Zeyyani: İran komşu ülkeleri tehdit etmeye ve radikal fikirlerini ihraç etmeye kararlı

Zeyyani: İran komşu ülkeleri tehdit etmeye ve radikal fikirlerini ihraç etmeye kararlı
TT

Zeyyani: İran komşu ülkeleri tehdit etmeye ve radikal fikirlerini ihraç etmeye kararlı

Zeyyani: İran komşu ülkeleri tehdit etmeye ve radikal fikirlerini ihraç etmeye kararlı

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Abdullatif ez-Zeyyani, İran’daki rejimin, devrimini ve radikal dini fikirlerini ihraç etmeye, tüm uluslararası sözleşmeleri ve yasaları ihlal ederek komşu ülkeleri tehdit etmeye kararlı olduğunu vurguladı. İran’ın Yemen’deki Husi milislerini Suudi Arabistan’daki sivil bölgelere atılan silah ve füzelerle desteklemedeki rolüne işaret etti. Kızıldeniz’deki uluslararası ticareti ve trafik akışını tehdit eden İran nüfuzuna karşı koyulması gerektiğinin altını çizdi.
Genel sekreter, Zeyyani, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın gelecek vizyonu, karşı karşıya kaldığı zorluklara uygun olması gerektiğini ifade etti. Ortadoğu’nun karşı karşıya kaldığı en önemli zorlukların bölge ülkelerinin güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına dayalı olarak üzerinde anlaşmaya vardığı bir vizyona ihtiyaç duyduğunu ve politik olarak yakın devletler arasında ‘karşılıklı güven ve bağlılık’ temelinde kapsamlı bir stratejinin geliştirilmesini gerektirdiğini belirtti. Genel Sekreter bu açıklamaları, ABD-Arap İlişkileri Ulusal Konseyi tarafından düzenlenen ve ABD’nin başkenti Washington’da dün başlayan 27. Amerikan ve Arap Siyasetçiler Konferansı’ndaki açılış konuşmasında yaptı. Konferansa Arap devletlerinin ABD’deki büyükelçileri, ABD’nin Arap ülkelerindeki eski büyükelçileri ve her iki taraftan bir grup düşünür, araştırmacı, iş adamı ve basın mensubu katıldı.
KİK Genel Sekreteri, ‘karşılıklı güven ve bağlılık’ ilkesine, bu ilkenin ulusal çıkarları ve bölgesel menfaatleri birleştiren işbirliğini çatışmanın önüne geçiren bir mekanizmanın, ağın ve standartların uygulanması yoluyla bölgenin geleceğini şekillendirmedeki rolüne değindi.
Ortak hedefler ve değerler
Zeyani sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa kıtasının sağladığı istikrar, kalkınma ve refah, Avrupa ülkeleri arasında karşılıklı güven ve bağlılık ilkesinin uygulanmasından kaynaklanıyor. Bu, Avrupalı örgütler ve ağların karşılıklı entegrasyon ve bağlılığı yoluyla, ayrıca ortak hedefleri ve değerleri destekleyerek devletleri ve halkları birbirine bağlayan doğal altyapı aracılığıyla sağlanıyor. Karayolu ve demiryolu ağları, ortak enerji ağları, sınır ticareti, ithalat yolları ve benzeri görülmemiş düzeydeki bölgesel ticaret sistemi, Avrupalı devletler ile halkları işbirliği ve refahın sürdürülmesi konusunda daha ilgili ve istekli kıldı.”
KİK Genel Sekreteri, İran’ın bölgedeki ülkelerin güvenlik ve istikrarını sarsan davranışlarına işaret ederek, bölgenin istikrarını sarsmaya çalışan ülkelere ve gruplara koordineli güçlü bir cevap verilmesi, bu cevabın politik ve ekonomik alanları kapsaması gerektiğini belirtti.
ABD gibi uluslararası müttefiklerin, Ortadoğu’daki ülkeler arasındaki bölgesel işbirliği ile karşılıklı güven ve bağlılık vizyonunu somutlaştırmada önemli bir rol oynadığını vurguladı.
“İlişkilerde karşılıklı güven esas alınmalı”
Bölgesel işbirliğine dikkat çeken Dr. ez-Zeyani sözlerini şöyle sürdürdü; “Barış, işbirliği ve karşılıklı bağlılık içinde yaşayan bir bölge yaratmanın yolu, siyasi irade, cesaret, anlayış ve esneklikle donanıp ortak çıkarları desteklemektir. Daha sonra ise karşılıklı güven, bağlılığa ve bölgesel işbirliğine dayalı uzun vadeli bir vizyon oluşturulur. Karşılıklı güven, bağlılık ve bölgesel işbirliğiyle gerçekleşmesi istenen yüce hedef, çekici olmalı, herkes için özellikle de çatışmalara ve krizlere maruz kalan bölge halkları için avantaj ve kazanç sağlamalıdır.”
Bilgi alışverişinde bulunmak, stratejileri tartışmak ve ABD ile Arap ülkeleri arasındaki müstakbel ilişkilerin ortak alanlarındaki işbirliğini geliştirmeye yönelik fırsatları takip etmek amacıyla Arap-Amerikan İlişkileri Ulusal Konseyi tarafından düzenlenen 27. Arap-Amerikan Siyasetçileri Konferansı, iki gün boyunca devam edecek.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.