İsrail’in yeni Azerbaycan Büyükelçisi: 48 Araplarından Filistinli George Dick

İsrail’in yeni Azerbaycan Büyükelçisi: 48 Araplarından Filistinli George Dick
TT

İsrail’in yeni Azerbaycan Büyükelçisi: 48 Araplarından Filistinli George Dick

İsrail’in yeni Azerbaycan Büyükelçisi: 48 Araplarından Filistinli George Dick

İsrail Dışişleri Bakanlığı, tarihte ilk kez Filistinli bir Hristiyan genci Azerbaycan Büyükelçisi olarak atadığını açıkladı.

34 yaşındaki yeni büyükelçi Avukat George Dick, Yafa şehrinde dünyaya geldi. On yıl önce bakanlık bünyesinde çalışmaya başlayan ve çeşitli diplomatik görevlerde bulunan Dick, İsrail’in Bakü Büyükelçisi olarak atandı.

Dick, üç yıl boyunca İsrail'in Nijerya Büyükelçisi yardımcısı olarak görev yaptı. Yine benzer bir süre boyunca Norveç Büyükelçisi yardımcısı makamında bulundu ve 2014 yılında Oslo'daki İsrail Büyükelçiliği'nde geçici olarak görev yaptı. Bakanlık onu tecrübeli, yetenekli, 4 ayrı dilde konuşabilen şık ve yakışıklı bir kişi olarak takdim ediyor.

Yafa mültecilerinden bir ailenin çocuğu olan Dick, İsrail dış hizmetlerinin parlayan yüzü olarak kabul ediliyor ve aynı zamanda Dışişleri Bakanlığında görev yapan ilk Hıristiyan Arap olarak biliniyor.

Dick’in hayatını kaybeden babası Yusuf Dick, Yafa'daki toplum liderlerinden biri olarak tanınıyordu. On yıllar boyunca Yafa’daki Ortodoks cemaatine başkan olarak hizmet etti. Sonrasında Ortodoks Konseyi Başkanı olarak görev yaptı. İki kız kardeşi olan Dick’in annesi bir muhasebeci. Yafa’daki Fransız Okulu'nda okudu ve orta öğretimini şehirdeki belediye okulunda tamamladı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde Dick hakkında yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Dick'in arkadaşları onun erken yaşlardan itibaren yetenekli biri olduğunu ve harika bir yazı yeteneği olduğunu söylüyor. 18 yaşında Yahudiler ve Araplar hakkında farklı hikayelerin anlatıldığı “Benim Yafa’m” adlı bir dergi çıkardı. Hertsliya’daki multidisipliner bir merkezde hukuk ve yönetim alanında eğitim aldı. Dışişleri Bakanlığı'nın geleceğin liderleri kursuna kabul edilene kadar, özel hukuk alanında kısa bir süre avukat olarak görev yaptı. Kursu yüksek bir dereceyle tamamladı ve birkaç küçük mevkii de görev yaptıktan sonra İsrail'in Norveç Büyükelçisi yardımcılığına atandı. Filistin yönetimine fon sağlayan en büyük ülkelerden birinde, İsrail medyasının daimi resmi temsilcisi olarak çalışan Dick, bütün bu karmaşıklığın ortasında ip üzerinde yürümekte oldukça iyi. Dick, kısa bir süreliğine yalnızca yerel hükümet yetkilileriyle değil, aynı zamanda tutumları bakımından sağcı olarak değerlendirilen Oslo'daki Yahudi cemaati ile de yakın ilişkiler kurmayı başardı ve topluluk içerisinde saygı duyulan biri oldu.”

George Dick'in elde ettiği övgü ile birlikte özellikle Yafa’da, İsrail devletini samimi olarak temsil eden Arap diplomata yöneltilen şiddetli bir öfke ve eleştiri var. İsrail devleti ile Yafa Arapları arasındaki uçurum, 2014 İsrail-Gazze çatışmaları sırasında önemli ölçüde arttı. Yafa’daki Araplar Gazze sakinlerini desteklemek için Filistin bayraklarını kaldırırken Dick, Norveç medyasında İsrail siyaseti adına konuşuyordu. Dick’in Yafa sokaklarındaki muhalifleri, onun Filistin halkına karşı suç işleyen ırkçı bir hükümeti temsil ettiğini iddia ediyorlar. Çatışma, George’nin babası Yusuf Dick’in toplumda Filistinli ulusal bir şahsiyet olması ve Yaser Arafat'ı ilk kucaklayanlardan biri olarak bilinmesi ile daha da şiddetleniyor. Ortodoks topluluğunun başı ve aynı zamanda Azmi Bişare partisi aktivistlerinden olan Yusuf Dick, Yafa’daki mülklere el konulması ile ilgili olarak otorite ile karşı karşıya gelmişti. Yafa’daki Ortodoks Derneğinin eski başkanı olan dayısı Peter Habaş, onun hakkında “Kendisine ait görüşleri var. Onun siyasi pozisyonuna katılmıyorum” ifadelerini kullanıyor.

George Dick'in yakın bir arkadaşı, Dick’i söz konusu tutuma ve konuma sürükleyen şeyin “kamu yararının gözetilmesi” olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“George, devletin menfaatinin hepimizin işine yarayacağını düşünüyor. Bu nedenle böyle davranıyor. Eğer Araplar olarak bu ülkeye ortak olmak istiyorsak, bu temelde hareket etmeliyiz. Dick, Filistinli bir aileden gelen İsrailli bir Arap olduğunu ve kimliği ile gurur duyduğunu açıklama fırsatını kaçırmaz. Arap kimliği ile İsrailli kimliği arasında mutlak bir çelişki olduğuna inanmıyor. Tüm ifadeleri toplumuna olan sevgisinden ve ona, halkına ve devletine verdiği ehemmiyetten kaynaklanıyor, yoksa nefretinden değil.”



Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: ‘Kapsamlı anlaşma’ konuşmaları, durgunlaşan müzakereleri harekete geçirebilir mi?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

ABD’li yetkililerin, müzakerelerin gidişatını Gazze Şeridi'nde kısmi ateşkesten tüm esirlerin geri getirilmesini öngören ‘kapsamlı anlaşma’ çabalarına çevirme konusundaki açıklamaları, Washington ve İsrail'in istişare için geri çekilmesinden bu yana bir haftadan fazla süredir devam eden çıkmazın gölgesinde bunun mümkün olup olmadığına dair soruları yeniden gündeme getirdi.

Geçtiğimiz perşembe günü İsrail'e gelen ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilci Steve Witkoff'un önerdiği görüşme, müzakerelerdeki çıkmazı kırmanın başlangıcı gibi görünebilir. Ancak, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, müzakerelerin zaman alacağını ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesi veya İsrail'in Gazze Şeridi'nin geniş bölgelerinden çekilmeye karşı çıkması gibi engellerle karşılaşacağını tahmin ediyor.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, perşembe ve cuma günleri, Gazze Şeridi'ndeki mevcut insani durumu yansıtan, yorgun ve zayıf iki esiri gösteren iki video yayınladı ve bu, İsrail'de büyük yankı uyandırdı.

Dün, çoğu siyah kıyafetler giymiş yüzlerce esir yakını Tel Aviv'de bir meydanda toplandı. Sosyal medyada yayınlanan ve İsrail medyasında yer alan fotoğraflara göre Witkoff da onlara katıldı.

İsrail'in Haaretz gazetesi, Witkoff'un ailelerle yaptığı görüşmede, “Binyamin Netanyahu savaşı sona erdirmeye kararlı ve Hamas silahlarını teslim etmeyi kabul etti” dediğini aktardı.

Gösteriye katılan bir aile üyesi, Witkoff'un ‘Donald Trump yönetiminin, Arap ülkeleri ve ABD'nin tüm gücünü içeren, savaşı sona erdirecek yeni bir çözüm üzerinde çalıştığını’ söylediğini bildirdi.

İsrail Yayın Kurumu, Witkoff'un gösteri sırasında “Müzakerelerin gidişatı ya hep ya hiç şeklinde değişti. Herkes evine dönmeli” dediğini aktardı.

Bu, perşembe günü Witkoff ve Netanyahu'nun görüşmesinin ardından üst düzey bir İsrailli yetkilinin, İsrail ve ABD'nin bazı esirlerin serbest bırakılması planından tüm esirlerin serbest bırakılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin silahtan arındırılması planına geçilmesi gerektiğini anladığını söylemesiyle örtüşüyor.

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, iki gün önce Gazze Şeridi'ne yaptığı saha ziyaretinin ardından savaşa ilişkin tutumuyla ilgili olarak AFP’ye şunları söyledi: “Tahminimce, önümüzdeki günlerde esirlerimizin serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğiz, aksi takdirde savaş acımasızca devam edecek.”

hyu7ı
Gazze'nin er-Rimal mahallesinde annesiyle birlikte yerde oturan yetersiz beslenmeden mustarip Filistinli çocuk (AFP)

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, İsrail'in şu anda saldırılarını şiddetlendirmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Ukkaşe, Witkoff'un anlaşma hakkındaki açıklamalarının, iki aşamalı müzakerelerin yeniden başlamasına yol açacağını tahmin ediyor; Birincisi, esirler karşılığında savaşın sona erdirilmesi, ikincisi ise Hamas’ın silahsızlandırılmasıyla Filistin devletinin kurulmasına giden yolda ilerlemek. Kuşkusuz bu, istişareler için zaman alacak.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava, İsrail'in şu anda operasyonlarını genişletmek istemediğini düşünüyor. Zira bu, müzakerelerin fiilen çökmesi ve yakın zamanda yeniden başlamaması anlamına gelir. Witkoff'un önerisi, Knesset'in tatilde olduğu bu dönemde Netanyahu için uygun olabilir. Çünkü rakipleri şu anda hükümetini devirme gücüne sahip değil ve Netanyahu şehirlerden çekilme ve diğer bölgelerde kontrolü elinde tutma konusunda ısrarcı.

Mutava, Trump'ın İran'ın şu anda Hamas'ı yönlendirdiğinin farkında olduğunu ve Gazze meselesini bir kerede bitirmek istediğini düşünüyor; bu nedenle, manevra yapmak, Hamas'ı ifşa etmek ve ona baskı uygulamak için bu konuyla ilgili konuşmalar artacak. Mutava, “Netanyahu ve Hamas, müzakerelerin tıkanmasının ve kapsamlı anlaşma görüşmelerinin tehlikeye girmesinin iki ana nedeni olmaya devam ediyorlar. Çünkü Hamas silahlarını teslim etmiyor ve İsrail de Gazze Şeridi'nin birçok bölgesinden çekilmiyor” ifadelerini kullandı.

Silah bırakmayı kabul ettiklerine ilişkin iddiaları yalanlayan Hamas, son aylarda ısrarla talep ettiği kapsamlı anlaşma konusuna değinmedi. Hamas tarafından dün yayınlanan açıklamada, “Bazı medya kuruluşlarının Witkoff'un sözlerini aktararak, hareketin silahlarını teslim etmeye hazır olduğunu yayınladığı haberlere ilişkin olarak, işgal devam ettiği sürece direniş ve silahların ulusal ve yasal bir hak olduğunu bir kez daha yineliyoruz. Bu, sözleşmeler ve uluslararası normlarla onaylanmıştır” denildi.

cdfvdc
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de İsrail'in hava saldırısı sonucu hasar gören binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Washington ve İsrail, yaklaşık bir hafta önce, 6 Temmuz'dan beri Doha'da süren müzakerelerden heyetlerini çekeceklerini açıklamışlardı. Bu açıklama, Hamas ile ABD ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında karşılıklı suçlamaların yaşandığı bir dönemde geldi.

Hamas’tan bir kaynak cuma günü Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi'nde ateşkes konusunda sunduğu teklife İsrail'in verdiği yanıtın ‘cesaret verici olmadığını’ söyledi. Kaynak, ‘arabulucuların Hamas’a İsrail'in sözlü yanıtını ilettiğini, ancak İsrail'in Filistinliler tarafından reddedilen Amerikan yardım kurumunun kurulmasını ve güçlerinin Gazze Şeridi'nde konuşlandığı güvenlik noktalarının kalmasını ısrarla talep ettiğini’ belirtti. Kaynak, İsrail'in yanıtının ‘savaşı sona erdirme konusunda gerçek bir niyetinin olmadığını gösterdiğini’ vurguladı.

Müzakerelerin gidişatına aşina olan Mısırlı bir kaynak da cuma günü Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, İsrail ve Washington'un bir haftadan fazla bir süre önce istişare için çekilmesinden bu yana müzakerelerde bir kriz olduğunu söyledi. Kaynak, baskı altında müzakerelerle ilgili toplantılar yapılsa bile, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki kontrol bölgelerinde kalma eğiliminin, müzakerelerin yine sonuçsuz kalacağını gösterdiğini belirtti.

Ukkaşe, Hamas'ın gelecekteki varlığını güvence altına almak amacıyla yeni şartlar bahanesiyle talep ettiği kapsamlı anlaşmayı reddetmesi halinde, kendisini dünyanın karşısına koymuş olacağına inanıyor ve Hamas'ın silahsızlanmayı reddetmesinin uzlaşma yoluyla aşılacağını öngörüyor. Ukkaşe, “Hamas ve İsrail, sanki her iki tarafın da galip gelmek istediği bir maçta olduğu gibi, anlaşmayı bozmaya çalışacak” dedi.

Mutava ise Hamas'ın silahlarına sarılmasının, zaman kazanmak ve Gazze savaşının ertesi günü için kendine bir yer aramak amacıyla olduğunu düşünüyor. Mutava, “İran'a sadık olan radikal kanat halen söz sahibi ve hareketin silahsızlandırılması konusunda Arap ve uluslararası konsensüsün boyutlarını ve bunun kesinleştiğini anlamıyor” dedi. Hareketin iki seçeneği olduğunu belirten Mutava, ‘ya baskı altında bu seçeneği kabul edeceğini ya da risk alıp silah ve iktidarı elinde tutacağını’ söyledi.