Myanmar, Arakanlıların dönüşüne hazır olduğunu duyurdu

Myanmar, Arakanlıların dönüşüne hazır olduğunu duyurdu
TT

Myanmar, Arakanlıların dönüşüne hazır olduğunu duyurdu

Myanmar, Arakanlıların dönüşüne hazır olduğunu duyurdu
Myanmar, uğradıkları zulüm nedeniyle Bangladeş’e kaçan Arakanlı mültecilerin ülkeye geri dönüşe hazır olduğunu duyurdu. 15 Kasım’da başlayacak dönüş sürecindeki herhangi bir gecikmeden Bangladeş’in sorumlu olacağını bildirdi.
Sosyal Refah Bakanı Win Myat Aye düzenlediği basın toplantısıyla Arakanlı azınlığın ülkeye geri dönüş sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bangladeşli yetkililerin geri dönüş süreci konusunda fikir birliğine varılan son tarihe saygı göstermesini isteyen Bakan “Biz hazırız” diyerek mültecilerin geri dönüşünün gönüllülük esasına dayandığını söyledi.
Arakanlı mültecilerin Myanmar’a geri dönüşü için 2017’de anlaşmaya varılmaş ancak uzun bir süre ertelenme yaşanmıştı. Ardından Bangladeş ve Myanmar 2 bin 251 Arakanlı mültecinin 15 Kasım'dan itibaren günde 150 kişi olacak şekilde geri dönüşü için bir yol haritası hazırladı.
Bangladeş ve Myanmar, 2017'nin kasım ayında geri dönüş planını duyurmuştu. Ancak iki ülke arasında sorumluluk paylaşımı konusunda yaşanan fikir ayrılığı nedeniyle süreç durmuştu.
720 binden fazla Arakanlı Müslüman, Myanmar ordusu ve Budist milislerin tehdidi altında 2017'nin ağustos ayında Bangladeş’e kaçmıştı. Birleşmiş Milletler'in (BM) ‘soykırım kurbanları’ olarak nitelediği Arakanlılar Bangladeş'teki kamplarda yaşıyor.
Arakanlılara ilişkin geri dönüş planı sivil toplum örgütlerinin endişelerini arttırdı.
Oxfam, Save the Children (Çocukları Kurtarın) ve Handicap International’ın da aralarında olduğu 42 kuruluş, Arakanlıların Myanmar’a geri dönüş fikrinden korktuğuna dikkat çekerek söz konusu planı kınama çağrısında bulundu.
Arakanlılar, Myanmar’a geri döndüklerinde son derece kötü koşullarda, yaklaşık 120 bin kişinin yaşadığı Arakan’daki kamplara konulmaktan, oradan başka bir yere hareket edememekten ve ihlallere maruz kalmaktan korkarak güvenlik garantisi olmadan geri dönmeyi reddediyor.
Müslüman azınlık olan Arakanlılar ayrıca Myanmarlı yetkililer tarafından kendilerine vatandaşlık belgesi verilmesini de istiyor. Myanmar'ı yöneten askeri yetkililer ise ikinci sınıf görülen, eğitim ve tedavi hizmetlerinden yoksun bırakılan Arakanlılara 1982'den beri vatandaşlık hakkı vermeyi reddediyor.
BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Yanghee Lee bu ayın başında yaptığı açıklamada Arakanlıların zulme maruz kalma riskinin halen yüksek olduğunu dile getirmişti.
Son yıllarda yaklaşık bir milyon Arakanlı, Myanmar'daki zulümden kaçarak Bangladeş'e sığınırken dünyanın en yoksul ve en kalabalık ülkelerinden olan Bangladeş mülteci yükü altında eziliyor.


Tayland-Kamboçya çatışmaları: "Arabulucu istemiyoruz"

Tayland ordusu, Kamboçya mevzilerine top saldırıları düzenliyor (Reuters)
Tayland ordusu, Kamboçya mevzilerine top saldırıları düzenliyor (Reuters)
TT

Tayland-Kamboçya çatışmaları: "Arabulucu istemiyoruz"

Tayland ordusu, Kamboçya mevzilerine top saldırıları düzenliyor (Reuters)
Tayland ordusu, Kamboçya mevzilerine top saldırıları düzenliyor (Reuters)

Tayland'la Kamboçya arasında üç gündür devam eden çatışmalarda Bangkok , Punom Pen yönetimiyle doğrudan görüşme talep ediyor.

ABD, Çin ve Malezya, taraflar arasında arabuluculuk teklif etse bile Tayland Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nikorndej Balankura, Reuters'a dün yaptığı açıklamada, "Üçüncü bir ülkeye henüz ihtiyacımız yok" dedi.

Balankura, "İkili mekanizmanın en iyi çıkış yolu olduğu yönündeki görüşümüzün arkasındayız, bu iki ülke arasındaki bir çatışmadır" ifadelerini kullanarak, Kamboçya tarafının öncelikle sınırdaki şiddeti durdurması gerektiğini söyledi.

"Kapımız açık" diyen sözcü, Punom Pen yönetiminin gerekli adımları atarak kendileriyle iletişime geçmesini istedi.

Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'ne (ASEAN) liderlik eden Malezya Başbakanı Enver İbrahim, perşembe günü iki ülkeyle görüştüğünü ve ateşkes teklif ettiğini söylemişti.

Kamboçya Başbakanı Hun Manet de dün yaptığı sosyal medya paylaşımında ülkesiyle Tayland'ın, Enver'in ateşkes önerisini kabul ettiğini ancak Bangkok yönetiminin son anda geri adım attığını ileri sürmüştü. Tayland'dan iddialara dair henüz bir açıklama gelmedi.

24 Temmuz'da çıkan çatışmalarda, şu ana kadar toplamda 32 kişi yaşamını yitirdi. Her iki ülke de bölgeden binlerce kişiyi tahliye ettiğini duyurdu. Taraflar, birbirini ilk ateşi açmakla suçluyor.

CNN'in analizinde, çatışmaların ABD-Çin rekabetinin bölgedeki yansıması olarak değerlendirilebileceğine dikkat çekiliyor.

ABD'nin NATO dışı müttefiklerinden Tayland'ın elinde, çok sayıda F-16 ve F-5'in yanı sıra Cobra ve Black Hawk helikopterleri de var. Eski ABD Pasifik Komutanlığı İstihbarat Direktörü Carl Schuster şunları söylüyor:

Tayland'ın hava gücü ve özel birlikleri Kamboçya'ya göre çok üstün. Büyük olasılıkla uzun menzilli silahlar ve hava operasyonlarına öncelik verecekler.

Çin'le sıkı ilişkilere sahip Kamboçya'nın elinde modern savaş jetleri yok. Ordunun envanterindeki tankların çoğu da eski Çin-Sovyet yapımı araçlar.

Ancak Schuster, arazi yapısının Kamboçya'ya avantaj sağladığını belirtiyor ve ordunun sınır bölgesine kara mayınları yerleştirdiğini söylüyor.

İki ülke arasındaki sınır ihtilafı, Kamboçya'nın Fransız sömürgesi olduğu dönemde çizilen ve bölgenin Tayland'dan ayrılması için kullanılan 1907 tarihli haritadan kaynaklanıyor.

Kamboçya toprak talebinde bulunmak için bu haritayı referans olarak kullanırken, Tayland haritanın yanlış olduğunu savunuyor.

Son dönemdeki gerginlikse 28 Mayıs'ta sınırda çıkan çatışmalarda bir Kamboçyalı askerin öldürülmesiyle başladı. Daha sonra Taylandlı bir asker, 16 Temmuz'da sınır bölgesinde bir mayına basarak tek bacağını kaybetti.

Independent Türkçe, Reuters, CNN