdü. Bazı Cumhuriyetçi Senato ve Meclis adaylarının Başkan Trump’dan bağımsız bir kampanya düzenlemesi başarısızlıkla sonuçlandı. Yerel seçimler 2020 yılında yapılacak olan Başkanlık seçimlerine dönüştü. Bazıları bu başarısızlıklarından dolayı erken emekli olmak zorunda kaldılar. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan ve Arizona Senatörü Jeff Flick gibi.
Eski alışkanlıkların aksine bazı adaylar Başkanla aralarındaki ihtilafı bir kenara koyarak onun sert üslubunu seçim tabanlarını güçlendirmek ve genişletmek için kullandılar. Bu yöntemi kullanarak öne çıkan isimlerden biri Teksas Eyaleti Senatörü Ted Cruz, Demokrat rakibi Beto Urok’u on puan geride bıraktı.
Kritik sandalyeler
ABD’li seçmenler 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi ile 35 sandalyeli Senato ve onlarca eyalet yöneticisini yenilemeye hazırlanıyorlar. Temsilciler Meclisi seçimlerinde, Cumhuriyetçilerin konumunu koruması beklenen Senato seçimlerinden daha fazla rekabet ve sürpriz bekleniyor. Ancak Senato’daki savaş Cumhuriyetçiler lehine gelişecek gibi görünüyor.



Ukrayna: "Bizi vuran Kuzey Kore füzelerinde Batı menşeli parçalar var"

KN-23 füzeleri 500 kilogram ağırlığa kadar nükleer başlık taşıyabiliyor (Kore Merkezi Haber Ajansı)
KN-23 füzeleri 500 kilogram ağırlığa kadar nükleer başlık taşıyabiliyor (Kore Merkezi Haber Ajansı)
TT

Ukrayna: "Bizi vuran Kuzey Kore füzelerinde Batı menşeli parçalar var"

KN-23 füzeleri 500 kilogram ağırlığa kadar nükleer başlık taşıyabiliyor (Kore Merkezi Haber Ajansı)
KN-23 füzeleri 500 kilogram ağırlığa kadar nükleer başlık taşıyabiliyor (Kore Merkezi Haber Ajansı)

Ukrayna topraklarına saldırılarda kullanılan Kuzey Kore menşeli füzelerin, Batı yapımı devrelerle çalıştığı belirtiliyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in, Ukrayna Hava Kuvvetleri'ne ait verilerden derlediği rakamlara göre bu yıl Ukrayna topraklarına düzenlenen saldırılarda toplamda 194 balistik füze kullanıldı. Kuzey Kore yapımı KN-23 füzeleri bunun üçte birini oluşturuyor. 

Ukrayna Başsavcılığı, Kuzey Kore üretimi füzelerle bu yıl düzenlenen saldırılarda toplamda en az 28 kişinin öldürüldüğünü, 213 kişinin de yaralandığını belirtiyor. 

Ukraynalı yetkililer, KN-23 kalıntıları üzerinde yapılan incelemelerde, füzelerde ABD ve Avrupa yapımı devrelerin kullanıldığının tespit edildiğini savunuyor. 

Bağımsız Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (NAKO) adlı sivil toplum kuruluşunun (STK) 17 Ekim tarihli raporuna göre, sözkonusu devrelerin çoğu ABD merkezli 5 firma tarafından üretildi.

Bunun yanı sıra füzelerde İsviçre'den iki şirketin, Hollanda ve Birleşik Krallık'tan da birer firmanın mikroelektronik devrelerinin tespit edildiği savunuluyor. Raporda devrelerin 2021, 2022 ve 2023'te üretildiği, 2021-2024'te Kuzey Kore'ye gönderildiği ileri sürülüyor.

Kiev Adli Uzmanlık Bilimsel Araştırma Enstitüsü'nden Andriy Kulçitski, incelemelere dair şu değerlendirmeyi paylaşıyor: 

Füzeyi yönlendiren ve uçuran her aksam yabancı menşeli parçalardan oluşuyor. Tüm elektronik aksam yabancı, Kuzey Kore yapımı hiçbir şey yok.

Britanyalı araştırma kuruluşu Conflict Armament Research'ün (CAR) bu yıl şubatta yayımladığı raporda da Kuzey Kore yapımı füzelerdeki aksamın yüzde 75'inin ABD merkezli firmalar tarafından üretildiği iddia edilmişti. 

CNN, Batı menşeli aksamların Kuzey Kore'ye nasıl gönderildiğinin henüz tespit edilemediğini aktarıyor. Ancak uzmanlar, parçaların Çin üzerinden Pyongyang'a ulaştırılabileceğine işaret ediyor. CAR'dan Damien Spleeters, Çin'deki bazı şirketlerin bu parçaları alıp Kuzey Kore'ye sattığını savunuyor. NAKO'dan araştırmacı Victoria Vişnivska ise şu iddiaları paylaşıyor: 

Bu bileşenlerin bazı parçaları fason olabilir, Çin'de üretilme ihtimali var.

Diğer yandan araştırmacı, şirketlere ulaşamadıklarından bunu doğrulayamadıklarını söylüyor. 

Başta ABD ve Ukrayna olmak üzere birçok Batılı ülke, Kuzey Kore'nin Ukrayna cephesine en az 10 bin asker gönderdiğini iddia etmişti. CNN, KN-23 füzelerinin, Pyongyang-Kremlin hattındaki askeri dayanışmanın bir göstergesi olduğu yorumunu paylaşıyor.

Independent Türkçe, CNN, Moscow Times