Şeker hastalığıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar

Şeker hastalığıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar
TT

Şeker hastalığıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar

Şeker hastalığıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar

14 Kasım, büyük-küçük her yaştan insanın başlıca sağlık sorunlarından olan şeker hastalığının tehlikelerine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla tüm dünyada Dünya Diyabet Günü olarak kutlanıyor. Yaygın olarak görülen şeker hastalığının artışıyla birlikte birçok kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyebilecek çok sayıda söylenti ve yanlış bilgi ortalıkta dolaşıyor.

Lübnan Endokrinoloji, Diyabet ve Obezite Derneği eski Başkanı Prof. Dr. İmil Anton Anderi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte “Diyabetle ilgili en büyük yanlış anlaşılma hastalığın bulaşıcı olduğunun sanılması” bilgisini verdi. Şeker hastalığının bulaşıcı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Anderi, “Bazılarının inandığı gibi diyabet kan veya başka yollarla bulaşan bir hastalık değildir. Diyabet, obezite ve hareket eksikliği ya da genetik veya çevresel faktörlerden kaynaklanır” ifadelerini kullandı.

Dr. Anderi, diyabet hastası kadınların çocuk sahibi olamayacağı düşüncesiyle ilgili olarak ise böyle bir durumun söz konusu olmadığına dikkati çekerek, şeker hastası bir kadının hayatını normal olarak sürdürebileceğine ancak bunun için doktoru tarafından önerilen tedaviye uyması gerektiğine işaret etti.

Lübnanlı doktorun dikkat çektiği bir diğer yanlış anlaşılma ise glikozile hemoglobinin şeker hastalığından farklı bir yolla tedavi edilebileceğinin düşünülmesi olduğunu söyledi. Prof. Anderi, kan şekeri seviyesindeki artışı tedavi etmenin yolunun diyabet tedavisinden farklı olmadığını, çünkü her üç ayda bir hastalığın gidişatı hakkında bilgi almak için glikozile hemoglobinin ölçülmesinin önemini vurguladı.

Genel kanı çok fazla tatlı ve zengin şeker içerikli yiyecek tüketmenin şeker hastalığına yol açtığı yönünde. Ancak Prof. Anderi’ye göre diyabet hastalığının tüketilen şeker miktarıyla ilgisi yok. Prof. Anderi birçok kişinin düşündüğünün aksine insan vücudunun kandaki şeker düzeyini azaltmaya yardımcı olan insülin iğnelerine bağımlı olmadığını vurguladı. Bazı durumlarda hastaların bu iğnelerden vazgeçebileceğine işaret eden Prof. Anderi ayrıca bunun herhangi bir yan etkisi de olmadığının altını çizdi.

Prof. Anderi ayrıca toplumda “yalancı diyabet” olarak bilinen ve diyabet semptomlarına benzer susama ve sık idrara çıkma gibi belirtiler gösteren böbrek diyabetinin normal bilinen diyabet hastalığından farklı olduğunu belirtti. Prof. Anderi, böbrek diyabetinin idrardaki şekerin artmasına neden olan böbrek yetmezliğinin normal diyabetteki gibi kan şekeri seviyesiyle ilgili olmadığını ifade etti.

Prof. Anderi, diyabet riskini önlemek için en uygun çözümün hastalığın erken teşhis edilmesini ve kan şekeri seviyesinin sabit kalmasını sağlayacak kontrolleri yaptırmak olduğunu vurguladı.

Dünya Diyabet Günü kapsamında Lübnan Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan kampanyaya dikkat çeken Prof. Anderi söz konusu kampanya ile başta yaşlılar ve hamileler olmak üzere herkese diyabet taraması yapıldığını söyledi.



Meditasyon ağrıyı plasebo etkisinden farklı bir yolla dindiriyor

Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
TT

Meditasyon ağrıyı plasebo etkisinden farklı bir yolla dindiriyor

Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, farkındalık meditasyonunun beynin ağrı algısıyla ilgili farklı yolları harekete geçirdiğini söylüyor (Pexels)

Farkındalık meditasyonunun ağrıyı dindirebildiği ve bunu plasebo etkisinden farklı bir şekilde yaptığı tespit edildi. 

Uzun yıllardır çeşitli kültürlerde ağrıyı azaltma yöntemi olarak kullanılan farkındalık meditasyonu, kişinin kendini yargılamadan bulunduğu ana odaklanmasını amaçlıyor. 

Kişinin kendi duygu ve düşüncelerine nesnel bir gözle yaklaşması ilkesine dayanan bu pratiğin stres ve kaygıyı da azalttığı belirtiliyor.

Öte yandan bazı bilim insanları, farkındalık meditasyonunun ağrıyı dindirmesinin plasebo etkisi olduğunu düşünüyordu.

Plasebo etkisi, hastaya tamamen etksiz bir tedavi uygulandığında bile görülebilen iyileşme belirtilerini ifade ediyor. 

Biological Psychiatry adlı hakemli dergide 29 Ağustos'ta yayımlanan bir çalışmada bu olgu ve farkındalık meditasyonunun etkileri karşılaştırıldı. 

Araştırmacılar, sağlıklı 115 katılımcıyı 4 gruba ayırdı: rehberli farkındalık meditasyonu, sahte farkındalık meditasyonu (sadece derin nefes alıp verme), ağrıyı azalttığı söylenen plasebo krem (vazelin) ve sesli kitap dinleyen kontrol grubu.

Ardından katılımcıların baldırına, izinleri dahilinde ağrılı ancak zararsız bir ısı uyaranı verilerek hissettikleri ağrının derecesi soruldu. Ayrıca katılımcıların beyni, ağrı verilmesinden önce ve sonra fonksiyonel MR'la izlendi. 

Plasebo krem ve sahte farkındalık meditasyonu ağrıyı azaltsa da asıl farkındalık meditasyonu, diğer tüm müdahalelere kıyasla kişinin ağrısını kayda değer derecede daha fazla düşürdü.

Kaliforniya Üniversitesi San Diego kampüsünden anesteziyoloji hocası ve çalışmanın sorumlu yazarı Fadel Zeidan "Zihin son derece güçlü ve onu, ağrı yönetiminde nasıl kullanabileceğimizi hâlâ anlamaya çalışıyoruz" diyerek ekliyor:

Farkındalık meditasyonu, ağrıyı benlikten ayırarak ve eleştirel yargılardan vazgeçerek hiçbir ilaç kullanmadan, hiçbir maliyeti olmadan ve her yerde uygulanabilecek bir şekilde ağrıyı nasıl deneyimlediğimizi doğrudan değiştirebilir.

Araştırmacılar ayrıca beyin taramalarında farkındalık meditasyonu ve plasebonun ağrıyı farklı yollarla düşürdüğünü kaydetti. 

Yeni çalışma, farkındalık meditasyonunun kronik ağrılardan muzdarip kişilere yardım etme potansiyeli taşıdığına işaret ediyor.

Ancak bulguların, kronik ağrıyı tamamen giderip gidermediğini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Zeidan, "Milyonlarca kişi her gün kronik ağrıyla yaşıyor ve daha önce anladıklarımızın ötesindeki şeyler bu insanların ağrılarını azaltıp yaşam kalitelerini artırabilir" ifadelerini kullanıyor:

Farkındalığın nörobiyolojisini ve klinik ortamda bu kadim uygulamadan nasıl yararlanabileceğimizi araştırmaya devam etmekten heyecan duyuyoruz.

Independent Türkçe, New Atlas, Live Science, Biological Psychiatry