Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan büyük barış antlaşmaları

New York’tan gelen ABD güçleri Fransa’da savaşın bitmesini kutlarken/ İtilaf Devletleri ve Almanya’nın imzasını taşıyan belge
New York’tan gelen ABD güçleri Fransa’da savaşın bitmesini kutlarken/ İtilaf Devletleri ve Almanya’nın imzasını taşıyan belge
TT

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan büyük barış antlaşmaları

New York’tan gelen ABD güçleri Fransa’da savaşın bitmesini kutlarken/ İtilaf Devletleri ve Almanya’nın imzasını taşıyan belge
New York’tan gelen ABD güçleri Fransa’da savaşın bitmesini kutlarken/ İtilaf Devletleri ve Almanya’nın imzasını taşıyan belge

Bolşevikler ile Orta Avrupa imparatorlukları arasındaki savaşın bitiminden önce imzalanan Brest Litovsk Barış Antlaşması’ndan Türkiye ile Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Anlaşması’na bir biriyle savaşan güçler arasında en az 16 barış anlaşması imzalandı. Dün Fransız basınında bu barış anlaşmalarıyla ilgili haberler yer aldı. Tarihin en önemli barış anlaşmalarından bazıları şöyle:

3 Mart 1918: Rusya’daki Ekim Devrimi'nden doğan genç Bolşevik Cumhuriyeti ile Orta Avrupa imparatorlukları arasında Brest Litovsk Barış Antlaşması imzaladı. Antlaşma, Doğu cephesindeki savaşları sona erdirirken, Rusya geniş topraklar kaybetti. Bu durum batı bölgelerinde Almanya'nın (özellikle Polonya, Baltık Ülkeleri ve Finlandiya) ve nüfusun yüzde 30'undan fazlasının yararına sonuçlandı.

28 Haziran 1919: Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında Versay Saray’ında, Versay Barış Antlaşması imzalandı. Danzig Koridoru (Polonya Koridoru) adı verilen düzenlemeyle Doğu Prusya ile Almanya arasında bir şerit çizilirken, savaşın patlak vermesinden sorumlu tutulan Almanya'ya ağır şartlar getirildi. Fransa’ya iade edilen Alsace-Lorraine de dahil olmak üzere topraklarının yüzde 15’ini kaybeden Almanya, aynı şekilde nüfusunun yüzde 10’unu ve tüm kolonilerini de kaybetti. Ayrıca Almanya Fransa ‘ya muazzam bir mali “tazminat” ödemek zorunda kaldı. ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından başlatılan ve ülkelerin karşılıklı rızasıyla anlaşmazlıkları çözebilmelerini sağlayan bir anlaşma ile oluşturulan Milletler Cemiyeti'nin gözetiminde Saarland kuruldu. Kendini ihanete uğramış hisseden Almanya, Versay Antlaşması'nın Nazi nefretini körükleyen “dikte”lerine karşı düşmanca bir tavır takındı.

10 Eylül 1919: İtilaf Devletleri ile Avusturya arasında imzalanan antlaşma, yedi asırlık Habsburg Hanedanlığı’nın hakimiyetine son verdi. Antlaşma sonucunda, ABD Başkanı Wilson'ın “halkların kendi kendini yönetme hakkı” ilkesi doğrultusunda 6 yeni devlet ortaya çıktı.

Bu imparatorluğun parçalanması, daha sonra birçok gerilime neden oldu. Bu gerilim, Çekoslovakya'nın yanı sıra Slovakya'daki Bohemya'da bulunan büyük bir Alman azınlığını da içine alırken, Transilvanya ve Besarabya’nın yer aldığı Romanya’yı da kapsayacak şekilde genişledi. Buna Yugoslavya güney Slavları da dahil oldu. Polonya Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na bağlı bir eyalet olan Galiçya’yı ve Almanya topraklarının bir kısmını ele geçirdi. Eski bir imparatorluktan geriye 83 bin kilometre karelik küçük bir Alman Avusturyası ile 92 bin kilometre karelik bir parça Macar toprağı kaldı.

27 Kasım 1919: 1915'te Almanya'nın yanında savaşa giren İttifak Devletleri ile Bulgaristan arasında imzalanan barış antlaşması, Bulgaristan’ın toraklarının bir kısmının Sırp-Hırvat-Sloven Krallığına, Yunanistan’a ve Romanya’ya verilmesini sağlayarak bölgedeki sınırların değişmesine neden oldu.

4 Haziran 1920: 31 Ekim 1918'de imzalanan Trianon Antlaşması, Avusturya'dan ayrılan Macaristan'ın topraklarının üçte ikisini kaybetmesine sebep oldu. Bunun sonucunda 3 milyon Macar, kendilerini dışarıda bulurken, çoğu Romanya'da kaldı.

10 Ağustos 1920: Osmanlı İmparatorluğu 1920’de imzalanan “Sevr” Antlaşması ile yıkıldı. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Ermenilere, Yunanlılara ve Fransızlara karşı savaşlarını sürdüren Türk milliyetçileri Sevr’e karşı çıktılar. Türkiye'nin yeni lideri Atatürk, İtilaf Devletleri’ne karşı kazandığı askeri zaferleri sayesinde, 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması'nı dayattı. Cumhuriyet rejimine geçen Türkiye, Anadolu ve boğazları korudu. Ancak tüm Arap topraklarını kaybetti. Filistin ve Mezopotamya bölgesi İngiliz Mandası'na, Suriye ve Lübnan Fransız Mandası’na girdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun sona ermesi, 1.3 milyon Yunanlının Küçük Asya'dan, yaklaşık 300 bin Türk'ün Yunanistan'dan ayrılmasıyla büyük bir demografik değişime neden oldu.



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.