Moskova, Astana’da yeni bir zirve düzenleme ve mülteciler dosyasına ivme kazandırma çabasında

Moskova, Astana’da yeni bir zirve düzenleme ve mülteciler dosyasına ivme kazandırma çabasında
TT

Moskova, Astana’da yeni bir zirve düzenleme ve mülteciler dosyasına ivme kazandırma çabasında

Moskova, Astana’da yeni bir zirve düzenleme ve mülteciler dosyasına ivme kazandırma çabasında

Diplomatik çalışmalarını iki eksende yoğunlaştıran Moskova, bir yandan bu ay sona ermeden Astana formatında yeni bir Suriye zirvesi düzenlemek için Tahran ve Ankara ile koordinasyonlu bir şekilde hareket ederken diğer yandan, Rukban mülteci kampı meselesine bir çözüm bulmak ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmeleri meselesine ivme kazandırmak için Ürdün ve diğer taraflar ile temaslarını sürdürüyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada; Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ifade edildi. Görüşmede; Astana formatında yeni bir Suriye zirvesi hazırlıklarının gidişatının görüşüldüğü aktarıldı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada:”Rusya Dışişleri Bakanı; her iki taraf da BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde Suriye'de kalıcı çözüme ulaşma çabalarını sürdürme niyetinde olduğu teyit etti” denildi. Buna ek olarak iki bakanın, bu toplantının başarıya ulaşması ve istenilen sonuçlara ulaşması için atılabilecek adımları görüştüğü de eklendi. İki tarafta, daha önce bu ay sona ermeden yeni bir toplantı düzenlemek için hazırlıkların sürdüğünü açıklamışlardı.

Rus yetkililere göre toplantının ana gündemini; İdlib’teki mevcut durum ve silahsız bölge inşasına yönelik Rus-Türk anlaşmasının uygulanması konularının oluşturacak. Buna ek olarak; en son İstanbul’da düzenlenen ve Rusya, Türkiye, Fransa ve Almanya devlet başkanlarını biraraya getiren Dörtlü Zirve’nin sonuçları da görüşülecek. Bilindiği gibi Astana sürecinin üçüncü garantör ülkesi olan İran bu zirvede yer almamıştı. Rus kaynakları; düzenlenemesi beklenen zirveye, katılmaları için Suriye muhalefeti ve Suriye hükümeti temsilcilerinin bir davet gönderilip gönderilmediği ve toplantının sadece Astana sürecinin garantör ülkelerin katılımı ile sınırlı kalıp kalmayacağı konusuna ise açıklık getirmediler. Ayrıca normalde diğer tarafların gözlemcileri olarak toplantılara katılan Ürdün ve BM gibi temsilcilerin katılıp katılmayacağı konusunda da bir açıklama yapmadılar. Bilindiği gibi; bu grup toplantısı, BM Suriye Öze Temsilcisi Staffan de Mistura’nın istafasından sonra yapılacak ilk toplantı olma özelliğini taşıyor.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Hayret Abdurrahmanov; Suriye ile ilgili Astana toplantılarının bir sonraki turunun bu ayın sonunda ya da gelecek ayın başında düzenleneceğini ve toplantıyla ilgili son kararın garantör ülkeler tarafından alınacağını açıklamıştı.

Bu bağlamda; Rus resmi haber kaynakları, Rusya’nın Fransa Büyükelçisi Yuri Mishkov’dan, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un bu ay sona ermeden mevkidaşı Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile görüşmek istediğini naklettiler. Mishkov; son Dörtlü Zirve’nin sonuçlarının ışığında ve Moskova’nın Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönme konusuna ivme kazandırmak adına uluslararası destek elde etme çabaları çerçevesinde Suriye dosyasının da görüşmenin gündem maddelerinden birini oluşturduğunu ekledi.

Rus resmi haber ajansı Novosti; Ürdün’ün Rusya ve ABD temsilcilerine, yaklaşık 50 bin mültecinin yaşadığı Rukban kampını kaldırmakta kararlı olduğunu ilettiğini belirtti.

Ürdün bu kararını, sözkonusu sorunun görüşülmesi için Amman’da düzenlenen üçlü toplantı sırasında ilettiği belirtildi. Ürdün tarafının, Suriye-Ürdün sınırı yakınlarında hassas bir bölgede yer alan kampın kaldırılma amacının, bu bölgedeki gerilimin düzeyinin düşürülmesi olduğunu vurguladığı aktarıldı.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı; ülkesinin Rusya’nın kampta yaşayan Suriyeli mültecilerin, Suriye ordusunun DEAŞ’ın elinden geri aldığı bölgelere gönüllü olarak geri dönmelerini düzenleyen planını desteklediğini açıklamıştı.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid El-Katarana:”Rusya, Ürdün ve ABD arasında devam eden görüşmeler, mültecilerin ülkelerine ve evlerine gönüllü olarak dönmeleri için gerekli koşulları sağlamak için soruna kökten çözümler bulmaya odaklanmaktadır” diye konuştu. Novosti ise istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberde; Rusya’nın planının, mültecilerin Suriye hükümetinin kontrolü altında bulunan bölgeler ile muhalefetin kontrolü altında bulunan Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere nakledilmesi için güvenli bir koridor oluşturabilmek amacıyla Suriyeli aşiret liderleri ile kampı çevreleyen bölgede saklanan ve Batıyı destekleyen eski isyancılarla görüşmeyi kapsadığını söyledi.

Haberde; müzakare edilen konular arasında, askere alınma korkusu ile birçok mültecinin Suriye hükümetinin kontrolü altındaki bölgelere dönmeyi reddetmesinden korkan aşiret temsilcilerinin bu endişelerinin nasıl azaltılacağı konusunun da yer aldığı belirtildi. Bu gelişmeler yaşanırken Rusya’nın kurmuş olduğu Suriyeli Mültecileri Karşılama, Dağıtma ve Barındırma Merkezi dün yaptığı açıklamada, son 24 saat içerisinde 1100’den fazla Suriyelinin ülkelerine geri döndüğünü gözlemlediğini açıkladı.



Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail ordusu tarafından dün yayınlanan bir iç soruşturma raporunu yorumlayarak mart ayında Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisinin ölümüne neden olan bir çatışmanın ardından bugün İsrail ordusunu ‘saha infazları’ yapmakla suçladı.

Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilisi Muhammed el-Muğayyar, bir sağlık görevlisi tarafından çekilen videonun İsrail’in olayla ilgili anlatısının yalan olduğunu ve saha infazları gerçekleştirdiğini kanıtladığını söyledi. Muğayyar, İsrail'i ‘uluslararası meşru kararları atlatmaya ve hesap vermekten kaçmaya çalışmakla’ suçladı.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 acil yardım çalışanının öldürülmesine ilişkin soruşturmada ‘çok sayıda profesyonel hata’ tespit edildiği ve olayla ilgili olarak bir komutanın görevden alınacağı belirtildi. 23 Mart günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehri yakınlarında 15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı üç ayrı saldırıda öldürüldü ve Birleşmiş Milletler (BM) ile Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu bir çukura gömüldüler.

asfrt
Gazze sınırında bir grup yaralıyı tedavi ederken İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden meslektaşları Abdullah Awad'ın cenaze namazını kılan Filistinli sağlık görevlileri (DPA)

İsrail ordusunun açıklamasına göre eksik ve yanlış rapor sunduğu gerekçesiyle bir komutana kınama cezası verilmesi ve sahadaki birlikleri komuta eden yedek subay olan bir komutan yardımcısının görevinin sonlandırılması kararı alındı. Reuters’ın aktardığına göre İsrail ordusu, soruşturmanın ‘çok sayıda mesleki başarısızlığı, emir ihlalini ve eksik raporlamayı’ ortaya çıkardığını ekledi.

İsrail ordusunun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Soruşturma, ilk iki olayda ateş açılmasının, kendileriyle çatışan düşman bir güçten gerçek bir tehdit algıladıkları için askerlerin yanlış bir operasyonel anlayışından kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Üçüncü olayda ise bir çatışma esnasında emirlere aykırı olarak ateş edilmiştir.”

Açıklamada, askeri savcının olayla ilgili soruşturma yürüttüğü ve suç duyurusunda bulunmaya karar verebileceği belirtildi.

Öldürülen sağlık görevlilerinin birinin telefonunda bulunan ve Filistin Kızılayı tarafından yayınlanan bir videoda, İsrail askerlerinin üniformalı acil durum çalışanları, ambulanslar ve ışıkları yanan itfaiye araçlarına ateş açtıkları görülüyor.

Öldürülen sağlık görevlilerinden sekizi Filistin Kızılayı, altısı Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü ve biri de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) üyesiydi. Cesetler olaydan birkaç gün sonra BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) ‘toplu mezar’ olarak tanımladığı yerde kuma gömülü halde bulundu. Filistin Kızılayı tarafından dün yapılan açıklamada İsrail ordusu tarafından yapılan soruşturmadaki bulgular reddedildi.

Filistin Kızılayı’nın işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Sözcüsü Nibal Fersah, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, “Raporda yalanlar hüküm sürdüğü müddetçe geçersiz ve kabul edilemez olmaya devam edecek. Zira cinayete ilişkin bir gerekçe içeriyor. Konunun sorumluluğunu saha komutanlığındaki kişisel bir hataya mal ediliyor. Oysa gerçek bunun tam tersi” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'e göre olay uluslararası kınamalara ve ‘savaş suçu’ şüphelerine yol açtı.

Han Yunus’a düzenlenen bombardımanda 5 kişi öldü

Gazze'den yayın yapan El-Aksa televizyonu bugün, Han Yunus şehrinin doğusunda İsrail bombardımanında beş kişinin öldüğünü duyurdu. El-Aksa TV tarafından aktarılan haberde “Siyonistlerin bugün şafak vakti Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla beldesinin ez-Zana bölgesindeki bir evi hedef alan hava saldırısında beş kişi öldürüldü” ifadeleri yer aldı.

El-Aksa TV’nin aktardığına göre saldırı sonucunda çok sayıda kişi de yaralandı.